Sosyal Medya Ve Aşk…
Yılın son günü ve son yazısı…
Sonlardan söz açılmışken aklıma gelenleri sizlerle paylaşmak istiyorum.
En son, ne zaman hiç karşılık beklemeden birini sevdiniz?
Yani sizi sevsin veya sevmesin, birisini sevebildiniz mi?
Yoksa yine koşullu sevgi gi
Yılın son günü ve son yazısı…
Sonlardan söz açılmışken aklıma gelenleri sizlerle paylaşmak istiyorum.
En son, ne zaman hiç karşılık beklemeden birini sevdiniz?
Yani sizi sevsin veya sevmesin, birisini sevebildiniz mi?
Yoksa yine koşullu sevgi gibi bubi tuzaklarına mı kapıldınız?
Niye birinden hoşlandığımız zaman illaki onun da bizden hoşlanmasını veya sevmesini bekleriz?
Aslında anlayabiliyorum; inciniyorsunuz, kırılıyorsunuz karşılıksız olan sevgi ve aşktan fakat bunun da kendine has güzellikleri vardır.
Onunla iç içe birlikte bir yaşam veya beraberlik yaşayamadığınızdan onun hep iyi ve güzel taraflarını görürsünüz.
Sizi belki de bezdirecek olan huylarına veya tavırlarına şahit olmayacaksınız hiçbir zaman…
Güzeldir bazen uzaktan ve karşılık beklemeden sevmek,
O hep aklınızda sizin onu hayal ettiğiniz şekliyle var olur,
Hiç başka bir olumsuzluk olmadan, sadece karşılık bulamadığınıza odaklanır, ondan ötesini görmezsiniz.
Yine de gözlemlediğim kadarıyla hep karşılık bekliyoruz,
Severken…
Acaba biz sevmeyi mi unuttuk?
Acaba biz birbirimize güvenmeyi mi unuttuk?
Hatırlıyor musun?
En son kime kendini gözün kapalı teslim edebildin?
Veya en son kime çırılçıplak sırtını dönüp, kendini ona emanet edebildin?
Üstelik ona sırtın dönülüyken, onun sırtına bıçağı saplamayacağından veya seni sırtından vurmayacağından en son ne zaman emin olup kendini koy verebildin?
Artık kimse kimseye değer vermiyor.
Sanki matematik denklemi gibi;
“Ben onu seviyorsam, o da beni sevmeli, yok sevmiyorsa diğer seçenek gelsin”,
Diye bir düşünce ve tavır içerisinde maalesef insanların çoğunluğu.
Biliyor ki, elini sallasa internet ortamında onlarcasını bulacağını düşünüyor.
Sizi kaybetse, çok da bir şey ifade etmiyor ona.
Siz dünyanın en değerli insanı olsanız da,
Zaten değerinizi anlamıyor ki…
Yılın son günü ve yılın son yazısı,
O kadar yazmak istediğim şey var ki, hangi birini yazsam diye düşünüyorum kafamda.
Umarım yeni yılda daha keyifle ve mutlulukla olursunuz.
En azından karşılık beklentisine girmeden birini sevmeyi deneyin.
Niye zor olan sevgilerden kaçarız?
Niye biraz zahmet etmenin bizi yoracağını düşünüp daha en başından vazgeçeriz?
Teknoloji ilerledikçe insan ilişkileri de eski büyüsünü ve değerini yitirdi.
Sadece bir tıklamayla erişebileceğimiz aşklar ve arkadaşlar yarattık kendi kendimize.
Ve onlarla mutlu olmaya çalışıyoruz.
Düşünsenize eskiden en azından bir çiçek alıp sevdiğimize gitmeyi bilirken, şimdi sanal alemde, bir tıklamayla beğendiğiniz birine hediyeler gönderebiliyorsunuz.
Hem de ne nefes tüketiyoruz, ne de yerimizden kıpırdıyoruz.
Her şey parmaklarımızda saklı, artık her şey kalbimizde veya ruhumuzda saklı değil…
Veya dudaklarımızda değil.
İnsanlar sevmekten korkar oldu, ya fazla katılaştılar veya fazla umursuz oldular.
Her şey sadece bir tıklamayla uzağınızda…
O yüzden teknoloji insan ilişkilerini de fazlasıyla yozlaştırdı,
O yüzden kaçar olduk gerçek her ne varsa…
Teknoloji hayatlarımıza girdiğinden beridir, sanki bizi işgal etti.
Neredeyse yanımızda cep telefonu olmadan tuvalete bile gidemez hale geldik,
Sevdiklerimizden koptuk. Sadece birbirimizden değil, kendimizden bile koptuk.
İçimizdeki insandan, içimizdeki çocuktan…
Teknoloji, söküp atıyor hücrelerimizdeki insanca duyguları…
Teknoloji, internet, sosyal ve sanal medya, ilişkilerimizi ve ruh sağlığımızı nasıl olumsuz yönde etkiliyor, farkında mısınız?
Ben teknolojiye karşı olduğum için yazmıyorum bunları. İnternet ve sosyal medyanın sayesinde sizlere ulaşabiliyorum, bunu da farkındayım.
Sosyalleşmek sandığımız şey, aslında çevremizden kopmamız olabilir mi?
Bundan beş veya on sene önce randevu verdiğimiz arkadaşlarımızla bugün artık cep telefonu olmadan, şehrin en bilindik yerinde bile buluşamıyorsak, teknolojinin hayatımızda çok ciddi değişikliklere yol açtığını kolaylıkla söyleyebiliriz.
Sosyal medya en çok ilişkilerimizi zedeliyor. Ayrıldığınız sevgilinizin fotoğrafları içinizi acıtırken, başkalarıyla yaptığı yazışmalar veya paylaşımlar içimizde sızıya neden oluyor, acıya neden oluyor…
Bizim yaptıklarımız da onun canını acıtıyor.
Eskiden, sevgililer birbirinin her şeyini bilmediklerinde daha mutluydular.
Birbirlerini daha kolay kandırabildiklerinden değil…
Cehalet mutluluk olduğundan…
Ayrılınca işler daha da kötü oluyor.
Facebook denilen sosyal medya sayesinde, silseniz dahi bir şekilde eliniz o sayfaya gider ve onun en ufak bir eyleminden anlam çıkarırsınız.
Sırf bu yüzden eskiye ait her ne varsa Facebook‘ta bloke edersiniz, kazara eliniz gidip açmışsa da midenize kramplar girer.
Fazla hassassınız değil mi?
Ama içinizde, sizler gibi hassas kalplerin olduğunu biliyorum.
Ben de hassas kalpliyim…
Yukarıda da az evvel yazdığım gibi, artık kimse kimseye değer vermiyor.
Çünkü, elini sallasa internette onlarcasını bulacağını düşünüyor.
O bulacağı insanlardan medet umuyor.
Sizi kaybetse çok da bir şey ifade etmiyor ona.
Bu şık olmadı, diğer şıkka geçelim diyebiliyorsunuz…
Hepinize yeni yılda, gerçek sevgi ve aşklar diliyorum.