1. HABERLER

  2. ARŞİV

  3. Suç patlamasının içindeyiz!
Suç patlamasının içindeyiz!

Suç patlamasının içindeyiz!

Afrika Gazetesi yazarı, şair ve yazar Mahmut Anayasa, “Gacolar” tepkisel yaklaşımı ve “Sizi biz kurtardık” aşağılamasıyla ilgili görüşlerini yazdı, aynen yayınlıyorum: Selam Mert ; "Gacolar, ficalar" diye başlayan tepkisel yak

A+A-

 

 

 

Afrika Gazetesi yazarı, şair ve yazar Mahmut Anayasa, “Gacolar” tepkisel yaklaşımı ve “Sizi biz kurtardık” aşağılamasıyla ilgili görüşlerini yazdı, aynen yayınlıyorum:

 

Selam Mert ;

"Gacolar, ficalar" diye başlayan tepkisel yaklaşım 21 Temmuz 1974'den beri toplum içerisinde sınıf tanımaksızın vardır... Hiçbir Kıbrıslı Türk bu kelimeyi kullanmadım diyemez... Dışa vurumu kabul etmese bile içinden en az milyon kere bunu söylemiştir... Bazı insanlar başkalarına şirin gözükmek ve veya oy kaygısı ile bunu dile getirmese de iddia ederim ki bu toplumun %100'ü beyinsel ve düşünsel olarak bu tepkiyi vermiştir, vermektedir...

Bunun altında yatan esas sebep, ömrü boyunca hemen hemen hiçbir adli olaya karışmamış ve dahil olmamış, kendi halinde, sakin bir hayat yaşayan Kıbrıslı Türklerin geçen yıllar içerisinde kendini hiç de alışık olmadığı bir suç patlaması içerisinin tam da ortasında bulması ve dehşete düşmesidir... Buna bağlı olarak kültür çatışması ve genellemecilik de bu sorunun kaynağıdır.

Tarihi boyunca adadaki Türk kimliğini yitirmeden büyük mücadeleler veren Kıbrıslı Türkler, 1974 sonrası Türklüğünün ve müslümanlığının acımasızca eleştirilmesi ve irdelenmesi konusunda oldukca rahatsızlık duymuştur...

 

“ANKARA’YA İSYAN”

 

"Kıbrıslı Türkler olarak yok oluyoruz" kaygısının altında yatan esas neden ise Türkiyeden gelen taşıma nüfus ile patlama yapan Kuzey Kıbrıstaki nüfus yapısıdır...

Tabii bir de arada derede kalan, ebeveynlerinin bir tanesinin Kıbrıslı, bir diğerinin ise Türkiyeli olan başka bir nesil var... Esas zorluğu kanımca bu kuşak çekmektedir...

Çözüm ve mücadele şekli ne olmalı? Sorusuna gelince, gönül isterdi ki bugüne kadar gelen KKTC ve TC hükümetlerinin Kuzey Kıbrısı Avrupai bir kentin prototipi gibi görüp, nüfus ve ekonomi politikalarını buna göre belirlemeleriydi.

Ancak geçen yıllar içerisinde Kuzey Kıbrısın tamamen Türkiyenin maddi ve manevi yardımlarına muhtaç olan bir yapı içerisine bilerek ve isteyerek sokulması sorunu bambaşka bir boyuta taşımıştır.

Bana göre çözüm, Ankara hükümetlerine karşı topyekün bir isyan ve karşı duruştur. Ancak bunun için maksimum düzeyde toplumsal uzlaşı gerekmektedir... Yani tüm siyasi partiler, tüm sendikalar ve tüm sivil toplum örgütleri şapkasını önüne koyup düşünmeli ve asgari düzeyde işbirliğine gitmelidir... Hükümetçilik oyununa son vermeli, meclis derhal kendi kendini fesederek, halk meclisi kurulmalıdır... Ankara hükümetleri ile don, gömlek politikası değil, her iki tarafın da çıkarlarını gözeten iyi komuşu ilişkileri kurulmalıdır. Bunu yaparken de her şeyin bir bedeli olduğunu yürekten kabul etmeliyiz... Belki uzun bir süre herkes kazandığının yarısını kazanacaktır. Belki bir süre herkes açlık ve sefalet içerisinde yaşayacaktır. Ama hem Ankara parayı yollasın hem da Ankara bize karışmasın olmaz... Ama Ankara da Kıbrıs’taki yasal duruşunu 1960 anayasasına göre devam ettirecekse bunun bedelini de ödemek zorundadır... Yani arsamız biraz pahalıdır ama ya bu kira ödenir, ya da bu arsa boşaltılır be gardaş.

Gelecek nesillere daha onurlu ve daha yaşanabilir bir ülke bırakmak hepimizin boynunun borcudur...

 

·        Mahmut Anayasa

 

 

 

 

 

 

Bu haber toplam 2303 defa okunmuştur