SÜRMEZDURUMCULARIN KORKUSU
CTP lideri Tufan Erhürman siyasi lugatımıza yeni bir kavram kazandırdı.
‘Düzgün Türkçe’ sevdalısı Özker Özgür’ün ‘statüko’ yerine kullandığı ‘sürerdurum’u değiştirdi Erhürman ve ‘sürmezdurum’ olarak kullanıma soktu.
CTP camiasında uzun süredir görülmemiş bir coşkulu kalabalık tarafından Cumhurbaşkanı adayı ilan edilen Erhürman’ın dediği gibi bu adadaki durum sürdürülebilir değildir.
Ama bugünkü konumuz Kıbrıs’taki sürerdurum, statüto ya da yeni tabiriyle sürmezdurum değil.
Konumuz bu statükodan, yani sürerdurumdan, aslında sürmezdurumdan nemalanların şimdi içine sürüklendiği korkudur.
Kaybetme korkusu…
***
Ersin Tatar ile Kudret Özersay niçin Ankara’ya çağrıdılar?
Hükümet ortaklarının apar topar yollara düşmesinin perde gerisinde neler yaşanmış olabilir?
Birinci kulis iddiası, UBP-HP hükümetinin çatırdıyor olduğu yönünde…
Mazeret belli: Mağusa-İskele-Yeni Boğaziçi Emirnamesi…
HP iki ayak üstünde diretiyor ‘Bu haliyle mutlaka geçireceğiz’ diye… UBP ise tepki ölçtü ve son dakika ‘ben oynamam’ deyiverdi.
4’lü koalisyonu ‘ortak adaylık’ rüşvetiyle bozan ama ‘aday olmayacağım’ diyen Ersin Tatar’ın sonradan ‘Partim aday ol derse olurum’ noktasına çark etmesiyle büyük bir aldatılmışlık hissine kapılan Kudret Özersay için tam bir ‘öc alma’ fırsatı doğdu.
Özersay emirname bahanesiyle bir kriz çıkarmış, hükümetten çekilme tehdidi savurmuş olabilir pekala…
Erhürman’ın adaylığının açıkladığı dakikalarda toplanan, ancak hiçbir açıklama yapmadan dağılan Bakanlar Kurulu’ndan hemen sonra duyurulan Ankara ziyaretinin sebebi ‘hükümette çatlak’ olabilir yani…
***
Bir diğer olasılık ise Ankara’nın ‘Nisan seçimleri’ konusunda ortaklara söyleyeceklerinin olmasıdır ki yukarıdaki mevzudan bağımsız değil bu da…
Belki de Tatar-Özersay sürtüşmesini ‘tatlıya bağlayıp’ seçimlere yek vücut girmelerini salık vermiştir Fuat Oktay…
Kıbrıslı Türklerin her türlü siyasi işine müdahil olma alışkanlığı vardır Ankara’nın ve buraları dizayn etmek için her daim ‘birileri’ni kullanırlar.
‘Kullanılmayı’ kabullenmek bir mide meselesidir elbette ama elinizi kaptırdıktan sonra kolunuz da gider, gerisi de…
Ne ki ‘son kulanım tarihi’ diye de bir şey var ve bunu herkesin kulağına küpe yapması şarttır.
***
Gelelim ‘korku’ meselesine…
2020 seçimlerinde sağ partiler, çözümsüzlükçüler, taksim savunucuları, yani sürmezdurumcular zordadır. Adı konuşulan hiçbir aday içe sinemiyor.
Kala kala Ersin Tatar adı kaldı ortada… Potansiyeli malum…
Oysa çözüm yanlısı seçmenin ve partilerin tuzu kurudur. Zira çok güçlü -en az- iki aday seçimde olacak. Gerek Tufan Erhürman, gerekse Mustafa Akıncı sol seçmenin, çözüm isteyenlerin, statüko karşıtlarının çok –ama çok- rahat oy verebileceği iki isimdir.
Kuşkusuz bu rahatlık ve güç ikinci turun da sigortasıdır. Nitekim 2015 seçimlerinde çok iyi bir deneyim de yaşandı. İlk turda yüzde 26 oy alabilen Akıncı ikinci turda yüzde 60’ı buldu.
Şimdi CTP’nin Erhürman’ı aday ilan etmesiyle sürmezdurumcular iyice paniğe kapılmış durumdadır.
Bırakın ikinci turda kaybetmeyi, sağ cenah ‘ikinci tura kalamama’ gailesi çekmeye başladı.
Çözümün güçlü, donanımlı, bilgili, sevilen adayları karşısında ne yapacaklar?
Özetle, sürmezdurumcuların işi çok zor.