Sosyal ve ‘adil’ devlet
Sigortalıyız, ‘ikinci sınıf’ yurttaşız tamam da…
Peki haklarımızı ne kadar biliyoruz acaba?
***
Örneğin, eczanelerden aldığımız pek çok ilaç ücretinin sadece % 20’sini ödememiz yeterli.
% 80’i Sigortalar Dairesi’nden.
‘Reçete’yi özel (serbest) bir doktorun yazması şartıyla!..
* ( Sigortalar Dairesi Müdürü Kasım Ekmen, her ay, eczanelere 400 – 500 bin TL arasında bir ödeme yapıldığını anlattı )
** (Eczacılar, “paramızı 2-3 ay sonra alıyoruz” diye genelde dertli.)
***
26 senelik sigortalıyım, hiç böyle bir uygulama yapmadım.
Tam da aptallığım !..
***
Dün eski bir YENİDÜZEN okuru aradı.
Dedi ki, “Bu kadar ayırım olmaz, sigorta emeklileri ilaç paralarının
% 20’sini ödüyor, memur emeklileri hastanede hiç ödemiyor… Yani çalıştığımız sürece ikinci sınıf olduğumuz yetmiyor, bir de emekliye ayrıldıktan sonra aynı muameleyi görüyoruz…”
***
Bu durumu biraz araştırayım dedim ama içinden çıkamadım!..
‘Sosyal Sigortalılar’ın her ay maaşlarından, % 9 bir kesinti var.
Öyle ‘kağıt üzerinde’ değil, ‘reel’…
‘Trak’ para ödüyorlar yani…
% 11 de işveren katkısı..
Bunun üzerine % 6 da devlet ekliyor!..
Ve günün sonunda bu % 26 ile ‘geleceğini’ kurtarıyor sigortalı (!)
(Ne kadar kurtardığı, malum!..)
***
Peki ‘kamu’da durum ne(ydi)?
1987 sonrasında % 9 bir kesinti oluyor, evliyse… (Bekarsa daha az, % 4 gibi)
Ve bu % 9 ile ikramiye, emekli maaşı, ücretsiz sağlık hizmeti tümü karşılanıyor.
Birinde % 26, diğerinde % 9 (!)
( 1987 öncesinde galiba hiç kesinti yok.)
***
2008’den sonra ise tümü eşitleniyor.
% 9 çalışandan kesinti…
% 11 de işveren katkı payı.
***
Çalışırken ‘sağlık primi’ ödeyen sigortalı, ‘Devlet’ten ilaç alırken bir daha ödeme yapıyor, ‘prim’ ödemeyen memur hiç yapmıyor!
Evet, devlet sosyal olmalı ve yurttaş, en azından ‘emekliliğini’ mutlu yaşamalı.
Ama devlet ‘ADİL’ de olmalı!..
Kimine can, kimine de patlıcan muamelesi yapmamalı…
Ve bu ‘eşitlik’ bilinci herkeste olmalı.