‘Soyguncular’ NEREDE?
‘Kıbrıs Türk Elektrik Bankası’ duydunuz mu hiç?
Nereden duyacaksınız, öyle bir banka hiç kurulmadı.
Ama kurulabilirdi (!)
***
Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu ile 1975 yılında tanıştık.
Elektrik güneyden geliyordu...
Gelmeye de devam etti!..
Ancak ‘parası’ toplandı, bu para güneye yani ‘üretene’ ödenmedi...
Küçük küçük santraller kurduk...
1983’te “Cumhuriyet” ilan ettik ancak elektrik güneyden gelmeye, parası toplanmaya ve toplanan para ‘tüketilmeye’ devam etti.
Günde 2 saat gibi bir üretim yapmaya başlamıştık.
Tükettiğimiz enerjinin yüzde 15’ine denk geliyordu bu!..
% 85’in parasını ‘yutuyorduk’ sadece.
Kendi enerji ihtiyacımızı “tümüyle” karşılamayı ancak 1994’te başardık.
Yani savaştan 20 sene sonra!..
***
20 yıl boyunca “üretmedik” ama “parasını” topladılar, yediler...
İşte o paralarla bir “Kıbrıs Türk Elektrik Bankası” kurulurdu herhalde...
Bankayı ‘kurmadan’ SOYDULAR!..
Paralar nere gitti, bilemiyoruz...
Toplum olarak “günü yaşadığımız” ve “günü kurtarmakla” sevindiğimiz için “sebep”ten öte “sonuçlara” odaklanıyoruz genelde..
Şimdi “zamlı” elektrik tepince de, bağırıyoruz birlikte...
“Banka” soyulurken sessiziz oysa!
***
Bu ‘zam’ kaçınılmazdı, biliyorum...
Çünkü hiç kimse “üç lira karşılığında, cebindeki beş lirayı vermez...”
Kıb-Tek veriyordu...
Üstelik o ‘üç’ lirayı da toplamıyordu tam olarak...
İsyanım ‘zam’ ötesinde işte bu ‘adaletsizliğe’...
‘Aptal’ yerine konmak bezdirdi bizi.
BU ülkenin KAYNAKLARINI eşit, adil ve birlikte PAYLAŞMIYORUZ...
Ne zaman BEDEL ÖDENECEK o zaman birlikte ödüyoruz!
Sorun burada...
Yoksa Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu ‘batacaktı’ zam olmasa...
Borcu, tahsilatı ‘sıfırlansa’ dahi...
Çünkü üretim maliyeti çok yüksekti ve her saniye ‘zararına’ satış yapıyordu, santral...
Ama asıl mesele, ‘soyguncular’ın bedel ödememesinde...
‘Soyguncular’ın her dönem ‘muteber’ insanlar olarak ‘keyif’ sürmesinde...
İsyanım işte bu düzene...