Söz verme SENET yap
Partiler Söz Vermesin Senet Yapsın!
Bir kavga bir kalaba, erken seçim kararı alındı. Ülkenin halini bilenler, bu ekonominin sık sık seçim kaldıramıyacağını söylüyor ama, toplumu düşündüğünü sık sık açıklayan siyasiler buna kulak vermiyor. Bizde, önümüze bakıp önlem alma diye bir alışkanlık yoktur. Genel kanaat, batacaksak hep birlikte batacağız!
Bir zamanlar İtalya ve Yunanistan sık sık seçim yapardı. Doğrusu bize tuhaf gelirdi..O günlerde birisi yorum yapmıştı Yunanistan için; “Seçim yapa yapa demokratikleşeceğiz.” Umalım biz de öyle oluruz..
Yalnız, bu erken seçim kararıyla hükümete güvensizlik önergesi verilmesi birbirine karıştı. Bu curcuna, Türkiye’de 5-10 yıl önce Meclis’te yaşanan karmaşaları anımsattı. Herkes birbirinin tersi yorumlar yapardı.. “Şu olursa şu olur v.s” Bizim şu andaki durum biraz öyle. Erken seçim kararı alındı ama bu iki ay içinde hükümet de düşecek.. Peki sonra ne olacak konusunda yorumlar çeşit çeşit.
Seçim kararı alınırken, siyasi partilerin hükümete yönelik eleştirilerinden fazla, erken seçimi zorlayan muhalefet partilerinin, düzeyi düşük kavgalarını izledik..Sanki de hükümet UBP değil de muhalefet partilerinden birisi.. Halkın hayretle izlediği bu hırçın dalaşmadan şu sonuç çıktı..Bir araya gelemiyecek, ortak hükümet kuramayacak sadece CTP UBP değildir. Şu anki muhalefet partileri de bir koalisyona gidemez. Zaten özellikle sol muhalefetin işbirliği, tek tük olay dışında ezelden günümüze başarılı olamamıştır. Seçim sonrası kavgalılar arasında koalisyon kurulursa, umarız bir daha siyasiler konuşmalarına dikkat ederler.
Şimdi ne olacak? Tatilin yapmanın bile bile çekilmez olduğu Temmuz sıcaklarında seçim yapılacak..Ramazan ayına da denk gelmiş.. Bu iki unsur, oy kullananların sayısını düşürecek gibi görünüyor.
Siyasi partiler, programlarını, propagandalarını, aday saptama usullerini, gezi ve mitinglerini planlayacaklar.
Şu anda toplumda seçim heyecanı yok gibi görünüyor..Her seçim öncesi olduğu gibi, siyasi partilerden, siyasetçilerden bıkmış usanmış hissi veriyorlar. Ama seçim gününe yaklaştıkça bu havanın değişeceğine inanıyorum. Hangi parti örgütü güçlüyse o kazanacak sonuçta. Çünkü bir partiye yürekten bağlı insanlar, partisi içinde eleştiri yapar, beğenmediği hususları tartışarak düzeltmeye çalışır ama, “program ve adaylar hoşuma gitmedi” deyip partisine destek vermemeyi düşünemez.
Yalnız, parti örgütünün eleştirilerine kulak verilmesi lazım. Gün gelir kızabilirler, soğuyabilirler. Zorlamamak lazım..
Yapılan kamuoyu yoklamalarında, toplumun yüzer gezer oylarına sahip seçmenlerin (ki onların da desteği olmadan büyük başarı sağlanamaz) siyasi partilere, milletvekili ve bakanlara güven duymadığı belirtiliyor..
Verilen sözlerin tutulmadığı dile getiriliyor. 4 yıllık süren son meclisin ve hükümet üyelerinin halkın sorunlarını çözecek iş yapmadığı belirtiliyor. Milletvekillerinin meclise gitmedikleri gün sayısıyla ilan ediliyor. Tabii, meclis çoğunluğunu elinde tutan parti, istemediği yasaların geçmesini engelleyebilir. Ancak muhalefetin, canla başla uğraştığını halka kanıtlaması gerekir.
Yakında, tüm partiler seçim bildirglerini, projelerini açıklayıp halktan oy isteyecek..Bugüne kadar, seçim bildirgelerine yazılan politikalar yuvarlak sözlerle geçiştiriliyordu..Ancak seçmenler şimdi daha açık, net icraatların, eylemlerin söylenmesini bekliyor..
• Ekonomi nasıl düzelecek?
• Türkiye ile olan ilişkiler nasıl olacak?
• Kıbrıs sorununu burası mı Türkiye mi yürütecek?
• Kıbrıslı kültür korunacak mı yoksa başıboş bir kültüre mi dönüşecek?
• Nüfus politikası, yabancı işçi politikası ne olacak?
• Asayiş nasıl sağlanacak?
• Son dönemde yapılan yasa dışılıklar, vurgun ve talanlardan nasıl hesap sorulacak?
Artık cek-cak-cağız ekleriyle biten sözlere inanacak insan sayısı azaldı.
Halk, tutulmayan sözler yerine, imzalı mühürlü senet istiyor. Bizden söylemesi...