Toplum sosyolojisi fizik ve doğa kurallarıyla çok benzeşir..Yaşam ve ölüm gibi bazen genç ve canlıdır bazen da yaşlı ve yorgundur..

Çoğu insan soruyor: Ne olacak bu Türkiye’nin ya da KKTC’nin durumu? Toplumlar memnun görünmüyor ama mahkum gibi, değiştirmekten aciz durmakta..Şikayet, acı, kirlenmeye karşı tepki çok ama sonunda toplum sanki boyun eğiyor..Nereye kadar sürecek? Esas mesele budur.

Toplumlar ve insanlar yöneticilere karşı zayıf konumdadır. Çünkü iktidarların elinde her türlü güç ve olanak vardır. Mutlak iktidarların ve gerçek demokrasiden, insan haklarından yoksun  ülkelerde insanların yapabileceği tek şey söz söylemek, yazmak, sonra hayatını düzenini dikkate alarak korku ile bocalayıp geri durmak, başına dert gelmesinden çekinerek “böyle gelmiş böyle gider” deyip oyu ile boyun eğmektir.

İnsanların yönetenlere karşı tek kozu seçimlerde oy kullanmaktır..Ya şikayet ettiği düzeni onaylayacak ya da değişim isteyecektir. Katı ve despot yönetimlere karşı baş kaldırmak çok zordur ama olmaz, olmayacak demek değildir. Tarihte, her dönemde her coğrafyada “kötü talih” gibi görülen iktidarlar halk tarafından yıkılabilmiştir.

Geçenlerde akil ve geçmiş dönemleri çok iyi bilen bir Türk vatandaşına sordum. “Türkiye’de durum nedir?” “Böyle gitmez, değişim olacak..Adnan Menderes, Süleyman Demirel, Turgut Özal, Çiller hatta Ecevit’in iktidardan gittiği gibi” dedi. Haklı; sözünü ettiği iktidarlar da çok güçlü ve uzun süre ülkeyi yönetenler değil miydi?

Bir iktidarın makul bile olsa çok uzun süre kalmasına kişilerin ve toplumların izni yoktur. Toplumlarda ve bireylerde “Değiştirmek” gibi  bir dinamizm ve hissiyat oluşması vardır. Er veya geç “eşref zaman” gelecektir.

Ya doğal ve evrensel dürtü ve etkileşimlerle “Kritik Yığınlar Teorisi” oluşup işleyecek ve bu dinamizm, ortak düşünce birlikteliğine dönüşüp değişimi gerçekleşecek..

Toplumların değişimine bir de fizik kuralları açısından bakalım: Bir idarenin suyu kaynarsa ya taşıp dökülecek ya da buharlaşıp yok olacaktır.

“Bu dünya Sultan Süleyman’a kalmadı” deyişinin toplum bilimi açısından tarifi; hiçbir şey ilelebet kalıcı değildir, yok olmaya mahkum, değişime açıktır demektir..

KKTC seçimlerinde “kaynayan su ya taşar ya da buharlaşır” teorisi geçerli olur mu, başka bir zamana mı kalır göreceğiz..Suların ısınmaya başladığı bir gerçek ama!  Kaynarsa değişim gerçekleşecek…