Serap ŞAHİN

YENİDÜZEN’in “Biz Özen İzinliyiz” manşetiyle Haziran 2020’de gündeme getirdiği ve dönemin Turizm Bakanı, mevcut Başbakan Ünal Üstel’in görevden alınmasıyla son bulan, toplumun “Özel Jet Skandalı” olarak anımsadığı olayın üzerinden 4 yıl geçti, başlatılan soruşturmada bir arpa boyu yol alınamadı…

Başsavcı Yardımcısı Ahmet Varol, Kasım 2023’te Başsavcılık bütçesinin görüşüldüğü komite toplantısında; “polisin soruşturma kapsamında ifadelerin çoğunu almadığını, 3 kişi hakkında açılan davaların geri çekildiğini, genişletilmesi gereken konuların genişletilmediğini, hangi müdürün hangi çavuşa emir verdiği silsilesinin bile tespit edilmediğini, polisin ilave ifadeler alması halinde konunun tekrar gündeme geleceğini” söylemişti.

Savcılıkta “yeni gelişme yok”

Varol, 4 ayın ardından YENİDÜZEN’e yaptığı açıklamasında, “komite toplantısında ifade ettiği gelişmelerin ötesinde yeni bir gelişme yaşanmadığını” ifade etti.

2022 yılında Ercan Havalimanı’ndaki muhacerette görevli iki memurla ilgili soruşturma başlatan ancak daha sonra davaları geri çeken polis ise “soruşturmanın sürdüğünü” söylüyor…

“Başsavcılık, dosyayı açılmamak üzere kapattı”

Soruşturmanın akıbetine ilişkin araştırmalar yapan CTP Milletvekili Sami Özuslu, YENİDÜZEN’e yaptığı açıklamasında, polisten aldığı bilgiye göre, ilgili raporun 4 farklı dosyadan oluştuğunu kaydetti.

Özuslu, dosyalardan 2’sinin 2 polis aleyhinde olduğu ve bunlardan birinin dosyasının Başsavcılığa gittiğini, 2 de kamu görevlisi hakkında dosya hazırlandığını ve üst düzey bir Sağlık Bakanlığı çalışanı hakkında hazırlanmış bir soruşturma da olduğunu ancak Başsavcılık tarafından dosyanın tekrardan açılmamak üzere kapatıldığını söyledi.

Denktaş’ın bahsettiği “üst düzey kişi” kim?

Özuslu, dönemin Milletvekili Serdar Denktaş’ın söz konusu dosyayı meclise getirerek bir takım iddialarda bulunduğunu da anımsatarak, “Denktaş’ın o günkü varsayımında etrafa yayılan ‘Bu işin içinde çok çok üst düzeyde birileri de vardır’ iddiasına dayanıyordu. ‘Yukardan birilerinin başı o gün ne biliyordu da bunu ima etti açıklamaya çağırıyorum” dedi.

Denktaş’tan çarpıcı iddia: “Ersin Tatar ile görüştüler”

Söz konusu süreçte, polisin olaya ilişkin tamamladığı ön raporu Meclis kürsüsünden okuyan dönemin Demokrat Parti Milletvekili Serdar Denktaş, 4 yılın ardından YENİDÜZEN’e yaptığı açıklamasında “özel izinliyiz” diyerek Kıbrıs’ın kuzeyine giren kafilenin, dönemin Başbakanı Ersin Tatar ile bir otelde görüştüğünü öğrendiğini, ancak otelin kamera kayıtlarını silmesi sonucu bu bilgiyi kamuoyuyla paylaşamadığını söyledi.

Denktaş, ön raporu Meclis kürsüsünde okumasının ardından katıldığı televizyon programında konuşarak “raporun hiçbir zaman sonuçlandırılamayacağını” söylemişti. Denktaş, bu sözünde haklı çıktığını, özel jet raporunun asla nihai sonuca vardırılamayacağını ifade etti.

Üstel, Denktaş’ı adeta ‘doğrulamış’

Krizin patlak vermesinin ardından görevden alınan dönemin Turizm Bakanı, mevcut Başbakan Ünal Üstel, yaşananların ardından Ekim 2020’de katıldığı bir televizyon programında, Serdar Denktaş’ın yapmış olduğu güncel açıklamayı destekleyen bir demeç vermişti: “Özel jet krizi olayında bana bu görevi verenler başbakan ve Başbakan yardımcısıydı. Ben hazırladığım bir önergeyi Bakanlar Kuruluna götürdüm kıyametler koptu ve başbakan beni görevden aldı. Görevi veren de görevden alanda başbakandır. Biz usulüne itiraz ettik ama karara saygı duyuyorum. Özel jet olayında kamera kayıtları silindi, polis raporu çıktı ama her nedense bugüne kadarda kamuoyuna yansımadı.”

4 yıldır ilerletilemeyen ve Ersin Tatar’ın Başbakan olduğu süreçte dönemin Turizm Bakanı Ünal Üstel’i görevden almasıyla son bulan tartışmalar, Üstel’in Başbakan seçtirilmesi sonrası tamamen durdu…

‘Özel Jet Skandalı’na ilişkin rapor, eksikler olduğu gerekçesi ile polise geri gönderilmişti

YENİDÜZEN’in “Biz Özen İzinliyiz” manşetiyle Haziran 2020’de gündeme getirdiği ve dönemin Turizm Bakanı, mevcut Başbakan Ünal Üstel’in görevden alınmasıyla son bulan, toplumun “Özel Jet Skandalı” olarak anımsadığı olayın üzerinden 4 yıl geçti, başlatılan soruşturmada bir arpa boyu yol alınamadı… Anımsanacağı üzere, pandemi nedeniyle önlemlerin en üst düzeyde tutulduğu ve uçuşların durdurulduğu günlerde, 12 Haziran Cuma akşamı ülkeye karantina koşuluna uymadan gelen özel jet, UBP-HP Hükümeti’nde de sarsıntıya neden olmuştu. Dönemin Turizm Bakanı olan Ünal Üstel ‘Özel jet’ skandalı sonrası görevden alınmıştı. Ekim 2020 tarihinde YENİDÜZEN’e konuşan Başsavcı Yardımcısı Ahmet Varol, dosyanın incelendiğini ve eksiklikler tespit edildiği gerekçesi ile tamamlanması için polise geri gönderildiğini söylemişti.

Başsavcı Yardımcısı Ahmet Varol:

“Yeni gelişme yok”  

Başsavcı Yardımcısı Ahmet Varol, Kasım 2023’te Başsavcılık bütçesinin görüşüldüğü komite toplantısında; “polisin soruşturma kapsamında ifadelerin çoğunu almadığını, 3 kişi hakkında açılan davaların geri çekildiğini, genişletilmesi gereken konuların genişletilmediğini, hangi müdürün hangi çavuşa emir verdiği silsilesinin bile tespit edilmediğini, polisin ilave ifadeler alması halinde konunun tekrar gündeme geleceğini” söylemişti.

Varol, 4 ayın ardından YENİDÜZEN’e yaptığı açıklamasında, “komite toplantısında ifade ettiği gelişmelerin ötesinde yeni bir gelişme yaşanmadığını” ifade etti.

CTP Milletvekili Sami Özuslu:

“Polis ile savcılık birbirini suçluyor”

Soruşturmanın akıbetine ilişkin araştırmalar yapan CTP Milletvekili Sami Özuslu, Komite toplantısından sonra 15 Aralık 2023 tarihinde “Özel jet skandalı” ile ilgili hem polisle hem de savcılıkla görüşme gerçekleştirdiğini belirtti. 

Özuslu, polisten aldığı bilgiye göre ilgili raporun 4 farklı dosyadan oluştuğunu kaydetti. Özuslu, dosyalardan 2’sinin 2 polis aleyhinde olduğu ve bunlardan birinin dosyasının Başsavcılığa gittiğini, 2 de kamu görevlisi hakkında dosya hazırlandığını ve üst düzey bir Sağlık Bakanlığı çalışanı hakkında hazırlanmış bir soruşturma da olduğunu ancak Başsavcılık tarafından dosyanın tekrardan açılmamak üzere kapatıldığını açıkladı.

Aralık ayında polisten aldığı bilgiye göre, diğer dosyaların da hazırlanıp Başsavcılığa gönderilecek şeklinde olduğunu dile getiren Özuslu, “Ben de o gün top Başsavcılıkta şeklinde konuşma yaptım. Ertesi gün talep üzerine Başsavcılıkla görüşme gerçekleştirdik. Orada söylenenler polisten gelecek olan dosyaların henüz gelmediği şeklindeydi. O günlerde bu konu polis ile Başsavcılık arasında karşılıklı bir suçlama konusu haline gelmişti” ifadelerini kullandı.

“Serdar Bey’in bahsettiği ‘çok üst düzeyde kişi’ kimdi?”

“Kovid nedeniyle karantina koşullarının sürdüğü dönemde 1 uçak dolusu insanın şaibeli biçimde adaya girişi ve hastalık yokmuş gibi gezmeleri, kumarhanede, restorantta görülmeleri, kapalı olan yerlerin bu insanlar için açılması, İskele bölgesindeki bir inşaatı görmeleri kabul edilebilir değil” diyen Özuslu, şunları kaydetti:

“YENİDÜZEN gazetesi bu raporu gündeme getirmişti ve bir süre sonra dönemin Milletvekili Serdar Denktaş, meclis kürsüsünde ‘İşte dosya’ diyerek çıkıp bir dosyadan bahsetmişti. Şu iddiayı ortaya koymuştu: ‘Gördüğünüz göreceğiniz bütün dosya budur. Bu raporun daha ileriye gitme ihtimalini görmüyorum’ demişti. Denktaş’ın o günkü varsayımında etrafa yayılan ‘Bu işin içinde çok çok üst düzeyde birileri de vardır’ iddiasına dayanıyordu. ‘Yukardan birilerinin başı yanacak. O yüzden bu işin üstüne gidilmeyecek’ demişti. Benim tespitime göre bu öngörü bir şekilde doğru çıktı. Bu işin içinden çıkacak çok üst düzey şahıs veya şahısları bilmiyoruz. Serdar Bey biliyorsa o gün ne biliyordu da bunu ima etti açıklamaya çağırıyorum. Gerek polis, gerek başsavcılıkta yaptığım görüşmelerde gerekçe bütçe görüşmeleri sırasında polis ve başsavcılığın yetkililerine doğrudan sorular sorarak bu kişinin veya kişilerin kimler olduğunu öğrenemedim. Bu konu önemlidir ve üstüne gidilmesi gerekirdi. Bu konu kamuoyu açısından kapatılacak bir konu değildir.”

“Bunun cezasız kalması toplumsal yara olacaktır”

Sami Özuslu, Ali Kişmir ve Şener Levent aleyhinde açılan davalara işaret ederek, “Gazetecilerin aleyhine davalar dosyalanabiliyor ama ülkenin, toplumun salgın bir hastalık riskiyle karşı karşıya kalabileceği ve kimsenin bu ülkeye yurtdışından özel izin haricinde giremeyeceği bir koşulda bu insanları ülkemize sokmak ciddi bir suçtur. Bunun cezasız kalması toplumsal yara olacaktır. Bu yaranın kapatılması gerekir” şeklinde konuştu.

Dönemin DP Milletvekili Serdar Denktaş

“Bahsettiğim üst düzey kişi, dönemin Başbakanı Ersin Tatar”

Kamuoyunun gündemine raporu getiren ilk kişi ve dönemin Milletvekili Serdar Denktaş, 4 yıldır hiçbir gelişmenin yaşanmadığı “Özel jet skandalında” soruşturmanın ilerletilmeyeceğini tahmin ederek böyle bir öngörüde bulunduğunu belirtti. Denktaş, olayın bir şekilde kapatılacağını tahmin ettiğini söyledi.

Sami Özuslu’nun çağrısına da cevap veren Denktaş, “Özel jet skandalına” adı karışan üst düzeyin, dönemin Başbakanı mevcut Cumhurbaşkanı Ersin Tatar olduğunu söyledi. Bilgiyi otel çalışanlarından aldığını ancak otelin kamera kayıtları silindiği için ispatlayamadığına dikkat çeken Denktaş, “Kasetleri almaya çalıştım ama mümkün olmadı. Sonra ben de takip etmedim” dedi.

Üstel, Denktaş’ı adeta doğrulamıştı

Krizin patlak vermesinin ardından görevden alınan dönemin Turizm Bakanı, mevcut Başbakan Ünal Üstel, yaşananların ardından Ekim 2020’de katıldığı bir televizyon programında, Serdar Denktaş’ın yapmış olduğu güncel açıklamayı destekleyen bir demeç vermişti: “Özel jet krizi olayında bana bu görevi verenler başbakan ve Başbakan yardımcısıydı. Ben hazırladığım bir önergeyi Bakanlar Kuruluna götürdüm kıyametler koptu ve başbakan beni görevden aldı. Görevi veren de görevden alanda başbakandır. Biz usulüne itiraz ettik ama karara saygı duyuyorum. Özel jet olayında kamera kayıtları silindi, polis raporu çıktı ama her nedense bugüne kadarda kamuoyuna yansımadı.”