1. YAZARLAR

  2. Sami Özuslu

  3. SUUDİ SAATİ’NE DEVAM MI?
Sami Özuslu

Sami Özuslu

SUUDİ SAATİ’NE DEVAM MI?

A+A-

Değirmenlik dağ yolundaki kazada üç kişinin ölümüne, çok sayıda insanın da yaralanmasına neden olan kazaya sebebiyet verdiği gerekçesiyle mahkeme tarafından mahkum edilen ve cezaevine gönderilen Safa Güngör’ü Türkiye’ye iade kararı alan hükümet tepkiler sonrasında geri adım attı. İyi etti.
Hatta Başbakan Hüseyin Özgürgün “Kamu vicdanı neyse o” diyerek meseleyi ‘vicdan’a bağladı. Çok iyi etti.
Tepkiler yanlışlardan dönülmesi sonucunu getiriyor ve toplumsal fayda sağlanıyorsa buna sevinmek gerekir. Özgürlüklerin ne kadar önemli olduğu, bu örneklerle de kanıtlanmış oluyor bu arada…
Dolayısıyla tepki göstermeye, basın özgürlüğünü, düşünce ve ifade özgürlüğünü sonuna kadar kullanmak gerekiyor.
Her konuda…

*  *  *

Şimdi bir hatırlatma yapacağım.
Bundan bir yıl kadar önce, bizim hükümet ‘anavatan’ın izinden yürümek pahasına ‘kış saati uygulaması’nı iptal etmişti. Henüz yazın sonlarıydı ve saatlerdeki bu anomalinin kışta getireceği sorunlar pek de anlaşılmamıştı.
Oysa defalarca uyarılar yapılmış, yazılar yazılmış, programlarda bu konu dikkate getirilmişti.
Hükümet edenler ne yazık ki tınmadılar.
Değirmenlik kazası sabahın kör karanlığında yaşandı.
Tek sorumlu saatler değildi belki ama devlet insanının ‘yaşam hakkı’nı korumak için tedbir almak zorundadır. Tersine, vatandaşın hayatını tehlikeye atmak için değil!
Erken saatlerde, karanlıkta, soğukta işe, okula gitmek zorunda bırakırsanız siz insanları, çocukları, hatta ailelerince bakıcıya, kreşe bırakılan bebekleri, o zaman siz ‘yaşam hakkı’nı tehlikeye atarsınız.
Bizzat devlet olarak!..

*  *  *

İş işten geçtikten sonra ahkam kesmek, ah-vah çekmek kolaydır.
Bu yüzden geçen yıl o kararın alındığı Eylül ayından itibaren ‘Suudi saati’yle ilgili yazılar yazmış, programlar yapmıştım.
Bu sene daha da erkene alıyorum. Şimdiden hükümete ‘Bir daha yapmayın’ çağrısında bulunuyorum.
Geçen yıl yaşadıklarımızın tekrarı olmasın, başka canlar gitmesin diye…
Bakın, geçen sene 21 Eylül tarihinde neler yazılmış bu köşede:

“(…) Ayaküstü alınan her kararda olduğu gibi ‘sürekli yaz saati’ uygulamasının ciddi sıkıntılar olacak.
Belki hala yaz sonu rehavetindeyiz, henüz güneşin doğuş saati hayatı çok olumsuz etkilemiyor.
Bugün 21 Eylül… 21 Aralık tarihine kadar 3 ay var. Ve 21 Aralık gününe kadar günler kısalmaya devam edecek. Güneş her sabah biraz daha geç doğacak. Gündüz süresi kısalacak. Gece ise uzayacak.
Bugünlerde güneş 6.30 civarında doğuyor. 21 Aralık tarihinde 7.30’dan sonra doğacak.
Yani insanlar işyerine, çocuklar okula gittikten sonra!..
Bunun anlamı şu: Sabah zifiri karanlıkta kalkılacak, hazırlanılacak. Zifiri karanlıkta yola çıkılacak. Okula ve işyerine varıldığında da hala zifiri karanlık olacak.
Üstelik kış!..
Soğuk…
Yağmur…
Belki kar…
Bu karar ‘akıl işi’ değildir.
Günler kısaldıkça bunu çok iyi anlayacak herkes…
Kara kışın içinde, günün henüz ışımadığı bir vakitte insanları işe ve okula götürmeye zorlarsanız olacaklar bellidir.
İş kayıpları artacak…
Okula devamsızlık artacak…
Küçük çocuklar, bebekler tir tir titreyecek, karanlıkta yola çıktığı için korkacak…
Gribal enfeksiyon vakaları patlayacak…
Sabah elektrik tüketimi yükselecek, muhtemelen o saatlerde kesintiler yaşanacak…
İnsanlar yüzünü yıkayacak sıcak su, kahvaltı hazırlayacak ışık, elbisesini ütülemeye elektrik bulamayacak…
Güney’de çalışan ve öğrenim görenler ise ‘iki farklı saat’in başka türlü kurbanı olacak. Mesela güneyde okuyan çocuklar, aileleri bir saat erken işe gideceğinden, okullarına erişimde ciddi sıkıntılar yaşayacak.
Hükümet bu kararını derhal gözden geçirmelidir.
Saatlerle oynamak çocuk oyuncağı mıdır?
Önüne, ardına bakmadan alınan bu karar ya iptal edilmeli, ya da mesai saatleri de ‘kışta yaz saati’ne göre düzenlenmelidir.
Kamuda düzenlemeye gidilir, mesai saatleri bir saat ileriye atılırsa, özel sektör de buna uyumda gecikmez.
Yok, eğer bu şekilde bırakılırsa, 30 Ekim’den itibaren herkesi çok ciddi sıkıntılar bekliyor olacak.
‘Suudi saati’ni geri aldırmayı başaramazsak eğer, bu kış zor geçecek.”

*  *  *

Bugün 18 Ağustos…
Kışa zaman var daha…
Fakat ‘saat uygulaması’ kararı Eylül’de alınacak.
Ve eğer ‘kamu vicdanı’ ile ‘yaşanmışlıklar’ dikkate alınmaz, Ankara yine Suudi saatine devam kararı alır ve bizimkiler de peşinden giderse, bu kış da zor geçecek.
Tepki gösterecek miyiz, yoksa hala ‘yaz uykusu’nda mıyız?

 

 

 

Bu yazı toplam 1849 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar