Türkiye’de Cumhuriyet Halk Partisi ile Milliyetçi Hareket Partisi, belirli bir hedef için kelimenin tam manasıyla ‘absürt’ bir ittifakın altına imza atıyor da, bizim ‘SOLCULARIN’ etleri ezelden beridir bir kazanda kaynayamıyor.

2004 referandumu öncesinde yapılan mitinglerin birinde...

Partilerin birbiriyle yarıştığı bir seçim mitinginde değil hani, Kıbrıslı Türk çözüm güçlerinin bir araya gelerek bu istençlerini dile getirdikleri mitinglerin birinde...

Burada dahi ‘sahneye kim çıkacak?’ kavgası yapan bizim ‘SOLCULAR’dan bahsediyorum!

Orada bile...

Toplumun barış iradesinden bile ‘pay’ kapmaya çalışan bir hesap-kitaptan bahsediyorum!

Sanırsınız ki dünyayı yöneten bir devletin iktidarıdır paylaşılamayan.

Yahu bir küçücük adacık...

Milliyetçiliğin ve militarizmin orta yerinden iki parçaya ayırdığı...

Ve bu iki parçanın, aynı sebeplerle bir türlü yeniden birleştirilemediği...

Bir küçücük adacığın üvey evladı...

Bir küçücük ‘devletçik’!

Bir yandan Kıbrıs Cumhuriyeti basar boğazına...

Diğer yandan Türkiye...

Arada bir avuç insan, kimsenin yaşam hakkı tanımak istemediği!

Bir avuç insan, iki arada bir derede nefes almaya çalışan!

Söz hakkını yitiren...

Elinde kalan tek şey olan kimliğini koruyabilmek için yırtınan...

Bir avuç insan geriye kalan!

Ve ama BİZ küçüldükçe, ‘KAVGA’ büyüyor!

İyi ama neyin kavgasıdır ki bu?

Nedir bir türlü paylaşılamayan?

***

Ne için yola çıkmıştınız işin ta en başında?

Hatırlıyor musunuz?

Neydi siyasi arzunuz?

Nedir?

Varlık sebebiniz...

Mücadeleniz...

Yoksa ‘zaman aşımına’ mı uğradı bu yolun ülküsü?

İktidar, araç olmaktan çıkıp amaca mı dönüştü?

***

Daha siz kendi içinizdeki kavgayı bitireceksiniz de...

Sonra oturup uzlaşacaksınız da...

Ve işte sonra, o yola çıkma nedeninizi vücuda getirmek için birlikte hareket etmenin önemine uygun bir dümen tutacaksınız da...

Zor dostum ki ne zor!

***

Herkes ‘BEN’ diyor...

Birinci tekilde ısrarlı bir bekleme hali! 

Kime sorsanız, ‘HAKLI’!

Herkes kendi üzerine düşeni fazlasıyla yapmış...

Sıra ‘ÖTEKİNDE’...

Ha bu arada atı alan Üsküdar’ı çoktan geçmiş, bırakın etini kemiğini, çözümün hayali bile karaborsaya düşmüş, ne gam!

Kim diğerinin peşinden ‘SÜRÜKLENMELİ’, şimdi bütün mesele bu!