“Suça bağlayıcılık yok, beraat ettirilmeliler”
Girne Ağır Ceza Mahkemesi’nde süren yasa dışı hamileliği sonlandırma’ davasında, son olarak Mehmet Ali ve Verda Tunçbilek çiftinin avukatları hitaplarını yaptı
Didem MENTEŞ
Girne’de süren ‘yasa dışı hamileliği sonlandırma’ davasında sona doğru yaklaşıldı. Davada sanıkların avukatları tarafından yapılan hitaplar tamamlandı. 6 sanıklı davada, son iki avukatta dün hitabını yaptı. Sanık Mehmet Ali Tunçbilek ve sanık Verda Özkent Tunçbilek’in avukatları da diğer avukatlar gibi ‘beraat’ talebinde bulundu.
Sanık Mehmet Ali Tunçbilek'in avukatı Serhan Çınar ile sanık Verda Özkent Tunçbilek'in avukatı Mustafa Şener’in yaptığı ortak hitapta, sanıkları bu davada suça bağlayıcı bir olgu ve şahadet olmadığı noktasına vurgu yapıldı.
Tahkikatın eksik yapıldığı noktasına da değinen avukatlar, müvekkilleri aleyhine getirilen suçların ispatlanamadığı gerekçesiyle beraat ettirilmelerini gerektiğini dile getirdi.
Duruşma, davanın Kıdemli Savcısı Erdinç Akyener’in son kez hitabını yapmak üzere 16 Şubat Perşembe gününe ertelendi.
Taraflar hazır bulundu
Sanıklar Mehmet Ali Tunçbilek, Verda Özkent Tunçbilek, Ayşegül İşbilen, Taner Okburan, Fahri Karagözlü ve Rasiha Serdaroğlu dün yeniden Girne Ağır Ceza Mahkemesi’ne çıkarıldı.
Başkan Fatma Şenol, üye yargıç Murat Soytaç ve üye Yargıç Seran Bensen huzurundaki davada, Başsavcılık adına İddia Makamı’nda Kıdemli Savcı Erdinç Akyener, sanıklar ve sanıkların avukatları mahkemede hazır bulundu. Sanık Mehmet Ali Tunçbilek’i Avukat Serhan Çınar, sanık Verda Tunçbilek’i Avukat Mustafa Şener, sanık Taner Okburan ile Ayşegül İşbilen’i Avukat Emre Kadri, sanık Fahri Karagözlü’yü Avukat Güneş Menteş ve sanık Rasiha Serdaroğlu’nu Avukat Ömer Başay temsil etti.
“İlk günden suçlamaları kabul etmediler”
Sanık Mehmet Ali Tunçbilek'in avukatı Serhan Çınar ile sanık Verda Özkent Tunçbilek'in avukatı Mustafa Şener, ortak bir hitapta bulundu. Avukat Çınar davayla ilgili hukuki prensiplere değinirken, Avukat Şener de davadaki şahadetlere ve bulgulara dikkat çekti. İlk sözü alan Mustafa Şener, Mehmet Ali Tunçbilek ve Verda Tunçbilek’in davanın ilk gününden beri suçlamaları kabul etmediğini belirterek, gönüllü ifadelerinde de bunu açıkladıklarını söyledi.
Şener, mahkemede dinlenen birçok tanığın ifadelerine değinerek, Verda Tunçbilek'i suça bağlayıcı bir şahadet olmadığını savundu.
Avukat Şener: “Tahkikat eksik yapıldı”
Verda Tunçbilek'in hastanedeki ajandasında hiçbir gayri yasal bir şey bulunmadığını aktaran Şener, Fahri Karagözlü tarafından Verda Tunçbilek'e verilen çek yaprağının ise yasal bir ameliyat için verildiğini öne sürdü.
Şener, "tüm dava boyunca iddia edilen meselelerde özel kadın doğum hastane kayıtlarını tutmakla yükümlü olanın veya bu kayıtları tutanın sanık olduğu yönünde iddia makamı herhangi bir iddiada bulunmadığı gibi bu konuda da yetki ve sorumluğun Verda Tunçbilek'de olduğu yönünde de mahkeme önünde herhangi bir şahadet yoktur" dedi.
“Verda Tunçbilek'e ait hiçbir dosyada gayri yasal bir duruma rastlanmadı”
Tahkikat memurunun Verda Tunçbilek ile Fahri Karagözlü'nün herhangi bir doğum, ölü doğum ve doğumdan sonra ölümle ilgili kaymakamlıktan bir kayıt tespit etmediğini anımsatan Şener, Verda Tunçbilek'in tüp bebek ameliyatları ve sezaryen ameliyatlarında 'ölü bebek' doğumu gerçekleşmediği için Kaymakamlığa bir bildirimde bulunmadığını belirtti.
Avukat Şener, hastaneye ait 1000 dosyanın incelendiğini, şüpheli görülen 73 dosyanın emare alındığını ama bu Verda Tunçbilek'e ait hiçbir dosyada gayri yasal bir duruma rastlanmadığını söyledi. Polisin sadece Fahri Karagözlü'nün hastası olan M.A ile ilgili dosya hakkında bazı iddialarda bulunduğunu, 'overkist' ameliyatı yazılan bu dosyayla ilgili Verda Tunçbilek'in sadece hasta ile ilgili yazanlar dışında başka bir bilgiye sahip olmadığını iddia etti.
Tahkikat eksik yapıldı
İddia makamının bazı tanıklarının Verda Tunçbilek ile ilgili söylediklerinin güvenilir şahadet olmadığını savunan Şener, tanık R.Ö.'nün Tunçbilek çifti aleyhine söylediklerinin külliyen yalan olduğunu ileri sürdü. Şener, Verda Tunçbilek'in yeminsiz şahadetindeki önemli noktalara da değinirken, davayla ilgili tahkikatın eksik yapıldığını ileri sürdü.
Şener, hitabının sonunda iddia makamının davasını ari şüpheden ayrı olarak ispatlayamadığını iddia ederek, müvekkilli Verda Tunçbilek'in beraat ettirilmesini talep etti.
Avukat Çınar: “Suça bağlayıcı bir şahadet yok”
Avukat Mustafa Şener'in ardından sanık Mehmet Ali Tunçbilek'in Avukatı Serhan Çınar hitabını yaptı. Sanık Mehmet Ali ve Verda Tunçbilek'in suça teşkil etmekten dolayı asli suçlu olarak bu davaların getirildiğini aktardı. Avukat Çınar daha önceki hitabında da değindiği hususların, bu hitabında da geçerli olduğunu beyan etti.
İddia Makamının çok az tanığının sanık Mehmet Ali Tunçbilek ile ilgili şahadet verdiğini söyleyen Çınar, 7 tanığın mahkemedeki beyanlarına değindi. Çınar, mahkemede dinlenen tanıkların hiçbirinin bu sanıkların birebir fetüsleri gömme işlemine yardımcı olduğunu veya birebir suç işledikleri şeklinde bir şahadet vermediklerini belirterek, bu sanıkların suça iştiraki olmadığını savundu.
“Suça ortak girdiğine dair şahadet yok”
Müvekkilinin, diğer sanıklar tarafından işlendiği iddia edilen suça ortak girdiğine dair, onlara katılma niyeti olduğuna yönelik hiçbir şahadet bulunmadığını vurguladı.
“Bir şirket direktörü olmak, o şirkette çalışan bir kişinin yapacağı eylem hususunda sorumluluk getirmez. Şirket direktörü çalışanın yapacağı suç eyleminden sorumlu değildir” diyen Avukat Çınar, sanık Mehmet Ali Tunçbilek’in bu ameliyatlara katıldığına dair bir şahadet olamadığını ifade etti.
Çınar, sanığın bu fetüs ameliyatlarını bildiğine dair kimsenin bir şey söylemediğine işaret ederek, “Hastanedeki her ameliyattan 1000 TL alır. Diğer hastanelerde de uygulama böyledir ve fiyatlar değişir. 1000 TL alması bu suça intikal etmek mi” diye sordu.
“Beraat ettirilmeleri gerekir”
Bu sanıkların suça teşvik ettiğine ya da yardım ettiklerine değinen Çınar, "ortada bir suç olsa dahi sanıklar Verda Tunçbilek ile Mehmet Ali Tunçbilek'in suça iştirak etmiş olacak kadar yeterli şahadet yoktur" dedi. Avukat Çınar, müvekkillerini bu davaya bağlayan husussun sadece ‘hastane sahibi’ olmaları ve iddia edilen suçlarla ilgili bağlantıları olmadığını öne sürdü. Müvekkiller aleyhine getirilen suçların ispatlanamadığını iddia ederek, Mehmet Ali Tunçbilek ve Verda Özkent Tunçbilek’in bu davadan ‘beraat’ ettirilmeleri gerektiğini söyledi.