1. YAZARLAR

  2. Mert Özdağ

  3. Sus bari... Konuşma!
Mert Özdağ

Mert Özdağ

Sus bari... Konuşma!

A+A-

 

Yeni gündemimiz “366”…
Nam-ı diğer 'kurultay istihdamları'…
Hani, İrsen Bey’in mesele-i mirası…
Peki şimdi ne olacak?
Sosyal medyada Sevgili Hüda Avşaroğlu güzel özetledi:


• Şubat ayında herkese açık bir KAMU YETERLİLİK SINAVI yapılacak.
•  Bu sınavdan 60 ve üzeri alanlar başarılı sayılır ve KAMU MÜNHALLERİ SINAVLARI'na katılmaya hak kazanır.
• Mart ayında ise kamu münhalleri açıklanacak ve Kamu Yeterlilik Belgesi olan herkes bu sınavlara başvurabilecek ve BAŞARI SIRALAMASINA göre işe girecek (kolej sınavı gibi, en yüksek nottan aşağıya sıralanacak)
• Bu uygulamada bu 366'ya yapılan kıyak, sadece ŞUBAT ayı içerisinde yapılacak olan  YETERLİLİK SINAVIDIR.
• 7 Aralık 2013 günü yapıldı bu sınav en son ve muhtemelen bu 366’nın bir çoğunda bu belge yoktur. O yüzden tekrar bir sınav daha yapıyorlar. Ha bu belgeyi dahi alamayan 366'lılara ne olacak? Mart sonu sözleşmeleri sona erecek
                                                   ***
Aslında gayet açık bir çözüm bu…
Ancak kimileri anlamamakta ısrar ediyor.
Ya da anlamak istemiyor.
Bu grubun (366) bir de sözcüleri var.
Diyor ki “Gençler Kamu Hizmeti Komisyonu’na güvenmiyor, Cumhurbaşkanı kontrolünde bir sınav yapılsın”…
Allah Allah?
Nedenmiş o?
Nedenini şöyle açıklıyor: “Gençlerin yapılacak sınava itimatları çok az… Çünkü Kamu Hizmeti Komisyonu’nun (KHK) yakın geçmişteki şaibeli durumu ortada… Biz, eğer bir sınav yapılacaksa Cumhurbaşkanlığı ve Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu kontrolünde bir sınav yapılmasını isteriz”
Hadi canım sen de!
Aaaaa?
Oldu mu şimdi?
Ne ayıp, hiç yakıştı mı?
                                                  ***
Kamu Hizmeti Komisyonu’nun 'şaibeli' durumunu yaratanları da açıklasaydı keşke…
Yarım bırakmasaydı.
Neden bu komisyon şaibeli bir geçmişe sahip, buna kimler neden olmuş diye detaya da girseydi bari!..
Kendi söylemedi madem, biz söyleyelim mi?
Birkaç örnek verelim mi?
Namı dillere destan bir “sınav müdürü” vardı örneğin, hatırladınız mı?
Bir de komisyon üyesi…
Derviş Bey’in tayfasından…
Neler neler çevirmişti bu adamlar?
Unuttuk mu?
Başbakan’ın sahte imzası ile döndürülen dolapları ne kadar erken unuttuk.
Sınavlara karışan şaibeleri, belden aşağı dedikoduları, öğretmenlere yollandığı iddia edilen fotoğrafları…
Hatta ses kayıtlarını…
Unuttuk mu?
Asla…
                                                  ***
İşin özeti, komisyonun güvenilirliğini Devriş Bey ve ekibi yerle bir etti.
Şimdi hangi yüzle bu ekibinin gözetiminde ayrıcalıklı bir sınav talep ediliyor?
Anlayamıyorum.
Bu nasıl bir yüz?
Komisyonu şaibeye gömen bu tayfa…
Partizanlığın kitabını yazan da bu tayfa…
E bu yüzsüzlük nereden ithal, ben anlamadım…

Neyse…
Susacakları yerde konuşuyorlar ya, ona şaşıyorum, hepsi bu…
Derviş Eroğlu kontrolünde sınavmış!..
Hadi be oradan…

Bu yazı toplam 3869 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar