Ertuğrul SENOVA

Son olarak Sol Hareket’ten Abdullah Korkmazhan ile birlikte, “milli güvenlik aleyhine faaliyetler” anlamına gelen “G – 82” kodu gerekçe gösterilerek Türkiye Cumhuriyeti’ne alınmayan ve sınır dışı edilen Kıbrıslı Türklerin sayısı toplamda 6’ya yükseldi.

Yeniden gündeme gelen konuyla alakalı mecliste, muhalefetin ısrarlı soruları üzerine mevcut hükümetin, “yasaklı Kıbrıslı Türkler” ile ilgili hiçbir adım atmayacağı anlaşıldı. Zira hükümet ortaklarından, YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı, “Türkiye’ye bu gerekçeyi sormamıza gerek yok, ne olduğunu biliyoruz” diyerek, adım atılmayacağını teyit etmiş oldu.

YENİDÜZEN, mevcut ve eski Dışişleri Bakanlarına, “bu sorunun çözümü ne?” sorusunu sordu; eski bakanlar Serdar Denktaş ile Özdil Nami, “gerekçeyi öğrenmek ve sorunu çözmek için girişim yapardık” derken, mevcut bakan Tahsin Ertuğruloğlu ise “Böyle bir endişesi olan gitsin TC Lefkoşa Elçiliği’ne sorsun” önerisinde bulundu.

Ertuğruloğlu’nun önerisi üzerine Türkiye Cumhuriyeti’nin Lefkoşa Büyükelçiliği’ne giden YENİDÜZEN muhabiri, “Böyle bir birimimiz yok” yanıtını aldı.

Öte yandan Serdar Denktaş, “Hiçbir tarihte böyle bir olay yaşanmadı. Yaşanmış tek kötü olay, rahmetli Özker Özgür’ün pasaportunu iptal edilmeseydi ki o da bir müddet sonra Denktaş’ın girişimiyle iade edildi” dedi.

Özdil Nami, “Böylesi bir olay bizim dönemimizde yaşansaydı, mutlaka bir girişim yapar, en azından bu listede kimler var ve listede olma gerekçeleri neler, bunları öğrenirdik” ifadelerini kullandı.

“Bize bildirilen bir liste yok, ilk olaydan bu yana açıklıyoruz, kaldı ki TC’nin böyle bir liste bildirme mecburiyeti de yok” diyen Ertuğruloğlu ise, bu tip konularda gereksiz yere KKTC makamlarının üzerine gidilmesine anlam veremediğini, olayın çarpıtıldığını savundu.

Denktaş: Hiçbir tarihte böyle bir olay yaşanmadı

2004 – 2006 yılları arasında Dışişleri Bakanı olarak görev yapan ve aktif siyasi hayatı boyunca çeşitli görevler üstelenen Serdar Denktaş, “Hiçbir tarihte böyle bir olay yaşanmadı. Yaşanmış tek kötü olay, rahmetli Özker Özgür’ün pasaportunu iptal edilmeseydi ki o da bir müddet sonra Denktaş’ın girişimiyle iade edildi” dedi.

“Her şeyden önce İçişleri ve Dışişleri Bakanları, muhatapları ile temas kurmalı”

“Bu sorunun çözümünün ne olduğuna dair” soru üzerine Denktaş, “Her şeyden önce İçişleri ve Dışişleri Bakanları, muhatapları ile temas kurup bu listeyi ve gerekçelerini öğrenmeli. Sonrası Cumhurbaşkanlığı seviyesinde girişim yapılarak bu yanlışın ortadan kaldırılmasını sağlamaya çalışmaktır” ifadelerini kullandı.

Nami: En azından bu listede kimler var ve gerekçeleri neler, bunları öğrenirdik

2013 – 2015 yılları arasında Dışişleri Bakanı olarak görev yapan Özdil Nami ise kendi döneminde böyle bir olayın yaşanmadığını, ‘yasaklı Kıbrıslı Türkler’ gibi bir listenin hazırlandığına dair kendilerine hiçbir bilginin verilmediğini belirtti.

“Böylesi bir olay bizim dönemimizde yaşansaydı, mutlaka bir girişim yapar, en azından bu listede kimler var ve listede olma gerekçeleri neler, bunları öğrenirdik” diyen Nami, bu sorunun çözümünün “bilgi istemekten” geçtiğini belirtti, “Bizim dönemimizde olsa, Türkiye’ye giden vatandaşlarımızın kapılardan döndürülmesini, sınır dışı edilmesini engellerdik” şeklinde konuştu.

Ertuğruloğlu: Şüphe duyan TC Lefkoşa Elçiliği’ne sorsun

Mevcut Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu ise Türkiye Cumhuriyeti’ne alınmayanların ya da alınmama konusunda şüphe duyanların, TC Lefkoşa Büyükelçiliği’ne giderek başvuruda bulunup bilgi alabileceğini belirtti.

“Bu tip olaylarda üzerimize gelinmesini anlamıyorum”

“Bize bildirilen bir liste yok, ilk olaydan bu yana açıklıyoruz, kaldı ki TC’nin böyle bir liste bildirme mecburiyeti de yok” diyen Ertuğruloğlu, bu tip konularda gereksiz yere KKTC makamlarının üzerine gidilmesine anlam veremediğini, olayın çarpıtıldığını savundu:

“Bu tip olaylarda üzerimize gelinmesini anlamıyorum. Gereksiz yere KKTC makamlarına suçlamalar yapılıyor. Olayı çarpıtmanın hiçbir anlamı yok. Türkiye Cumhuriyeti her devlet gibi böyle bir tedbir alma hakkına sahiptir. Soru sormak isteyen gider sorarsa kendisine bilgi verilir. Bu iş bu kadar basittir. KKTC makamlarına bu soruların sorulmasının maksatlı olduğunu düşünüyorum. Kimse TC Elçiliğine gidip, başvurup, girmesi uygun mu değil mi diye sormuyor. Bu soruları önce, Türkiye’ye girişi uygun görülmeyen kişiler kendi kendirline sormaları lazım.”

“Bu soruları kendi kendilerine sormazken, TC Elçiliğine sormazken, bizim gibi hiçbir alakası olmayan bir bakanlığa, Dışişleri Bakanlığı’na sorulması manidardır”

“Eski Dışişleri Bakanlarının daha öce böyle bir olay yaşanmadığı yönünde bilgi verdiği, son 1 yıldır bu konunun gündeme gelmesiyle ilgili düşüncesinin ne olduğunun” sorulması üzerine tepki gösteren Ertuğruloğlu, bu soruların maksatlı olduğunu dile getirdi:

“Bütün bu sorularınız maksatlıdır. Bu soruları kendi kendilerine sormazken, TC Elçiliğine sormazken, bizim gibi hiçbir alakası olmayan bir bakanlığa, Dışişleri Bakanlığı’na sorulması manidardır. Maksatlıdır. Siyasi bir mesaj verip, algı yaratmaya çalışıyorsunuz.”

Elçilik yetkilisi: “Böyle bir birimimiz yok”

Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu’nun önerisi üzerine Türkiye Cumhuriyeti’nin Lefkoşa’daki Büyükelçiliğine giden YENİDÜZEN muhabiri, “Yasaklı olup olmadığımı nasıl öğrenebilirim?” sorusunu sordu, yetkili, “Böyle bir birimimiz yok. Hatta biz insanların eksiklerini tamamlamak için ekstra çaba harcıyoruz” dedi.

TC’ye alınmayan Kıbrıslı Türkler

“G – 82” kodu gerekçe gösterilerek “Türkiye Cumhuriyeti’ne alınmayan Kıbrıslı Türkler listesinin” varlığı, ilk olarak Dördüncü Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın basın danışmanı Ali Bizden’in Türkiye’ye alınmayıp sınır dışı edilmesiyle patlak vermişti. Bizden’in ardından, aynı olayı yaşayan ve bu durumu medyaya yansıtan 5 Kıbrıslı Türk daha kayıtlara geçti: Ali Kişmir, Avmet Cavit An, Can Sözer, Okan Dağlı ve Abdullah Korkmazhan…