1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. "Su Yönetim Politikası oluşmalı"
"Su Yönetim Politikası oluşmalı"

"Su Yönetim Politikası oluşmalı"

Çevre Mühendisleri Odası, ülkedeki mevcut su kaynaklarının geliştirilmesi ve korunması hedefiyle hareket edilerek, kendi kendine yetecek noktaya gelmek için çaba gösterilmesi gerektiğini vurguladı

A+A-

KTMMOB Çevre Mühendisleri Odası, 22 Mart Dünya Su Günü dolayısıyla yayımladığı mesajda, su probleminin adanın yaklaşık 50 yılı aşkın süredir en önemli sorunlarından biri olduğuna işaret ederek, adadaki su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir yönetimi için acil eylem planı ve ülkesel su politikası oluşturulması gerektiği görüşünü savundu.
“Su sorunumuzun kalıcı ve gerçek çözümü başka bir ülkeden su getirmek ve buna bağımlı olmak değildir” diyen Çevre Mühendisleri Odası, ülkedeki mevcut su kaynaklarının geliştirilmesi ve korunması hedefiyle hareket edilerek, kendi kendine yetecek noktaya gelmek için çaba gösterilmesi gerektiğini vurguladı.
Oda, ülkede Su Yönetim Politikası oluşturulması için her türlü katkıyı koymaya hazır olduğunu da yineledi.
KTMMOB Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu adına Oda Başkanı Nilden Bektaş Erhürman, 22 Mart Dünya Su Günü dolayısıyla yayımladığı mesajda, Dünya Su Günü’nün bu yıl “Suyun Değeri” teması ile kutlandığını belirterek, küresel iklim değişikliğine bağlı olarak gelişen kuraklığın tüm dünyada etkisini göstermekte olduğunu, dünyada 50’den fazla ülkede 500 kentin 2050 yılında su kıtlığı yaşayacağının Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan raporda ortaya koyulmuş olduğuna işaret etti.
Erhürman, ülkede de en ciddi sorunlarından birinin su problemi olduğuna işaret ederek, “Adamıza Türkiye’den su getirilmesi ile sorunun çözüldüğü algısı geçtiğimiz yıl yaşadığımız su buhranı ile tamamen yıkılmıştır” diyerek, mesajına şöyle devam etti:
“Su problemi adamızın neredeyse 50 yılı aşkın süredir en önemli sorunlarından birisidir. Bu gerçek bilinmesine rağmen; su kaynaklarımızın korunmasına ve sürdürülebilir yönetimine dair herhangi bir ülkesel su politikası geliştiremediğimiz gibi, ada ülkesinde yaşadığımız bilincinden uzak bir şekilde suyu sonsuz kaynak olarak düşünmek ve su yönetimini planlamamak bugün yaşadığımız su sıkıntısının temel nedenidir. Ülkemizde net bir veri olmamasına rağmen kullandığımız suyun yaklaşık %70 -75 kadarının tarımda, %15 -20 kadarının evlerde ve %10-15 kadarının ise sanayide kullanıldığı tahmin edilmektedir. En büyük su tüketici sektörü olan tarımda yapılan plansız gelişmeler, su tüketimini sürekli olarak tetiklemektedir. Evlerimizde ve sanayide kullanılan suların ise arıtılıp tekrar kullanılması mümkünken maalesef bu imkan kullanılmamakta ve hatta arıtılmayan atık sular bir taraftan halk sağlığını tehdit ederken diğer taraftan temiz yeraltı su kaynaklarımızı kirletmeye devam etmektedir. Yer altından kontrolsüz su çekimleri ve bunun sonucunda akiferlerin büyük oranda tuzlanması ise su kaynaklarımızı artık sürdürülebilirlikten uzak bir noktaya taşımıştır. Su konusunda yaşanan bu gelişmeler bilinmesine rağmen, reel olarak hiçbir çalışma yapılmamış, önlem alınmamıştır. Tüm bu hatalar su kaynaklarımızın tükenmesine neden olmuş,  çözüm olarak Türkiye’den deniz boru hattı ile adamıza su getirilmiştir. Böyle bir su kaynağına kavuşmak tüm sektörleri rahatlatsa da mevcut su kaynaklarımızın idamesi için yapılacak çalışmalar konusunda rehavete kapılmamıza neden olmuştur.”
“Türkiye’den gelen suyun, ülkede nesiller boyu kullanılabilecek bir su kaynağı olmadığına” işaret eden Erhürman, adadaki su sorununun kalıcı çözümü için mevcut kaynakların geliştirip, verimli şekilde kullanılması gerektiği görüşünü savundu. 
Erhürman, mesajında şöyle dedi: 
“Unutulmamalıdır ki; Türkiye’den gelen su, bizim nesiller boyu kullanacağımız bir su kaynağı değildir, Türkiye de su fakiri olma yolunda bir ülke ve bu kaynak sınırsız değildir. Su sorunumuzun kalıcı ve gerçek çözümü başka bir ülkeden su getirmek ve buna bağımlı olmak değildir. Mevcut kaynaklarımızı mutlaka geliştirip, çeşitlendirerek, verimli ve doğru şekilde kullanmalıyız. Bir an önce; Su havzası yönetim planları hazırlanmalı, su kaynaklarının ve kütlelerinin kalitesi ve miktarı hakkında envanter oluşturulmalıdır. Akifer denetim projeleri hayata geçirilmeli, kuyular bir an önce denetlenerek sayaçlandırılmalı, izinsiz veya uygun olmayanlar kapatılmalıdır. Yağmur suları ada çapında değerlendirilmeli, atıksuların standartlara uygun olarak artırılarak yeniden kullanımı sağlanmalı, Şehirlerimiz için deniz suyu arıtma tesisleri artırılmalıdır. Tarımda, sanayide ve hatta evlerimizde su tasarruflu teknolojilere geçmeli, tarımsal sulamadaki kayıplar asgariye indirilmelidir. Yaygın ve sürekli olarak su tasarrufu ile ilgili eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları yapılmalıdır.”    
Adadaki kıt su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir yönetimi için acil eylem planı ve ülkesel su politikası oluşturulması gerektiğini ve Oda’nın da bu konuda katkı koymaya hazır olduğunu ifade eden Erhürman, şöyle dedi:
“Türkiye’den gelen kaynağı en verimli şekilde değerlendirirken, kendi su kaynaklarımızı geliştirme ve koruma hedefiyle hareket etmeli, kendi kendimize yetecek noktaya gelmek için uğraş göstermeliyiz. Bir ada ülkesinde yaşadığımızın bilincine vararak doğal kaynaklarımızı ve özellikle kıt su kaynaklarımızı kurtarmak adına acil eylem planları yapmalı ve bu konuda ışık tutacak olan ülkesel su politikamızı oluşturmamız gerekmektedir. Su Yönetim Politikası oluşturulması için odamızın her türlü katkıyı koymaya hazır olduğunu bir kez daha hatırlatmak isteriz” 

 

Bu haber toplam 1805 defa okunmuştur