Ödüllü Öyküler -4-

Ödüllü öykülerimizin bu hafta dördüncü ve son öykülerini yayınlıyoruz. Bu haftaki öyküler iki grupta mansiyon alan ödüllerimizden oluşuyor.  Zaman makinesi bu iki öykümüzün de temelini oluşturdu.

Sude Avşar
Mehmetçik İlkokulu
9,10,11 Yaş Grubu

Beş Mucit

KKTC’de beş mucit varmış. Bu mucitlerin adları: Sude, Nehir, Gamze, Melike ve Ayşem’miş.
Bu mucitler bir gün zaman makinesi üretip, dinazorlar ülkesine gitmek ve dinazorlar ile tanışmak isterlermiş. Mucitler zaman makinesini çikolatadan yapmışlar. Genç mucitler çok heyecanlılarmış! Mucitler büyük bir heyecanla ailelerine dinazorlar ülkesine gideceklerini söylemişler ve bu güzel yolculuk için harekete geçmişler.
Mucitler hazırlıklarını tamamlamışlar ve yolculuk için artık zaman gelmiş.
Çikolatadan yapılmış bu makine hem çok lezzetli, hem de çok hızlıymış. Sonunda Kuzey Amerika batı kesimine gelmişler. Genç mucitler makineden indikten sonra çok şaşırmışlar! Etraf yemyeşil ve birbirinden güzel çiçeklerle doluymuş. Aslında mucitlerin şaşırdığı diğer olay ise bir sürü Apatosarus ve Anatosarus olmasıymış. İşte genç mucitlerin en çok merak ettikleri şey de buymuş. Hemen kalacakları yeri aramaya başlamışlar.
Sude: Haydi kızlar şu tarafa doğru gidelim.
Nehir: İşte kızlar burada kamp yapabiliriz.
Melike: Evet burası kamp için çok uygun.
Genç mucitler kamp alanını bulduktan sonra ilginç bir ses duymuşlar.
Sese doğru gittiklerinde bir de ne görsünler. Yavru bir Apatasaurus. Fakat bu yavru dinazor yalnızmış. Ne annesi varmış ne de babası. Yavru Apatosarus çok üzgünmüş.
Ayşem: Apatosaurus’cuk ailen nerde senin?
Mucitler yavru Dinazor’un yüz ifadesinden ailesinin olmadığını anlamışlar.
Mucitler, yavru dinazoru yanlarına almışlar. Mucitler, yavru dinazorun cinsine, dişlerine, derisine bakıyorlarmış.
Sude: Kızlar bu dinazorun cinsi kız, dişleri ise hiçbir hayvanda bulunamaz. Rengi pembe, derisi de çok sert.
Bir hafta geçmiş ve Apatosaurus 8 metre uzamış. Üstelik dişleri yeni bir kalem boyutuna gelmiş. Gözleri küçük oyun cd’leri kadar olmuş ve çok iyi görüyormuş. Kulakları çok iyi duyuyormuş.
İki ay geçmiş ve Apatosaurus daha da büyümüş. Artık bir genç kız olmuş. Saçları sarı renkliymiş.
Nehir: Apatosaurus artık kendi hayatını kurman gerekir.
Melike: Sana yardımcı olmak çok isteriz.
Sude: Unutma biz hep arkadaşız.
Gamze: Sana katılıyorum Sude.
Ayşem: Artık dayanamaycam!
Sude: Ağlama Ayşem.
Apatosaurus ağlayarak ağaçların arasında kaybolmuş. Ardından mucitler ağlamaya başlamış.
İki ay geçmiş ve genç kız dinazor, bir yumurta yumurtlamış.
Mucitler yumurtayı aramaya başlamışlar.
Sonunda yumurtayı bulmuşlar.
Sude: Yumurtanın kalınlığı 5 m, uzunluğu 30 m, genişliği 30 m, rengi Pembe.
Mucitler 3 saat boyunca yumurtanın yanında durmuşlar sonra yumurtanın babası gelmiş. Babasının rengi ise maviymiş. Saç rengi turuncuymuş.
Ayşem: Ne bekliyoruz hadi kaçalım!
Nehir: Sana katılıyorum Ayşem.
Mucitler 1 saat boyunca kalmışlar. Sonunda baba dinazor mucitlerin peşini bırakmış. Mucitler ıssız bir yere gelmişler. Orada bir ses duymuşlar. Sese doğru gitmişler. Genç kız Apatasaurus’u bulmuşlar. Ayağı dalın arasına girmiş ve o yüzden yuvasına geri dönememiş.
Mucitler genç kız dinazorun ayağını dalın arasından çekerek daldan kurtarmışlar ve eve geri dönmesini sağlamışlar.
Mucitler, Apatosaurus ailesinden yumurtalarını incelemek için izin istemişler. Aile izin vermiş.
Mucitler yumurtayı inceledikten sonra yumurtaların incelemesine izin verdiği için teşekkür ederek oradan uzaklaşmışlar.
Bir gün mucitler araştırma için dereye gitmişler. Mucitler fotoğraf çekerken bir Anatosaurus mucitleri fark etmiş. Mucitler kaçarken Ayşem’i, Anatosaurus tam yakalayacakken baba Apatosaurus Anatosauru’yu dereye atmış.
Mucitler artık gitmeleri gerektiğini anlamışlar.
Eşyalarını topladıktan sonra zaman makinesine binerek KKTC’ye geri dönmüşler.
Aldıkları bilgileri dinazorlar müzesine vermişler. Sonra evlerine geri dönmüşler.
Melike: Çok iyi bir araştırma oldu bu.
Sude: Hem dinazorların ne kadar güçlü olduğunu öğrenmiş olduk.
* Mucitler hazırlıklarını tamamlamışlar ve yolculuk için artık zaman gelmiş