1. YAZARLAR

  2. Mehmet Çağlar

  3. SYRİZA NE İSTİYOR ?
Mehmet Çağlar

Mehmet Çağlar

SYRİZA NE İSTİYOR ?

A+A-

 

Yunanistan’da SYRİZA’nın büyük seçim başarısından sonra,
SYRİZA ve "Bağımsız Yunanlılar" koalisyon hükümeti kurdu...

KKTC’deki çok sayıda insan tarafından da SYRİZA'nın bu başarısı sevinçle karşılandı...
Teorik tutarlılık sergileyen, sabırla ve inatla ilkelerinin peşinde koşan solculara saygı duyulması gayet anlaşılırdır tabi ki...

PEKİ NE İSTİYOR SYRİZA?
2. Dünya Savaşı sonunda, Londra Anlaşması’ndaki borç silme gibi,
Faiz ve anapara ödemelerindeki, Almanya’ya uygulanan kolaylıkların,
IMF ve Avrupa Merkez Bankası tarafından Yunanistan'ın 240 milyar tutan borçlarına uygulanmasını istiyor...

SYRİZA, Şubat 2010’da Yunanistan’ı kurtarmak için, Fransa Başkanı Sarkozy ve Almanya Başbakanı Merkel'in mali paketi imzalamak adına kendilerine şantaj yaptığını,
bu şantaj sonunda 9 milyar dolarlık silah satın almak zorunda kaldıklarını söylüyor!

Anlayacağınız, önce silah satarak Yunanistanı borçlandırıp,
ardından kemer sıkın demişler!..

Bu arada Teksas Üniversitesi’nde ekonomi profesörü olarak görev yapan Yanis Varufakis'in,
Yunanistan için yeni yardım paketi şartlarını savunacak kişi olacağı açıklandı...


PEKİ BİZ "GÖÇ PAKETİ" DİYE NİTELENEN "EKONOMİK PROGRAM PAKETİ" DEĞİŞİKLİĞİ İLE NE İSTİYORUZ?
Popülist değil, ama gerçekçi bir reform programı ...
Toplumun savunma mekanizmalarının yok edilmemesi...
Toplumumuzu, rastgele kriterler koyanların gücüne teslim etmemek...
Üretici kesimin, üretebilmek için hiçbir şey üretemeyen insanlardan izin almaması...

Dolasıyısla, Adalet ve Barış duyguları içerisindeki dünya ile bütünleşme hayallerimizi,
günümüzde adeta içi boş bir kavram olan ve sürekli pişirilip önümüze konan,
sözde "ekonomik istikrar ve gelişme" için feda edemeyiz...

İşte bu yüzden,
CTP akıl ve hayâl gücüyle donatılmış bir biçimde ve toplumsal varlığımızı tehdit etmeyip geleceğe taşıyabilecek, ve mutlaka toplumsal ihtiyaçlarımıza ve sosyal dokumuza uyumlu bir reform programı oluşturma gereğinden hareket ederek, bu programı hayata geçirmenin yollarını yaratmalıdır…
Ve CTP, eylemlerinin öznesi olarak da kesinlikle toplumu idrak etmekten uzaklaşmamalıdır…
CTP bunun için vardır...
 

--------------------------------------------------

NOT:

AKPM Genel Kurulu için Strasbourg'ta bulunduğum bugünlerde, AİHM'de dün İsviçre ile Doğu Perinçek arasında süren ve dünya kamuoyunun da önemle ilgisini çeken davanın duruşması vardı. Gerek TC gerekse KKTC delegasyonuna, duruşmanın izlenebilmesi için, izleyici sayısı kısıtlı olan mahkeme salonunda isimler bazında yer ayrıldı ve ben de doğal olarak bu duruşmaya izleyici sıfatıyla bu nedenle katıldım.
Dava konusunu, savunmaları ve iddiaları, konuyla ilgili tarafların hem kendilerinden hem de avukatlardan dinleme fırsatı buldum. Yargıçların taraflara sorularını ve bu sorulara davalı ve davacı taraflar tarafından verilen cevapları da dinledim. Benim açımdan bu duruşmaya katılım ciddi anlamda önemli bir deneyim oldu.

Ancak, dün medyaya yansıyan bazı haber ve yorumlarda, Doğu Perinçek'e benim ve dolayısı ile partim CTP'nin de destek verdiğinden bahsedildi ki, benim orada bulunmam tamamen izleme amaçlıydı ve orada da hiçbir medya kuruluşuna hiçbir demeç vermedim. Birlikte duruşmayı izlediğimiz diğer delegasyon üyeleriyle ortak bir tavrım veya demecim de olmadı. Bu yüzden medyada ve sosyal medyada çıkan bu konu bağlamındaki görüş ve düşünceler beni ve partim CTP'yi hiçbir şekilde bağlamamaktadır.

Bu vesileyle, bu türden haber ve yorumların, bana ve/veya partim CTP'ye bir "saldırı" amaçlı ve sanki bizleri bağlayıcı bir biçimde kullanılması kesinlikle doğru değildir ve kabul edilemez.

Bizler düşünce ve fikir özgürlüğüne her koşulda ve her yerde desteğiz ve özgürlüğün de özgürlüğü katletmek için kullanılmasına her zaman karşıyız.
Halkların özgürlük mücadelelerinin her zaman yanındayız ve faşizme karşı da mücadeleden asla vazgeçmeyiz.
İlâveten, halkların kardeşliği bizim vazgeçilmez ilke ve hedeflerimizdendir.
Halklara karşı saldırı her nerden gelirse gelsin, bizler bunun karşısındayız ve halkların yanında yer almaktayız ve alacağız da. Kıbrısta da federal çözüme ve federalizme giden yoldaki mücadelemizi halkımızın yanında ve halkımız adına sürdüreceğiz.

Yukarıda da değindiğim üzere, bu açıklamayı medya ve sosyal medyada çıkan bazı asılsız yorumlar üzerine gerek kendi facebook sayfamda gerekse de buradaki köşemde yapmak durumunda kaldım...

Bu yazı toplam 2777 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar