"Tabandan gelen sese kulak vermek zorundayım"
Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı Başbakan Ersin Tatar, Cumhurbaşkanlığı’na adaylığı konusunda UBP Genel Başkanı sıfatıyla tabandan gelen sese kulak vermek zorunda olduğunu açıkladı.
Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı Başbakan Ersin Tatar, Cumhurbaşkanlığı’na adaylığı konusunda UBP Genel Başkanı sıfatıyla tabandan gelen sese kulak vermek zorunda olduğunu açıkladı.
UBP’den yapılan yazılı açıklamaya göre, TV GÜNEŞ’te soruları yanıtlayan Tatar konuyla ilgili soruya şöyle yanıt verdi:
“UBP, ülkenin en köklü partisidir. Benim açıklamalarım var ancak parti tabanından gelen sese kulak vermek zorundayım. Benim şahsi düşüncem, tutumum budur deme lüksüm yoktur. Beni buralara bu taban, bu parti, bu halk getirdi. Ben başbakan olarak da sorumluklarımın bilincindeyim. Hükümetin halka hizmet etmesi için çalışmalarıma da var gücümle devam ediyorum. Ancak benim de önümde KKTC ilkelerine sahip çıkan bir parti var. Ben Genel Başkanım ama bu partinin tabanı ve yetkili organları vardır. Ve bir takım kararlar Parti Meclisi’de alınır”.
“HAMLE YAPTI, MEMLEKETE ZARAR VERDİ”
Ersin Tatar, “Ben inanıyorum ki Akıncı’nın etrafındaki kesim marjinal kesimdir” diyerek yapılan açıklamanın yanlış olduğunu yineledi.
Akıncı’nın açıklamasıyla CTP tabanından aykırı düşünceleri de yanına almayı hedeflediğini söyleyen ,Tatar Akıncı’nın açıklamasının memlekete zarar verdiğini ifade etti
“Ülkede son günlerde yaşanan gerilimden” Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’yı sorumlu tutan Başbakan Ersin Tatar, Meclis’te hazırlanan ortak deklarasyona TDP ve CTP’nin imza koymamasını eleştirdi.
“İMZADAN KAÇINDILAR”
Deklerasyonun imzalanmamasına UBP’nin Parti Meclisi’inde Cumhurbaşkanı Akıncı’nın kınanmasının gerekçe gösterildiğini ifade eden Tatar, “Parti Meclisi karar vermiş buna bir şey söyleme hakkın yok. Mecliste ortak deklarasyon hepimizin ortak düşüncesi. Sadece Barış Pınarı Harekatı’na destek olsun dedik ona bile imzadan kaçındılar” ifadesine yer verdi.
"20 TEMMUZ’A DOĞUM GÜNÜ OLARAK BAKARIZ”
Tatar, Türkiye harekata başladığı dakika kendisinin açıklama yayımladığının altını çizerek, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın 4 gün sonra açıklama yaptığını ve yapılan o açıklamayla ülkede ayrışma ve kutuplaşma meydana geldiğini söyledi.
“Biz vicdanen rahatsız olduğumuz için açıklama yaptık. Güveninin yitirildiğini söyledik, müzakerelere katılmamasını söyledik, kesinlikle açıklamamız seçim düşüncesiyle yapılmadı” diye de ekleyen Tatar, şöyle devam etti:
“Seçim düşüncesiyle yapılan Akıncı’nın nın açıklamalarıdır. Sol oyları toplamak için böyle bir adım attı. Türkiye ile ilişkilerimize zarar verecek duruma geldi. Bizim açıklamalarımıza tepki verenler işin özünü göremiyor.
Keşke hiç konuşmasaydı, tamamen siyasi bir açıklama. Neden 74 ile ilişkilendirildi? Ne gereği vardı? Biz 20 Temmuz’a a doğum günü olarak bakarız. Kurtuluş yıl dönümü olarak görüyoruz. Sağcısı da solcusu da 20 Temmuz’a borçludur. Kimse inkar edemez. Özellikle bu makamlarda oturanlar böyle yorumlar yapamaz, Türkiye yıllardır şehit veriyor, çekiyor, sen çıkıp diyalog diyorsun.
Bu harekat zorunluydu, kendi güvenliği ve bölge barışı için bu harekata girdi. Sen kimi kandırıyorsun? Vicdanım sızlar. Kimin ne olduğu bellidir. Ayıp. Halkımız doğruları bilsin. Yapılan açıklama ortamı geriyor. Ahmet Çakar’ın dediğini ben de tavsiye etmem ama 80 milyonda biri. Ayıp etti ama ben onunla muhatap mı olacağım? Sen bu açıklamayı yaparken nereye gideceğini sen düşünecektin. Bu makamdan çıkacak cümlenin nereye gideceğinin hesabını yapacaksın. Bilinçli bir açıklama. Sol kanadı etrafında toplamak için yapılan bir açıklama.”
“ESAS OLAN EGEMEN EŞİTLİKTİR”
Ulusal Birlik Partisi’nin parti meclisinde aldığı kararlar çerçevesinde meydana gelen eleştirilere de yanıt veren Tatar, özellikle müzakere süreci ile ilgili olarak, çözüm sürecinin olmadığının altını çizdi, Kıbrıslı Rumların dönüşümlü başkanlığı kabul etmediğini kaydetti.
Tatar, bu kesimle dünya görüşlerinin farklı olduğunu ifade ederek, onların meselelere farklı baktığını, Türkiye’nin buradaki etkinliğinden rahatsız olduklarını söyledi
Tatar, “Halk olarak yok olur gideriz. Sonra bize Kıbrıs’ın kuzeyini de bırakmazlar. KKTC diye bir şey kalmaz. Ekonomik ve sosyal olarak yok olur gider. Siyasi eşitlik laf kalabalığıdır, esas olan egemen eşitliktir. Bizim haklarımızı koruyacak olan egemenlik eşitliktir” dedi.