“St. Hilarion’un batısında, özenle yerleştirilmiş bir çelik miğfer buldum… Burası olası bir gömü yeri olabilir…”
OKURLARIMIZ BİLDİKLERİNİ PAYLAŞMAYA DEVAM EDİYOR…
Bir okurumuz bizimle temasa geçerek özetle şöyle yazdı:
“Sevgül Hanım merhaba,
Öncelikle sizi aramak ya da mail atmak arasında kaldım.
Mail atmaya karar verdim.
Kıbrıs'ın yakın tarihi özel ilgi alanım ve doğa yürüyüşleri yapmaktayım düzenli olarak.
Bu yürüyüşler esnasında ilk olarak 2018 yılında gittiğim bir rotadan bahsetmek istiyorum.
Bu rota bugün Keskinsırt (Cemal Eruç Tepe) olarak adlandırılan St.Hilarion'un batısında yer alan (bayraklar asılı o noktada) tepenin Lefkoşa'ya bakan yamaçlarında yer alıyor. Aslında bir rota denemez zira çok engebeli bir arazi ve muhtemelen bu sebeple arazi arama tarama faaliyeti dahi yapılmamış. Bunu patlamamış havan mermilerinden vs. anlamak mümkün.
Velhasıl bu bölgede belirgin bir ağacın hemen altında özenle yerleştirilmiş bir çelik başlık buldum. Buranın da bir mezar olabileceğini düşünüyorum.
.Öncelikle ben kesinlikle bir görgü tanığı değilim. Tamamen hislerimle, bölgenin 20-26 Temmuz'daki yoğun çatışma ortamını düşünerek bu noktanın bir mezar olabileceğine inandım. Ancak buranın mezar çıkmaması halinde de boş yere kimseyi uğraştırmak istemiyorum.
Bölge çok sarp, engebeli ve en iyi ihtimalle 1-1,5 saatlik tırmanış ile ulaşılabilir bir bölge. Araçla çıkılabilen son nokta Ağırdağ Köyü'nün su deposu. Bölgenin askeri bölge olup olmadığından emin değilim…
Çelik başlığı bulduğum 2018 yılında, o zaman burasının bir mezar olabileceği aklımın ucundan dahi geçmemişti… Sonradan sizin birkaç köşe yazınızı okuyunca taşlar yerine oturdu bende.
Amacım sadece insanların çok acı çektiği bu coğrafyada faydalı bir iş yapmış olmaktır. Manevi tatmin haricinde hiç bir beklentim yok. Bir ailenin bekleyişinin son bulma ihtimali dahi beni çok mutlu eder.
O bölgede kayıp olarak bildirilen askeri personeli araştırdım biraz. En büyüğü 21 yaşında. Bu sebeple de çok üzgünüm. Özellikle ailelerinin yerine kendimi koyunca çok etkilendim. Ekli listede yer alanlardan biri olabilir.
Doğru olan yöntemi izleme konusunda beni yönlendirebilirseniz çok mutlu olurum. Ya da bölgenin fiziki şartlarına istinaden vaz mı geçmeliyim?”
Bu okurumuza çok teşekkür ederiz. Konuyla ilgili olarak okurumuzun yazdıklarını Kayıplar Komitesi yetkililerine aktardık ve eğer okurumuz kabul ederse, bu olası gömü yerini araştırma görevlilerine gösterebileceği, en azından bu bölgede araştırma yapılabileceği yönünde söylediklerini okurumuza aktardık. Okurumuz bu olası gömü yerini göstermek isterse diye, kendisine Kayıplar Komitesi görevlilerinden birisinin telefon numarasını da verdik.
Böylesi duyarlı okurlarımız sayesinde, pek çok “kaybın” gömü yerleri bulundu… Verdikleri bilgiler sayesinde, Kayıplar Komitesi’ne önemli ipuçları sundular… Verilen bu ipuçlarını araştırıp sonuçlandırmak zaten Kayıplar Komitesi’nin esas işi…
Bildiklerimizi paylaştıkça, bu topraklardaki yaraların sarılması kolaylaşacaktır… Tüm okurlarımı bildiklerini paylaşmaya davet ediyorum…
KAZILARDA SON DURUM… KAZILARDA SON DURUM…
Gönyeli’de kazılar tamamlandı, Lapta, Hamit Mandrez, Paşaköy, Alsancak, Kaymaklı ve Strovulos’ta kazılara devam…
Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk Üye Ofisi Kazılar Koordinatör Yardımcısı Arkeolog Gülseren Baranhan’dan aldığımız bilgilere göre, Kayıplar Komitesi’nin gerek 1963, gerekse 1974 “kaybı” Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırumlar’ın gömü yerlerini aramakta olduğu kazılara kesintisiz biçimde devam ediliyor.
Aşırı sıcaklara karşın kazılar sürdürülüyor… Baranhan’dan aldığımız bilgilere göre, Gönyeli’de bir dere yatağı içerisindeki olası gömü yerindeki kazı tamamlandı ve herhangi bir kazıya rastlanmadı.
Kayıplar Komitesi’nin iki toplumlu kazı ekipleri Lapta’da kazılarını sürdürüyor. Lapta’da “Celebrity yanı” olarak bilinen bölgede hatırlanacağı gibi iki “kayıp”tan geride kalanlar bulunmuştu ve bu alanda iki takım, iki makineyle birlikte, toprakları kontrol ederek insan kalıntıları aramaya devam ediyorlar.
Yine Lapta’da “Limon tarlası” olarak bilinen bölgede bir “kayıp” Kıbrıslırum’dan geride kalanlar bulunmuştu. Bu bölgede de blok trençleme yapılıyor ve arkeologlarımız çıkan toprakları kontrol ediyorlar.
Hamit Mandrez’de (hapishane arkasında) olası bir toplu mezar için arayışlar devam ediyor. Bu bölgede bazı Kıbrıslırumlar’ın gömülü olduğu söylenen bir toplu mezar aranıyor.
Alsancak’ta (Karava) bir grup Kıbrıslırum “kaybın” dere yatağı yakınlarında olduğu bilgisiyle kazı devam ederken, Paşaköy’de de (Aşşa) efgaliptoların altındaki kazı sürdürülüyor. Burada da iki “kayıp” Kıbrıslıtürk’ün olası gömü yeri aranıyor.
Yine Kaymaklı’da ara bölgede bir okurumuz ve bir şahidimizin göstermiş olduğu alanda kazı sürdürülüyor. Burada da 1964 “kaybı” bazı Kıbrıslıtürkler’in gömü yeri aranıyor.
Yine Kıbrıs’ın güneyinde, Lefkoşa’nın Strovulos bölgesindeki sıra kuyularda yeni sistemle yapılan kazılar tamamlanmış bulunuyor ve herhangi bir kalıntıya rastlanmamış… Strovulos’ta da 1963-64 “kaybı” bazı Kıbrıslıtürkler’in olası gömü yeri bu sıra kuyularda aranmaktaydı.
Kayıplar Komitesi kazı ekiplerindeki tüm arkeologlarımıza, şirocularımıza ve diğer çalışanlara “Çok kolay gelsin” diyoruz.