1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3. “Şu çılgın Mesaryalılar: TMT uçağı!(2)
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

“Şu çılgın Mesaryalılar: TMT uçağı!(2)

A+A-

Dr. Derviş ÖZER

Günler geçer, uçak şekillenir ve yapılan iş meydana çıkınca köylülerin de dikkatini çeker. Hele birde köyün içinden, yoldan bir uçak geçince, daha da heveslenilir. Yaşlılar gururla bakarlar, yaşlı nineler dualar okuyup tütsü yakarlar. Uçak artık uçmaya yakın olunca denge denemeleri başlanır. Köyün içinden geçirilip Çocuk Mustafa’nın hanayın altındaki samanlığa sokulur. Dışarıda kalan kuyruğu da özenle, çul ile sarılıp kapatılır. Bazen de kanadın birisi dışarıda kalırdı. O dışarıda kalan kısım kamufle edilirdi. 

Uçak bitmek üzereydi, uçağı her gün çalıştırıp hareket ettiriyorlar ve boş tarlaların içinde tozu dumana katarak ilerlemesini izliyorlardı. Uçuracak yer aradılar, gezdiler, baktılar, tartıştılar. Ve yüksekte bir yerden havalanmasının daha iyi olacağına karar verdiler. Bu iş için Yeniceköy uygun bulundu. Yeniceköy’ün yamacından uçmaya bırakılacaktı. Ve oradan, doğudan, kuş uçuşu on mil gidip Lefkoşa’ya inecekti. Bunu yapmaları gerekiyordu. Yeniceköy’de seçtikleri yere, günlerce, kamyon kamyon havara taşıyıp sıkıştırdılar ve bir uçak gemisinin pisti gibi pist yaptılar. Pist bazılarına göre kalkış için kısaydı ama alınan ortak karara göre yine de uçuş için gerekli mesafe vardı.

Uçuş takvimi belli olmuştu. O güne hazırlanılıyordu. Uçağı Mineraliköylü Özay kullanacaktı. Başına ince lamaridan başlık yaptılar ve oturma yerinin arkasına da, iki teneke benzin koymayı planladılar. Bu benzin tenekeleri Lefkoşa üzerinde, Rum bölgesinden geçerken tutuşturulup fabrikaların üzerine bırakılacaktı. Ve Rumlara biz, sizi istediğimiz zaman bombalarız diyebileceklerdi. Bir de uçağın, kanat altlarına Türk bayrağı yapıştırılacaktı. Her şey hazırdı. İlk uçuş denemesi için, uçak büyük halatlara bağlanıp Çocuk Mustafa’nın hanayın altından çıkarılıp Çatoz yoluna sokuldu ve iki kilometrelik yolu yaklaşık iki saatte alarak Yeniceköy’e varıldı. Uçak giderken havalanmasın diye de uçağın kanatlarına bağladıkları halatlarla önden ve arakadan uçağı yere çekiyorlarmış.

İlk denemeyi yüzlerce köylü geldi seyretmeye, benzin dolu tenekeler hazırlandı. Kask takılıp pilot yerini aldı ve kalkış için Tamam işaretini sağ kolunu uzatıp yumruğunu sıkıp başparmağını yukarı tutarak verdi. Ve teknik ekip tekerlerin önündeki takozları aldı, uçak hızlandı. Hem de son sürat, tozu dumana katarak. Ve tepenin kenarına gelince de ne sebepten olduğu bilinmeden, uçak biraz yavaşladı ve tepeden aşağıya doğru yuvarlanarak indi.  Teknik ekip yamaçtan aşağı koşup, uçağın içinden pilotu çıkarmış. Allahtan pek yaralı değilmiş, ufak tefek hasarla atlatmış. Uçakta da fazla bir hasar yokmuş. Köylülerin üzüntülü bakışları arasında, köye tekrar dönmüşler ve daha sonraki günlerde tekrar denemek için uçak tamir edilmiş. Ama pilot artık uçmamaya karar verdiği için daha doğrusu uçmak değil de uçağı nasıl indireceğini bilemediği için uçuş süresiz ertelenmiş.

Yıllar sonra Beyköy’de Asaf’ın evinde yeğeni Fahri’nin sayesinde uçağın bazı parçalarını görüp hayranlıkla seyrettik.

Tabii o zaman çocuktuk ve hayrandık. Ya bugün.  Okuma yazmayı zor başarmış kişilerin, bir kitap resminden yola çıkarak uçak yapmalarına ömrüm yettiğince hayranlık duyacağım.
(Dr. Derviş ÖZER)

Bu yazı toplam 2557 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar