SOS ÇOCUK KÖYÜ S.O.S VERİYOR…
Yüzlerce çocuğa yuva olan köy, bağışlarla ayakta duruyor… Gelirin yüzde 24’ünü oluşturan uluslararası katkı 2 yıl sonra kesiliyor
İkinci Dünya Savaşı yılları, çocukların öksüz kaldığı koşullar. Avusturya’da genç bir doktor, Hermann Gmeiner, bir şilin toplayarak öksüzlere, güvenli yaşamı olmayan çocuklara yardım yapmaya başlar. “Daha savaşın dumanları şehrin üzerindeydi” diyor o günleri anlatırken. Yani o koşullarda bile bir (1) şilin bağışlamak mümkün… Ve böyle başladı, arkası geldi. SOS Çocukköyü Derneği ilk bu ülkede kuruldu, öksüz ve ihtiyaçlı çocuklara yuva ortamında güvenli yaşam için… Ardından genişledi, yayıldı ve aynı çatı altında Avrupa’dan başlayarak 134 ülkeye yayıldı. Bunlardan biri de KKTC…
300 CİVARINDA ÇOCUĞA YUVA
Lefkoşa’da 1990’lı yılların başında kurulan SOS Çocukköyü, devletin ilgili birimleriyle, en başta da Sosyal Hizmetler Dairesi ile işbirliği halinde, uluslararası organizasyonun kriterleri çerçevesinde bakıma muhtaç, öksüz, güvenlik sorunu yaşayan çocuklara aile ortamında yaşam sunuyor. “Anne”, “teyze”, “baba” figürleriyle “yuva” ortamının yaratıldığı köyde, bugüne kadar 253 çocuğa bakım sağlandı. Şu an bakımı sürdürülen çocuk sayısı ise 58…
GENÇLER AYRI EVDE… ÜNİVERSİTEDE, İŞTE…
Bu çocuklara ek olarak, 16 yaşından büyük gençlerin kaldığı gençlik evleri de var Girne’de. Burada kalan gençlerin sayısı 26. Danışmanlar gözetimindeki bu gençler yanında, 22 genç de “yarı bağımsız” yaşam sürdürüyor.
Bu gençlerden 7’si üniversiteye devam ediyor, 4’ü yüksek lisansını yapıyor, 22’si çalışıyor, 5’i ise işsiz/iş arıyor…
AİLE YANINDA DESTEK DE VAR
SOS Çocukköyü Derneği’nin uluslararası kriterleri çerçevesinde bebeklikten üniversiteye, hatta evlenene kadar “anne”, “teyze”, “baba” gözetiminde yaşamlarını sürdüren bu çocuk ve gençlere ek olarak, Aile Güçlendirme Projesi adıyla çocuklara aileleri yanında da destek veriliyor. Ailelere eğitim veriliyor, ilgili bakanlıklardan uzmanların da katkısıyla çocukların daha iyi bakılması için gözetimle destek sağlanıyor. Bugün bu kapsamdakilerin sayısı 40 aile, 101 çocuk. Bu projeden bugüne kadar yararlananların toplam sayısı ise 192 aile, 481 çocuk.
ANAOKUL/KREŞ DE VAR
Köyde yaşayan veya Aile Güçlendirme Projesi kapsamında aileleri yanında destekten yararlanan çocuklar yanında, dıştan çocukların katıldığı bir de anaokulu/kreşi var SOS Çocukköyü’nün… Buradaki sayı ise 42’si dıştan 60 çocuk.
YILLIK BÜTÇE 4.5 MİLYON TL
Toplam 13 ev, 13 anne, teyzeler, baba/müdür, danışmanlar, teknisyenler ve diğer görevlilerle birlikte 60 civarında çalışanı bulunan SOS’de, aile bütçeleri, tamir-bakım gibi teknik giderler, elektrik ve sağlık harcamaları, ulaşım ve yatırımlar ile çalışanların maaşları dahil yıllık toplam gider 2014 rakamlarına göre 4.5 milyon TL.
GELİRİN YÜZDE 24’Ü…
Geçtiğimiz yılın verilerine göre köyün giderinin yüzde 35’i Fol Geliştirme’den, yani SOS’in bağışlar, fitreler gibi kendi kaynaklarından sağladığı gelirle karşılanıyor. Devlet katkısı yüzde 34… Anaokulunun gelirlerinden sağlanan yüzde 7. Ve geri kalan yüzde 24 de SOS KDI, yani köyün bağlı olduğu Uluslararası SOS Çocuk Köyü Derneği’nin katkısıyla karşılanıyor.
Yaklaşık 20 yıldan beri, dünyadaki örnekleriyle aynı standartta yaşamını sürdüren SOS Çocuk Köyü, şimdilerde S.O.S veriyor. Çünkü uluslararası organizasyon, SOS KDI, dünyadaki ekonomik krizle birlikte bağışçıların azalmasıyla 134 köye 2018’den itibaren katkıyı tamamen kesme kararı aldı. Hatta bu yıldan itibaren geçerli olmak üzere alınan bu karar, köylerin kendilerine yeni kaynaklar yaratabilmelerine olanak sağlamak için birkaç yıl uzatıldı…
FARKEDİN, KÜÇÜK KATKILARLA HAYAT KURTARIN…
Sorunun çözümü için devletin katkı payının artırılması yönünde girişimler artarken, tüm dünyada olduğu gibi gönüllü ve sürekli bağışlar için de çalışmalar yoğunlaştırıldı.
Bu konudaki çalışmaların başını çeken, gönüllülerden oluşan yönetim kurulu, devlet ve hükümet yetkililerine çağrı yaparken, vatandaşa da “farkındalık” uyarısı yaptı.
Aynı zamanda köyün gönüllü bağışçılarından, Yönetim Kurulu Başkanı Hacer Çerkez, “Bu çocukları görün, farkedin” derken; Avusturyalı Doktor Gmeiner’in “daha savaşın dumanları şehrin üzerindeyken bile bir şilin katkı yapılabildiğine” ilişkin sözünü anımsattı. “Çok küçük katkılarla hayat kurtarabilirsiniz” diyerek…
“Bu köyde insan yetiştiriliyor, hayatlar kurtarılıyor ve bu konudaki başarı yüzde 80’lerin üzerinde. Aslında devletin görevini de hafifletiyor, devletin görevini üstleniyor” diyen Çerkez, “Bu çocuklar burada herkesin evinde yaşadığı gibi yaşıyor. Mutfak var, yemek pişiyor, elektrik-su harcaması var, sağlık sorunu, eğitimi var… Sosyal aktiviteleri, tatilleri var…” ifadelerini kullandı.
YILDA 500 TL İLE HAYAT KURTAR
Köyün Müdürü Ahmet Akarsu da, yıllık 500 TL gibi bir katkıyla bir çocuğun hayatının kurtarılabileceğine vurgu yaptı.
Bağışların sürekliliğinin önemine vurgu yapan Akarsu, “100 TL verip arada bir vereceğinize, 10 TL verin ve sürekli verin. Köyün bütçesi var, süreklilik önemli” diye konuştu.
AİLE SPONSORLUĞU 750 EURO…
SOS Çocuk Köyü’nün sponsorlukları rakamlarla belirlenmiş durumda. Sürekliliğin sağlanması için makul seviyede tutulmasına özen gösterilmiş rakamların.
Buna göre bugünkü şartlarda bir aile evinin sponsorluğu yıllık 750, bir tek çocuğun sponsorluğu 150 ve Aile Güçlendirme sponsorluğu 200 Euro.
Bağışçıların bunlardan herhangi birini veya bir kaçını seçme imkanı var. Yani yılda 150 Euro (yaklaşık 500 TL) katkıyla bir çocuğun, 2 bin 300 TL ile 3-4 çocuklu ailenin hayatını kurtarmak mümkün.
3 BİN SÜREKLİ BAĞIŞÇI DAHA…
Okulun şu anki sürekli bağışçı sayısı 2 bin civarında. “Bu rakama 3 bin daha ekler ve 5 bine ulaşırsak, tüm sıkıntılarımız giderilemese de hedefe ulaşırız” diyor Köy Müdürü Akarsu