Spor Fonu’na El Fatiha
Kıbrıs sorunun çözümü bağlamında Kıbrıslı Türkler ile Kıbrıslı Rumlar arasındaki görüşmeler son hızıyle devam ederken, çözüme çok yaklaşıldığı sinyalleri de verilmeye başlandı.
1 Nisan 1955 tarihinde Kıbrıslı Rumların, İngiliz sömürge idaresine karşı başlattığı Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlama (ENOSİS) baş kaldırısının üzerinden 59 yıl sonra, ilk kez iki halk barışa ve çözüme bu denli yaklaştı.
Kuşkusuz, bu aciliyetteki en önemli faktör Kıbrıs’ın çevresinde bulunan çok zengin doğal gaz ve petrol rezervelerine, Kıbrıs sorunun aktörlerinden dünyayı yöneten Amerika Birleşik Devletleri’nin artık ağırlığını koymasıdır.
Bu noktadan hareketle çözüm çabaları devam ederken, sadece Türkiye Cumhuriyeti’nin sözde tanıdığı ama bir koloni gibi gördüğü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’de Türkiye ile ekonomik entegrasyonu hızlandıracak, bir paketi zaten yürülüğe koydu.
Evet, dünya ve Kıbrıs konusundaki bu girişgahtan sonra, bu ekonomik paketin Kuzey Kıbrıs sporunu direk olarak etikleyecek bir konuya değinmek istiyorum.
13 Şubat 1975’de kurulan Kıbrıs Türk Federe Devleti bakanlar kurulu 1978 yılında zamanın Gençlik ve Spor Bakanı Günay Caymaz döneminde, Kıbrıs’ta spora yön verecek 7/78 sayılı Spor yasası ile oluşturulan spor fonu bugüne kadar devam etti.
Başta, Milli Piyangolar ile Müşterek Bahis gelirlerinin toplandığı bu fon adeta kartopu gibi büyüyerek, bugün 19 Milyon TL’ye ulaştı.
Ancak, bu fon 2005 yılına kadar devam etti. Fonun kontrolü ve harcanması tamamen Spor Bakanı ile Spor Dairesi Müdürü’nün yetkileri arasındaydı. Yani, Spor Bakanı ile Müsteşarının birer imzası ile harcamalar yapılabiliyordu.
Ne var ki, 2005 yılındaki CTP-BG ikitardında dönemin Maliye Bakanı Ahmet Uzun, şimdiki başbakan CTP-BG Genel başkanı Özkan Yorgancıoğlu’nun “Gençlik ve Spor Bakanı” olduğu dönemde “Fon kaynaklarını kullanma yasası” ile spor fonu dahil diğer fonların gelirlerini de genel bütçeye aktardı. Böylece, tüm fonların kontrolü Maliye Bakanının eline geçti.
Bu uygulama, 2009’de yeniden iktidar olan Ulusal Birlik Partisi döneminde de devam etti. Halen de ediyor.
Bu arada, KKTC ile Türkiye Cumhuriyeti arasında 2012-2015 dönemini kapsayan ekonomik paket gereği tüm fonların kaldırılması konusunda anlaşmaya varıldığı biliniyor.
Bu bağlamda, hükümetlerin devamlılığı gereği bu anlşamaya uyacağını ilan eden CTP-BG/DP-UG hükümeti Maliye Bakanlığı böyle bir yasa tasarısını hazırlamış ve Cumhuriyet Meclisi’ne sunduğu öğrenildi.
Eğer, bu yasa tasarısı yasalaşırsa, 1978’den beri 36 yıldır devam eden Spor fonu tarihe karışacak. Tabii, bu noktada spor fonunun şimdiye kadarki iktidarlar tarafından partizanca kullanıldığı iddia edilebilir.
Edilebilir de, Kıbrıs sorunun çözümü ile uluslararası platforma açılacak Kıbrıs Türk sporu için kaynak nereden bulunacak sorusu gündeme gelir. Halbuki, spor fonu daha bağımsız olarak, siyasi iktidarların elinden alınabilse ve dsipline edilseydi daha iyi olurdu. Yoksa, Spor Fonunna da “EL FATİHA”.
----------
Cinayeti Gördüm
Geçtiğimiz hafta, belki de dünya spor tarihinde ender rastlanacak üzücü bir olay yaşandı. Aslında, bir cinayet yaşandı. Bu olay, Kuzey Kıbrıs’ta futbolun bittiğinin resmi idi.
Dünya tarafından dışlanmış ve izolasyonlar altında olan spormuzun lokomitifi futboldaki bu olayda, kulüpleri ile itilafa düşen Mağusa Türk Gücü’nde, kadro dışı bırakılan arkadaşlarına destek amacıyla, üç futbolcu hariç diğer A takım futbolcuları da boykot yapınca, MTG yönetimi K.Kaymaklı maçına takviyeli A2 takımı ile çıkma kararı aldı.
Ne var ki, bu futbolcuların yer aldığı A2 takımı da maça çıkmak zorundaydı. Böylece, A2 takımı futbolcuları 40 dakika ara ile bir ikinci maça çıkmak zorunda kaldı.
Bu maça çıkan A2 takımı futbolcuları, 90 dakikanın ardından adeta işkence çektikleri ikinci bir doksan dakika daha oynadılar.
Bu karşılaşmayı sadece 6-7 bilemediniz 10 dakikalık özetlerde izledim. Ama, bu bile isyan etmem için yetti. Hele hele maçta yorulan futbolcuların orta hakemin çaldığı her düdükte yere yatıp, dinlenmeye çalışmaları tam bir trajediydi.
Aynı, futbolcuların medyaya yansıyan resimlerinin de bu canlı görüntülerden farkı yoktu.
Bu arada, Mağusa Türk Gücü Başkanı sevgili dostum Altunay Fahri’nin bir gazeteye verdiği demeçte, karşılaşmayı ağlayarak izlediği sözleri beni adeta kahretti.
Peki, bu duruma sebeb olan ve yıllardır Mağusa Türk Gücü’ne karşılıksız ve büyük özveri ile hizmet eden yürekleri sadece MTG için atan Osman Çobanoğlu, kaleci Fikri Kahraman ve Kadir Hakel’e ceza veren sorumsuz yöneticlere ne demeli?
Bu üç saygıdeğer futbolcuyu displinsiz hareketleri nedeniyle cezlandırmışlar. Hade yahu. Bu çocukları çok iyi tanırım: Hepsi aile reisi ve birer baba. Üç aydır almadıkları maaşları için sonunda dayanamayıp, isyan etmişler.
Bu gençleri anlamak yerine, onlara ceza vermişler. Oh ne ala. Siz neden istifa etmiyorsunuz beyler. Bu sözüm, çok sevdiğim başakn Altunay Fahri için de geçerli. Mağusa Türk Gücü gibi, büyük bir camiayı sahipsiz bırakan Mağusa halkı için de geçerli.
Beyler, geçtiğimiz Pazar Cambulat Stadı’ndaki cinayeti gördüm. Tüm, Kuzey Kıbrıs halkı gördü. Neyin kavgasını veriyorsunuz. Son çıkan lambaları söndürsün.
----------------
Nostalji : Fenerbahçe-Kıbrıs Türk Karması 26 Şubat 1961
Yıl 1961; Kıbrıs Cumhuriyeti kurulalı bir yıl bile olmamış. Kıbrıs Türk futbolu atılım aşamasında. Bu bağlamda, başta Türkiye lig takımları olmak üzere, Avrupa’dan da bazı takımlar hazırlık maçları yapmak için Kıbrıs’a akın ediyor.
İşte, bu takımlardan biri, Türkiye liglerinin dünyaca ünlü kulübü Fenerbahçe. Bu büyük ve güzide takım 25 Şubat 1961’de geldiği Kıbrıs’ta aynı renkleri taşıdığı Leymosun’un Doğan Türk Birliği takımı ile Limasol’da Okullar Sahasında bir maç yapıyor ve bu maçı 10-1 kazanıyor.
Aynı Fenerbahçe, bir gün sonra, Lefkoşa’daki tarihi Taksim Stadı’nda bu kez Kıbrıs Türk Karması ile karşı karşıya geliyor. Taksim Stadı tribünlerinin ve hısar üstünün hınça hınç dolduğu karşılaşmada, Fenerbahçe 4-0 galip geliyor.
Buradaki resim. Maçtan önceki seromonide çekilmiş. Kimler var kimler yok. Kıbrıs Türk Karması: Şevki, Ergün, Fikret, Tansu, Ahmet, Önder, Erdoğan, Erol, Üner, Özer, Küçük Ayhan. Yedekler: Özkan, Hüseyin Ruso, Salih Ruso, Hüseyin, Sonal, Fikret.
Fenerbahçe: Şükrü, Atila, Nedim, Şeref, Basri, Kadri, Mustafa, Naci, Yüksel, Lefter, Hilmi, Ergun.
Goller: Lefter(2), Hilmi, Yüksel.