1. YAZARLAR

  2. Birikim Özgür

  3. Sürdürülebilirlik üzerine…
Birikim Özgür

Birikim Özgür

Sürdürülebilirlik üzerine…

A+A-


Halkımızın mali kaynakları çarçur edilmesin diye 70’li yıllarda “Bütçe Meclis’e” sloganıyla uzun soluklu bir mücadeleye girişen CTP, gelinen konakta, “Meclis’te görüşülen bütçenin disiplinli şekilde UYGULANMASI için” rüzgâra karşı yürüyüşünü devam ettiriyor.

1970’ten beridir “birbirimizi sokakta bulmadık” şiarıyla “rüzgâra kapılanları” her koşulda kucaklamak için insanüstü bir çaba içerisinde olan CTP’liler, hiçbir zaman ise partilerinin rüzgâra kapılmasına müsaade etmemiştir. CTP, bu olagelmiştir.

Demokratikleşme ve sürdürülebilir ekonomik büyüme, günümüz dünyasında sol siyasetin ve sol söylemin iki önemli bacağıdır.

Demokrasisiz ekonomik büyüme, bize göre kısa dönemli bir hadisedir. Ekonomik büyümenin uzun dönemli / kalıcı olabilmesi ve sürdürülebilir kalkınmaya dönüşmesi açısından demokrasi anahtar unsurdur.

Bir toprak parçası olarak Kuzey Kıbrıs’ın kalkınması bizim için yeterli değildir. Ekonomik büyümenin halkımıza azami düzeyde yansımasını ve adil gelir dağılımını sağlayacak biçimde kalkınma politikaları uygulanmasında hassasız.

Dahası, işlevsizleştirilmiş demokrasilerde, toplum iradesine bağlılığı olmayan siyasi aktörlerin toplumdan kopuk olarak kendi aralarında oynadıkları siyaset oyununda demokrasiyi kendi rantlarını ve iktidarlarını artırmak için bir araç olarak görmeleri sonucu ortaya çıkar ki bu da CTP’nin gelenekleri ile çelişmektedir.
2009-2013 yılları arasında halkımız bu sakat anlayıştan mustarip olmuş ve Temmuz 2013’te iradesini yeniden belirlerken demokratikleşmeyi yani toplum iradesine sıkı sıkıya bağlılığı ve sürdürülebilir ekonomik büyümeyi bir arada düşünebilen CTP’ye önemli bir misyon biçmiştir.

Seçim öncesinde toplumsal vizyonumuzu ve programımızı halka açıkladığımız basın toplantısında dönemin Genel Sekreteri Akansoy partimizin yaklaşımını şu şekilde açıklamıştı:

“Mevcut yapı sürdürülebilir olmaktan uzaktır ve köklü reformlara ihtiyaç vardır. Adalet, özgürlük, kalkınma ve eşitliği sağlama adına her türlü adımı atacağız”.

Seçimin hemen ardından ise koalisyon görüşmeleri devam ederken Genel Sekreterimiz Akansoy siyasi partilere net bir mesaj vermişti:

“Bizim için öncelik ekonomik reform. Biz ‘Akıl Defteri’ni şaka olsun diye yapmadık”.

Ekonomik konulardaki partisel duruşumuz bu sol bilinç ve donanımla çerçevelenmiştir.

Geçtiğimiz Kasım ayında Meclis’te 2015 bütçesi görüşülürken açılış konuşmasının ana teması da bu perspektifle “sürdürülebilirlik” olarak belirlenmişti.

Bu konuşmanın ana unsurlarını bir kez daha paylaşmakta yarar vardır:

“Sürdürülebilirlik, 21. yüzyılda insanlığın ortak hedefine dönüşmüştür.
Kıbrıs Türk halkı, farklı ideolojik bakış açılarıyla ve demokratik olgunlukla toplumsal yapımızın sosyal yönden sürdürülebilirliğine, ekolojik sürdürülebilirliğe, mali sürdürülebilirliğe ve ekonomik sürdürülebilirliğe sadakatten ödün vermeden tüm sorunlarına çözümler üretebilecek kapasiteye sahiptir.
Sürdürülebilirlik, daimi olma yeteneğidir.
Kıbrıslı Türk kimliğinin ve kültürünün sonsuza değin sürekli gelişerek yaşaması, sürdürülebilirlik kavramının gereklerine odaklanabilmemize bağlıdır.
Bunun için zihinsel dönüşüm şarttır.
Eğer bir ideoloji, bir siyasi hareket ya da bir sivil toplum örgütü adına herhangi bir alanda bir iddia sahibi iseniz, iddianızın toplumumuzu o alanda sürdürülebilirlik olgusuna yakınlaştırabildiği oranda toplumun saygısını kazanacağınızı ve çoğalacağınızı bilebilmelisiniz.
Eğer hükümetseniz, sürdürülebilirliği gözeten icraatlarınız oranında iktidar olabilirsiniz.
Eğer muhalefetseniz, sürdürülebilirliği vaat edebildiğiniz oranda halkın teveccühüne mazhar olursunuz.
Eğer bir kapitalistseniz, savunduğunuz sistemin uygulayıcılarının geçmişten günümüze attığı yanlış adımlarla abartılı borçlanmalara sebebiyet verdiğini ve küresel düzeyde sürdürülebilirliği dumura uğrattığını bilerek yeni uygulamalar önerebilmelisiniz.
Eğer bir sosyalistseniz, geçmişten dersler çıkararak sürdürülebilirliği göz ardı etmez, sürdürülebilir bir yapı için ve sürdürülebilir bir yapıda eşitlik için mücadele yürütürsünüz.
Kısacası, kim olursanız olun, hangi ideolojiyi benimserseniz benimseyin, ortaya koyduğunuz iddialarla ya Kıbrıs Türk halkının geleceğini ipotek altına alan sürdürülemez yapının bir parçasısınız ya da çocuklarımıza güzel bir gelecek hazırlama mücadelesinin bir neferisiniz”.

Bu yazı toplam 2044 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar