Farklı bir atmosferde aynı damak tadı

Zekai Altan

Geçen haftalardaki yazılarımda bahsetmiştim. Güney Kıbrıs’ta birkaç tane restoran yazacağım diye… Daha çok benzerlik ve farklılıkların neler olduğunun biraz daha farkında olunması için. En azından bir kıyaslama. Dünyada insanları bir araya getiren sosyo-kültürel olguların içerisinde en etkin olanı yeme içme kültürüdür. Yeme içme insan yaşamı için bir ihtiyaç olduğu kadar aynı zamanda da kaynaşmanın bir olgusudur. Birçok sorun veya iş yeme içme masalarında çözüm bulur. Birçok etkinlikler ve törenler yeme içmelerle kutlanır. Ümidimiz, gelecekte çok uzun böyle düğünlerde kurulan masalar üzerinde Kıbrıs’a özgü yiyecek ve içeceklerin hazırlanıp sunulacağı ve her iki toplumun da paylaşacağı bir BARIŞ sofrasının kurulması. Bugün hem Güney Kıbrıs’tan hem de Kuzey Kıbrıs’tan birçok insan damak tadlarını ve dostluklarını aynı tadı sunan farklı atmosferlerdeki mekanlarda yaşıyorlar. Asgari müşterek de damak tadı. Geçen hafta yeğenim Tümer ile restoranlardan ve Kıbrıs damak tadından konuşurken bir yemek daveti yaptı. Güney’de bir restorantta birlikte yemek almayı kararlaştırdık. Lidra Palace kapısında buluştuktan sonra bizi araba ile alıp gideceğimiz restoranın yolunu tuttuk. Lefkoşa’nın içerisinde olduğunu tahmin etmiştim. Ancak Lefkoşa’dan yaklaşık yarım saat uzaklıkta. Birkaç köyün içerisinden geçtikten sonra zirveye tırmanmaya başladık. Gece olduğu için çevreyi pek izleyemedim. Ancak etrafı ormanlık bir alandan geçtiğimiz hemen anlaşılıyordu. Ve gözle de belirgindi. St. Hilarion kalesine veya daha doğrusu Alevkayasına benzer bir güzergah gibi. Gece bile olsa bölgeyi beğendim. Gün ışığında mükemmel bir bölge olabileceğini söyleyebilirim. Gece bile albeniliydi. Ve yolun sonunda zirvede etrafı aydınlatılmış zemini yeşil olan bir mekana geldik. Yol boyunca içerisinden geçtiğimiz köyleri sormuş olmama rağmen hiçbirini de ezberleyemedim. Ancak buraya vardığımızda burada çok eski bir manastırın ve bu manastırın da çok değerli ikonlara ve fresklere sahip tarihi bir manastır olduğunu öğrendim. Bölgede de özel piknik alanları olduğunu öğrendik. Zirvede vardığımız mekan Stavros tis Asinou.

Stavros Tis Asinou
Stavros restoran zirvede. Çok geniş bir alana inşa edilmiş bir yapı. Tam karşısında da manastır. Ağaçlar ve yeşillikler arasında olan mekan yazlık ve kışlık olmak üzere iki ayrı yapıdan oluşmakta. Bizi karşılayan ve buraya getiren Ksenios. Mal sahibi. Restorana gittiğimizde hizmette olan yazlık alandı. Ve bahçede de çok büyük fırın kebabı fırınları ile ‘suvla’ olarak bilinen iri büyük parça etlerin pişirildiği mangallar. Buradan da mutfağa geçip burayı incelemek istedim. Çok hijyenik ve temiz bir mutfak. Dış alanda ise suni olarak faberden yapılmış büyük kayaların çok güzel bir biçimde aydınlatması ile çağlayan gibi akan suların görünümü bile çok hoş. Dış alandaki mekanın üzeri de kapalı. Arz talebin çok olduğunu söyleyebilirim. 1999 yılından beridir hizmette olan restoranın masa ve sandalyeleri plastik.  İç alanın dekoru ise Kıbrıs etnografik eşyaları ile dekore edildi. Geniş bir alana sahip bahçede sohbet ederek gezdikten sonra yemeğe geçtik.

Mönü ve Lezzet
Mönü listesi oldukça basit ve anlaşılabilir dilde ve en önemlisi hiç de yabancı olmadığınız yiyeceklerden oluşmakta. Rumca ve İngilizce olarak açıklamalı. Yakında mönüye Türkçe açıklamaların da yazılması için çalışma yapıldığını öğrendik. Biz siparişi Ksenios’a bıraktık. Bize standart olarak servis yaptığı meze ve mönüleri önerdi. Ve servise başladı. Aile işletmeciliğini her bir şekilde fark edersiniz. Servis inanılmaz bir şekilde başladı ve masa bir anda doldu. Bu kadar çok ve bol mezeyi hem de taze olarak sunulanları görünce bunların özel mi yoksa normal mezeler mi olduğunu sorduğumuzda aldığımız yanıt ise standart. Hatta daha çok meze veriyoruz açıklaması oldu. Esasında tipik bir Kıbrıs mutfağı mezeleri ve servisi. Kaloloniler güveç kabında sıcak olarak servis edildi. Domatesli kaloloninin içerisinde hellim, domates ve peynir. Yufka açıldıktan sonra içerisine tüm malzemeler konulup sarıldıktan sonra üzerine de rendelenmiş peynir ilave edilerek fırına verilip on beş dakikada servise hazırlanır. Aynı kaloloniyi domatessiz de tattık. Ekşili nor ile hazırlanan yağda kızartma fetta. Üzeri hellimli çips. Patlıcan fırında. Soğan ve dana eti ile hazırlanan üzeri rendelenmiş domates ve peynirli. Kaloloni gibi. Şiş kebabı, kleftigo, suvla (parça et), tavuk suvla, kiremitte servis edilen dana eti. Yoğurt, çakızdes ve tahın. Izgara hellim. Köy ekmeği. Şiş kebapları doğranmış marul üzerinde bir tahta kalıp ile servis edildi. Çok hoşuma gitti. Farklı bir lezzet görüntüsü verdi. Kabak çiçeği dolması, makarna fırında kıymalı, tava fırın patatesli ve kelle. Çok zengin bir mönü. Serpme meze ve ana yemek ile birlikte. Burada içecek olarak yerli şarap olup olmadığımı sordum. Amacım da yerli ev yapımı bir şarap tatmaktı. Burada da mutlaka bulunması gerektiğini düşündüm. Ve düşündüğüm de çıktı. Ev yapımı hem de sevinyon üzümünden yapılmış çok nefis bir kırmızı şarap tattım. Olay bu. Ev yapımı şarapların bu tür restoranlara girmesini sağlamak ve bunları tattırmak. Şarap normal bir kap içerisinde servis edildi. Servislerinin genelde kabak içerisinde yapıldığını söylediler. Doğrusu ve güzeli de budur. Bu gidişimde kabak içerisinde içip tatacağımı da belirttim. Final olarak da mevsim meyvesi, sütlü börek, kabak, ceviz ve zerdali macunu. Kıbrıs damak tadına özgü tatlar. Evet, bir akşam mönüsünü Stavros restorantta tattık. Konuksever bir anlayış ile ağırlandığımız bir mekan. Yolunuz bu bölgeye düşerse uğrayın. Çok geniş bir alanda her mevsim yemek alabileceğiniz bir mekan. Doğal ve ormanlık bir ortam içerisinde. Tabii belirtmeden edemeyeceğim. Güney Kıbrıs’taki ekonomik kriz ile birçok mekan el değiştirdi, kiralandı veya satıldı. Birçoğu da kapatıldı. Bu ayrıntırıyı da dikkate alın. Güney Kıbrıs’ta birçok sektör değişken.

ADRES: Asinu Manastırı yanında
KAPASİTE:
İÇ ALAN: 400
DIŞ ALAN: 1000
SERVİS SAATLERİ  : 11.00-19.00
CUMA-CUMARTESİ : 11.00-02.00
PAZAR              : 11.00-20.00
KAPALI GÜN             : HER GÜN AÇIK