Geçtiğimiz günlerde AKŞAM Gazetesi’ne demeç veren Bulut İnşaat’ın Kuzey Kıbrıs’ta muhafazakar otel yapmaya hazırlandığını yazmıştım bu köşede.

Bakanlar Kurulu son toplantısında bir karar üreterek, TC uyrukluların Kuzey Kıbrıs’ta mal alımlarını kolaylaştırmak için güvenlik soruşturması prosedürünün kaldırılmasına karar verdi.

Bulut İnşaat’ın önceki akşam Türkiye’deki Star’da yayınlanan Muhteşem Yüzyıl dizisinde reklamları vardı. Kıbrıs’ta 3+1 daire için 10 yıl faizsiz ödeme seçenekleri sunuyor ve Kıbrıs’a davet ediyordu izleyenleri.

Mutlaka yabancı yatırımcının burada yatırım yapmasını teşvik edelim. Mal alımlarında kimseyi bürokrasi karşısında süründürmeyelim.

Ama dengeleri de bozmadan! Bu alanlara yatırım yapan yerli yatırımcıları da göz ardı etmeden.

Yıllardır bir kangren gibi büyüyen sorma gir hanı sorunumuzu da katlamadan elbette.

Geleceğe projeksiyon koyarak ve kültürel yapıyı da dikkate alan genel ekonomik hareket içinde dağılım yaratacak projeleri hedef alarak.

Bakanlar Kurulu neden TC uyruklular için güvenlik soruşturmasını kaldırdı?

İstenildiği hallerde gerekli bilgileri almak hele bu teknoloji çağında bilgi paylaşmak o kadar zor da değil.

Ancak arka arkaya atılan adımlar ekonomik ya da pratik akıldan öte farklı şeyleri çağrıştırıyor.

 Parmağımızın ardına saklanmadan kendimize de itiraf edelim artık ki, Türkiye’nin buradaki aktif siyaseti değil, kendi doğallığı içinde akan bir yönetim biçimi var artık.

Buralarda güçlü ellerin çok önceleri açtığı su yolu, artık nerden gelirse gelsin suyun yönünü belirliyor. Kendi doğallığında gelişiyor her şey.

Babam, İngiliz sömürge yönetiminde doğdu. Kıbrıs Cumhuriyeti’ni gördü. İlk gençlik yılları, Geçici Türk Yönetimi’nde geçti. Otonom Kıbrıs Türk yönetimi ve ardından kurulan Kıbrıs Türk Federe Devleti’nde yaşadı.

Yine Federe Devleti’nde evlendi, çocuğu oldu.

Olgunluk çağında kurulan bir cumhuriyette, KKTC’de çocuklarını büyüttü.

Cebinde en az 3 pasaport taşıdı. Hiçbiri tanımlamadı aslında kimliğini.

Ben hatırlamadığım bir devlette doğdum. Öğretilen bir cumhuriyette büyüdüm. Neredeyse ezberlediğim bir umutla yaşadım.

Cebimde 3 pasaportum var. Bazen üçünü birden kullandığım ama derdimi anlatamadığım zamanlar oldu.

Bu coğrafyada bir kuşak 6 yönetim gördü, 5’ini kendi oluşturdu. Şimdi bir yenisi dillendiriliyor.

Bu coğrafyada yaşayan insanlar en az 3 pasaport taşıdı cebinde, bazıları 4.

Ama bu kadar devlet, bu kadar yönetim, bu kadar pasaport, bu kadar kimlik, bir toplumu mutlu edemedi.

Kuşaktan kuşağa aktarılan bir kimliksizlik sendromu büyüttü bu topraklar.

Şimdi bir yenisinden bahsediliyor.

Büyüyen mutsuzluğu, yarım asır süren belirsizliği sihirli değnek gibi sihirli bir devlet yok edecek sanki.

Bazen yaşananlar da suya bir yön çizer. Ne yapsanız aktıkça gideceği yer bellidir.

Su kendi yolunu bulur.

Bizim devlet hikayemiz de biraz böyle.

Yaşadıklarımız ve gerçekliklerimiz suyun yönünü çizdi.

Adı ne olsa akacağı yer belli artık.

Bugüne kadar akıp birikenler gözümüzün önünde.