1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3. “Süt babamın sevgisi, minneti, nefes aldığım sürece hep var olacak...”
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

“Süt babamın sevgisi, minneti, nefes aldığım sürece hep var olacak...”

A+A-

1974’te savaşın ortasında o henüz bir bebekken ve Nestle Pelargon marka süde ihtiyacı varken ve bu süt hiçbir yerde bulunamazken, bir Kıbrıslırum askerin kendi hayatını tehlikeye atarak mevzisinden ayrılıp Birgül Kılış Yıldırım’ın babasıyla Kanlıdere içerisinde buluşması, o südü bularak küçük Birgül için getirmesi ve getirmeye devam etmesi ve yıllar sonra Birgül Kılıç Yıldırım’ın “Süt babası”nı arayışını ve buluşunu konu eden “Süt Babam” başlıklı belgeselin iki toplumlu galasında hissettiklerini kaleme almasını istedik kendisinden...

Cemal Yıldırım’ın yaptığı “Süt Babam” başlıklı belgesel, geçtiğimiz günlerde Lefkoşa’da ara bölgede, Dayanışma Evi’nde iki toplumlu bir galayla basına tanıtılmıştı...

Birgül Kılıç Yıldırım’ın “süt babam” dediği Andreas Efstatiu’yu bulmasına biz de yardımcı olmuştuk ve ilk buluşmalarında biz de hazır bulunmuştuk...

KENDİ CANINI TEHLİKEYE ATACAK KADAR FEDAKAR BİRİ...

Birgül Kılıç Yıldırım, bizi kırmayarak, gala gecesinde hissettiklerini bizim için kaleme aldı. Birgül Kılıç Yıldırım, şöyle yazdı:

“Süt Babamın sevgisi, minneti, benim için ben nefes aldığım sürece hep var olacaktır... Ama  kendi canını tehlikeye atacak kadar fedakar  biri,  bu sevginin daha fazlasını hak ediyor.

 

BU ADAYA ANTREAS GİBİ İNSANLAR LAZIMDIR...

Antreas babam  gibi  insanlar lazımdır  bu adaya. Onun bu  insan sevgisi,  yardımseverliği bir dalga gibi  yayılsın  istedim. Bunun için Süt Babam belgeselini  hayata geçirdik ve belgeselle onu  sadece benim için değil,  tüm ada icin ölümsüzleştirmek istedim. Bu konuda bana en büyük destek, hayat arkadaşım, eşim Cemal oldu ve Belgesel için motor dedi...

 

BELGESELİN YAPIMI, MONTAYI BİR SENE SÜRDÜ...

Belgeselin yapımı, montaji 1 yıl sürdü. Ailem  ve arkadaşlarımız çok destek oldular. Zaten Belgeselin sponsoru  da okulumuzdur ve çekimlerin büyük bir kısmı okulda gerçekleşti. Ben buradan  oyunculukları ile bizlere destek olan öğretmen arkadaşlarıma, öğrencilerime, kardeşlerim Birsel ve Ayşe’ye, Ayşe nenemize  ve ayrıca sesiyle bizlere katkı koyan  dinlerken tüylerimizin diken diken olmasına sebeb olan Ninniyi okuyan öğretmen arkadaşım Benay Kibrit’e çok teşekkür ederim. Bu arada filmin ana tema müziklerini hiç  bir karşılık beklemeden bize sağlayan sevgili Kemal Belevi’ye ve Erbay Geceyatmaz'a da ayrıca teşekkür ediyoruz.

s1-264.jpg

İKİ TOPLUMLU BASIN GÖSTERİMİ...

Ve nihayetinde  Süt Babam belgeselimiz geçen akşam  ara bölgede  Dayanışma Evi ve Kıbrıslırum yönetmen Panikos Hrisanthu'nun yöneticiliğini yaptığı Cyprus Film Archive adlı derneğin işbirliği ile iki toplumlu  Basın Gösterimi ile  izleyiciyle buluştu.

Sevgili Panikos, Süt Babam ile ilk buluşmamızda bizlerle birlikteydi ve o günden beri, hep yanımızda ve bize destektir.

 

BABAMIN VE SÜT BABAMIN ELLERİNİ TUTARAK BELGESELİ İZLEDİM...

Gecemizde çok duygu dolu anlar yaşandı. Ben bir yanımda Babamın,  diğer yanımda süt babamın elini tutarak  belgeseli  izledim. İkisinin de heyecanlarını ellerinin titremesinden  hissedebiliyordum. Bir ara ikisinin de ağladığını gördüm, belli ki 47 sene öncesine gittiler ve o an  savaşa bir kez daha isyan ettim. Ne çok acılar yaşandı bu adada,  ne çok kayıplar yaşandı, her iki toplumun da acıları ve kayıpları oldu.   Neler yapmışlar bu adada bize,   kanla nefretle bu güzelim adayı  nasıl da bölmüşler. Değer miydi bu kadar acıya... 80 dakika boyunca gözlerinden  yaş durmadı bu iki çınarın. Onların gözünden akan her damla yaş, bende bir okyanus oldu ve boğulduğumu hissettim. Onlar benim canım, onlar benim babam, onlar benim kahramanım ve onlar benim hayatta  kalma sebebim. 80 dakika boyunca belgesel bitene kadar ellerini hiç bırakmadım. Birbirimizden güç alarak yıllarca birbirimizden ayrı kalışımızın acısını çıkarırcasına kenetlenmiştik o gece.

s2-232.jpg

“BENİ DE AĞLATTINIZ YA...”

Ve sonunda belgesel bittiğinde bir an geceye katılan herkesin bir anda  arkamızda durduğunu  hissettik. Herkes yerinden kalkıp perdeye doğru gelmiş ve bizle birlikte  herkesin gözleri  yaşlıydı. Bir süre kimsemiz konuşamadık. Süt Babam ve Babamla sıkı sıkı sarıldık bu kadar senenin hasretliğine  isyan edercesine ve sonunda bir  ses  “Beni de ağlattınız ya” dedi  ve o ses sevgili Sami Özuslu’nun  sesiydi.  Ardından Sevgili Cenk Mutluyakalı gözleri yaşlı “Siz bize nasıl dokundunuz, bu nasıl bir insanlık dersi” dedi, sarıldık ve ağladık. Toplumcu Demokrasi Partisi’nden Sayın Cemal Özyiğit, KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil, yılların deneyimli gazetecisi Hasan Kahvecioğlu, Basın Sen Başkanı Ali Kişmir, Cemal’in ve benim kızkardeşim Ayşe Hızal  ve eşi BRT TV Program sorumlusu Raif Hızal,  Genç Tv  Haber müdürü Fatma Kişmir,  Sosyal medya aktivisti Serdinç Maypa, Yenidüzen gazetesinden Murat Obenler,  geceye ayrıca projenin her aşamasında yanımızda olan tüm bürokratik işleri halleden, üzerimizden her zaman büyük yük alan arkadaşımız Hüseyin Özün Yamaç da vardı ve  bizleri tebrik ettiler .

Gecemize katılan tüm  Rum basın mensupları  da gözlerinde hüzünle  bizleri tebrik ettiler. Akel eski  genel sekreteri Andros Kiprianu  gözlerindeki buğulanma ile  ellerimi tutarak  beni tebrik etti.

Ben buradan gecemize katılan herkese duygularımıza ortak oldukları için  çok teşekkür ediyorum.

 

BİZİM HİKAYEMİZ BU SAYFADA SİZLERLE İLK OLARAK BULUŞMUŞTU...

Bizim Hikayemiz bu satırları okuduğunuz bu sayfada sizlerle ilk olarak buluşmuştu. İlk haber başlığı "Annem babam minnet duyar, ben teşekkür etmek isterim" şeklinde dökülmüştü Sevgül  hanımın  kaleminden ve ben buradan ulaştım Süt Babama. Yolumuza Köprü oldu Sevgül hanım ve yılların hasretliğini bir çocuğun kahramanını ona getirdi. Sevgül hanıma ne kadar teşekkür etsem azdır.

 

BİR KEZ DAHA İSYAN ETTİM BU BÖLÜNMÜŞLÜĞE...

Gecenin sonunda herkes gitmiş, yollarımız süt babamla yine ayrılıyordu hiç istemesek de. Bu bölünmüş adanın bölünmüş şehri Lefkoşa’dan o bir tarafa,  ben ve babam diğer tarafa doğru  yürüdük. Sonra dönüp arkama baktım, karanlığın içinden gidişini izledim ve  bir kez daha isyan ettim bu bölünmüşlüğe.

 

HEM GÜNEYDE, HEM KUZEYDE GÖSTERİME GİRECEK...

Gösterimin ertesi günü pek çok  kişi sosyal medyadan mesajlar yazarak yorumlar yaparak bizleri tebrik ettiler. Buradan bizleri arayan, tebrik eden herkese çok teşekkür ederim.  Ayrıca güneyden  sosyal medyadan bircok  guzel mesajlar aldık, bizi belgeselimiz ile konuk etmek isteyenler oldu. Onlara da buradan yüreğimi gönderiyorum. Önümüzdeki günlerde  hem kuzeyde, hem de güneyde  belgeselimiz gösterime girecek.

Ayrıca Ağustos ayı içerisinde Covid tedbirlerine uyarak bir halk galamız olacaktır.

İlgi gösteren, destek veren herkese sonsuz teşekkürler.

Ve dileğim bir daha bu adada Kıbrısımda kan dökülmesin, analar ağlamasın, kardeşi kardeşten ayırmasın ve ÇOCUKLAR SÜTSÜZ KALMASIN...”

 

 

 

 

 

 

Bu yazı toplam 1642 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar