1. YAZARLAR

  2. Mert Özdağ

  3. Su içen kuşa ateş etmek…
Mert Özdağ

Mert Özdağ

Su içen kuşa ateş etmek…

A+A-

'YAZ AVI' BELASI

2009’dan sonra başımıza kabus gibi çöken UBP hükümetinin belalarından biridir “Ağustos avı”…
Yıllardır kapalı olan yaz sıcağında av sezonu 2009’dan sonra uygulamaya kondu ve yapılan tüm bilimsel uyarılara rağmen her yıl açılmaya devam etti.
Çevre örgütlerinin ve bilinçli büyük bir avcı kitlesinin şiddetle karşı çıktığı yaz mevsiminde av konusunda hala az sayıda da olsa bazı kişilerin “açılsın” talepleri bitmek bilmedi.
Bu yıl da anlaşıldığı kadarıyla biraz da aceleye getirilerek açılacağı açıklanan av, hükümetin duyarlı duruşu sayesinde Eylül ayına ertelendi.
Eylül ayında 2 Pazar av açık olacak.
Bu erteleme tavrı bir nebze olsun çevreye duyarlı bir yönetim ile karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor.
Uzun süre sonra sivil toplumu dinleyerek 'uzlaşı' kültürü ile hareket eden bir hükümet ile karşılaşmak da sevindirici oldu açıkçası…
Yıllardır anlatıyoruz, ancak yeniden değinmekte yarar vardır.
Neden yaz sıcağında av yanlıştır?
Birincisi bahar aylarında büyümeye başlayan doğadaki birçok kuşun yavruları bu mevsimde henüz civciv durumundadır.
Halk deyimiyle 'palaz' olan birçok genç keklik ve turaç içinde bulunduğumuz çetin yaz şartlarında yaşam mücadelesi veriyor.
Susuzluk, gıda bulmakta yaşadıkları zorluklar, aşırı sıcak hava doğada en zor günlerin geçmesine neden oluyor.
Bu nedenle doğadaki birçok canlı şu sıralarda su kaynaklarına yakın yerlerde yaşamaya çalışıyor.
Bu duruma ek olarak özellikle yaz avında avlanan fassa kuşu da içinde bulunduğumuz dönemde yuvadadır.
Yumurtalarının üzerinde oturan birçok fassayı yüksek ağaç tepelerinden görmek mümkün bu günlerde…
Böyle bir ortamda av sezonu açmak yavruları ile yaşama tutunmaya çalışan av hayvanlarının nesline büyük zarar vermeye sebep oldu yıllarca…
Buna ek olarak yuvasında oturan kuşa ve su kaynaklarından su içen hayvanlara ateş etmek gibi çok vahşi bir duruma göz yummak anlamına gelir, yaz avı…
Ne yazık ki bilinçli bir avcı kitlemiz yok.
Bu nedenle de yaz avında avlanması yasak olan keklik tavşan gibi hayvanlar da bu dönemde avcıların hedefi oluyor.
Büyük av sezonu öncesinde ciddi bir soy kırımın yaşandığı da biliniyor.
Bilinçli avcılar, yaz avında hedef olan her genç hayvanın, henüz üreme yaşına gelmeden ölmesiyle doğal döngüye zarar verdiğini çok sıkça anlatıyorlar.
İşte bu nedenlerle yaz sıcağında av sezonunun açılması hem avcı kitlesi tarafından, hem de çevreye duyarlı bilim insanları tarafından yanlış bulunuyor.
Bir grup av meraklısını üzmemek adına kısa da olsa Eylül ayının ilk haftasına sığdırılan yaz avında birçok avcının ava çıkmayacağını düşünüyorum.
Çünkü gerçek avcılar da biliyor ki, yaz avı sürdürülebilir avcılık için de uygun değildir, yok edicidir…
Kısa dönem içinde ciddi bir tepki ortaya koyan Biyologlar Derneği’ne de ayrıca teşekkür etmek gerekiyor.
Hem bilimsel açıklamaları ile kamuoyunu bilgilendirdikleri için…
Hem de böyle bir vahşi av sezonunu tartışmaya açtıkları için…
İptal edilmese de bu yıl ertelemeyi başardık.
Seneye inşallah yaz sıcağında av belasından doğamızı kurtaracağız…
Yazımı bitirmeye çalışırken sosyal medyada avcı Mustafa Özgür’ün yazdığı söyler de durumu özetler gibiydi…
Bakın avcı Mustafa Özgür diyor:
“…O ki gerçek avcıdır ve ava saygısı vardır, asla bu sıcakta üveyik avını onaylamaz, bu sektörden rant sağlayanların da aleti olmaz ve vicdanen rahat olur… Karşımdaki küçük bir kuş bile olsa 40 derece sıcakta su içmek için suya inen bir canlıya ateş etmem, edemem, çünkü insanım…”

Bu yazı toplam 2303 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar