Taçlandık!
Yabancı diplomatlar biz gazetecilerden Kıbrıs’ı dinlemeyi severler…
Bize de terapi gibi gelir.
Yaşadığımız büyük yarılmayı, güvensizliği, umutsuzluğu anlatırız.
Ne adanın güneyini yönetenlere güveniyor toplum, ne kuzeyini…
Ne Türkiye’ye, ne de Avrupa Birliği’ne…
Ne iktidara, ne de muhalefete…
***
Yabancı diplomatlar da genelde dinler, acıyan gözlerle yüzümüze bakar, dudaklarını büzer…
Kimse “hakikati” ortaya dökmez.
Diplomatik nezaket içerisinde herkes rolünü oynar ve böylece Kıbrıslı Türkler yalnızlaşır, dilsizleşir, körleşir iyice…
***
Yabancı diplomatlar dedim ya…
Yanlış anlaşılmasın…
Türkiye’den diplomatlar pek dinlemezler…
Onlar dikte etmeyi sever!
Talimat vermeyi…
Siyaseti dizayn etmeyi…
Türkiyeli diplomatların da “medyası” vardır mutlaka…
Onca “ispiyon” nasıl köpürür yoksa…
***
Din İşleri Başkanlığı, TC Lefkoşa Büyükelçisi’ne “veda” töreni düzenledi geçenlerde…
“Kur’ân-ı Kerîm tilaveti” ile başlamış tören!
Kimi açılışlarda da görüyorum bunu!
Nereden çıktı?
Bu ülkenin böyle bir geleneği yoktu.
Kendi manevi dünyasında yaşardı herkes dinini, inancı herkesin kendineydi, bu toplum laik olmakla övünürdü en fazla…
Atatürk cumhuriyetini benzettikleri yetmez, Kıbrıs’a da el attılar.
***
İşin asıl hayretlik tarafı şu..
Din İşleri Başkanı Ahmet Ünsal, göreve geldiği günden bugüne Büyükelçi Başçeri’nin kendisine desteğini hiç esirgemediğini, bu desteği Din İşleri Başkanlığı’ndan iki personelin Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Başkanlığı Yönetim Kurulu üyeliğine getirmekte gösterdiği gayretle taçlandırdığını belirtti.
Büyükelçi atama yapıyor!
Din İşleri’nden…
Taçlanıyoruz.
Ne demişti, zoraki lider…
“Egemen eşitliğimiz kilittir…”
Anahtarı elçide!