Türkiye’ye giremeyenler…

12 kişi oldu…

TC Lefkoşa Büyükelçiliği bu konuda hiçbir şey bilmiyor veya biliyor, ama yanıt veremiyor…

-*-*-

KKTC Cumhurbaşkanlığı veya KKTC Dışişleri Bakanlığı zaten “masgaralık” işlerle iştigal ediyor; kendi vatandaşlarının Türkiye’ye “güvenlik tehdidi” nedeniyle sokulmuyor oluşuna ses çıkaramıyor; “siz da bizim gibi olsaydınız” anlamına gelen ifadelerle meseleyi geçiriyor!

-*-*-

Ne acı ama!

“Onlar gibi olacağıma, doğum sırasında beyinleri analarının rahminde unutulan ELAM’cılardan olurum daha iyi” diyesim var!

Faşist işbirlikçi, faşist işbirlikçidir anlamında!

-*-*-

Bu konuda bazı şeyler öğrenmek, Türkiye’de belki TL ile tatil yaparız falan diyerek, “gidebilir miyim, gidersem içeri girer miyim, girebilir miyim”in araştırmasını yaptırdım…

-*-*-

Ayıptır söylemesi, torpilim de iyi yerden…

Çok yukarıdan…

Hatta en yukarıdan…

İsmi lazım değil, Putin’in yakın ahbabı bile sayılır…

-*-*-

Neyse, korkmayın Tayyip Erdoğan yakınım değil; olsaydı, hepinizi çiğnetecektim ha ha ha!

Efendim, “Türkye’ye giremeyecek KKTC vatandaşı hainler” listesi sürekli güncelleniyor…

Güncelleme, aralarında milliyetçi bazı Kıbrıslı Türk efendilerin de yer aldığı KKTC’de bir grup insan tarafından toplanan bilgiler ve önerilen isimler sonucu TC’de, İçişleri Bakanlığı ve istihbarat birimlerinin ortak çalışması ile bilgisayar sistemine veriliyor…

-*-*-

KKTC vatandaşı kişi TC’ye ait bir limana geldiğinde, ilgili muhaceret polisine kimliğini uzatıyor…

O anda kimlik veya pasaport bilgileri sisteme girdiği anda, “dit dit dit!”…

Tutuyorlar, alıkoyuyorlar, ilk uçakla geri gönderiyorlar…

-*-*-

Peki bu sisteme, mesela şu anda bir yetkili ya da etkili kişi giremez mi?

Girdiği anda, girilen bilgisayarın kimliği örneğin ip numarası falan açığa çıkıyor ve giren kişinin, “gelmişi geçmişi sinema sinema dolaştırılabiliyor…”

-*-*-

Benimle ilgili araştırma yapan çok yetkili ve hatta etkili kişi; “Serhatcığım (samimiyiz ya) sen bir süre daha gelme, belki bu düzen değişir” dedi…

-*-*-

Gitmiyorum!

Şimdi düzen değişiyor mu?

Ve düzen nasıl değişecek?

Aslında düzenler hep aynı kişiler olarak kalacak!

Düzülenler değişecek!

İşbirlikçileri ise bilmiyorum…

-*-*-

İşbirlikçiler mi?

Kendi vatandaşlarını isim isim TC’nin karanlık derinliklerine ihbar edenler mesela…

Kendileri gibi düşünmeyenleri, “hain” ilan etmekten zevk alan ve bunu iş edinen rüşvet müptelası masgaralikkiler mesela…

-*-*-

Ve yeni bir şey daha öğrendim…

Lefke Avrupa Üniversitesi ve Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde iletişimle, medyayla alakalı pratik dersler veriyordum…

-*-*-

Çok merak ettim; yani KKTC Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanlığı bu işin içinde mi?

Evet içinde…

Özellikle Doğu Akdeniz yönetimine “atın bunu işten” emrini ileten KKTC Cumhurbaşkanlığı’nda görevli bir gariban işbirlikçi…

Ama emir; tıpkı “Türkiye’ye girişi yasak olanlar” listesindeki gibi bir listeye göre verildi…

Emri veren mi?

Emri veren, önce bunu KKTC Cumhurbaşkanlığı’na iletti; sonra onlar da Doğu Akdeniz’deki Vakıf Yöneticiler Kurulu Başkanı’na…

-*-*-

Başkan, emri rektöre, rektör de bana…

-*-*-

Bu arada ilgili dekanı da tehdit ettiler…

Sendika sesini çıkaramadı çünkü kurulu düzen tehlikeye girsin istemedi; bu konuda bazı hocaları da korumak amacı güdüldü falan…

-*-*-

Herkes, bunu korkuyla takip etti ve sessiz kalmayı tercih etti…

-*-*-

Demokratik yöntemlerle seçilen cumhurbaşkanı, hükümet; onların atadığı Vakıf yöneticileri ve yine demokratik bir şekilde seçilen rektör…

Herkes, asıl emri verenlerden, o listeleri hazırlatanlardan korkuyor…

Bir grup işbirlikçi satılmış isim listeleri hazırlayıp, resmen köpeklik ediyor…

Kimse, ama kimse sesini çıkaramıyor…

-*-*-

Ve “be arkadaşlar bu yaşadığımız açık işgaldir; açık barbarlık sömürgeciliğidir” dediğimizde de ya susuyor, ya da “yok yahu sen da, ne işgali” demeye getiriyor!

Peki, işgal değilse, nedir?

Vallahi mantıklı yanıt verin kabul edeceğim!

Mesela Cumhurbaşkanı çıksın ve desin ki, “bana bu konuda kimse talimat vermedi”, yemin ederim ki, özür dileyeceğim ve bir daha bu konuları yazmayacağım…

Buyurun, bir kişi çıksın ve desin ki; İncirli uyduruyor, yalan söylüyor!

-*-*-

Biliyorlar!

Herkes, her şeyin farkında!

Ama susuyorlar!

Biat ediyorlar!

İtaat ediyorlar!

İdare ediyorlar!

Hey Ebrar! Canımızsın… I love you… Seninle gurur duymak, en büyük mutluluğumdur… O kadar…