1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. “Tahkikat eksik yapıldı, müvekkilim suçsuzdur”
“Tahkikat eksik yapıldı, müvekkilim suçsuzdur”

“Tahkikat eksik yapıldı, müvekkilim suçsuzdur”

Girne Ağır Ceza Mahkemesi'nde süren 'yasa dışı hamileliği sonlandırma' davasında, avukatların hitapları başladı, ilk hitabı yapan sanık Rasiha Serdaroğlu'nun avukatı Tahir Seroydaş, beraat talep etti.

A+A-

Didem MENTEŞ

Girne Ağır Ceza Mahkemesi'nde sona doğru gelinen 'yasa dışı hamileliği sonlandırma' davasında,  suçlamalarla ilgili avukatların hitapları başladı. Davayla ilgili ilk hitabı sanık Rasiha Serdaroğlu'nun avukatı Tahir Seroydaş yaptı.
Yaklaşık 2 saat boyunca süren savunmada Seroydaş, davadaki tüm olgulara, tarihlere, olaylara ve tanık ifadelerine tek tek değinerek, davayla ilgili yürütülen tahkikatın eksik olduğunu iddia etti.

Seroydaş, sanığın bu suçları işlemediğini iddia ederek, İddia Makamı'nın sanık Rasiha Serdaroğlu aleyhine getirilen suçları kanıtlayamadığını dolayısıyla sanık aleyhine getirilen davaların tümünden beraatını talep etti.

Seroydaş, 34 haftalık bebekle ilgili gerek iddia makamının gerekse savunma makamının mahkemeye dinlettiği adli tıp uzmanlarının, bu bebeğin göbeğinde iğne izi olmadığını söylediklerini, uzmanların bebeğin ‘canlı doğduğuna' dair herhangi bir bulgusu olmadığını da vurgulayarak, Rasiha Serdaroğlu’nun bu ameliyatta yer almadığını ileri sürdü.

Avukat Seroydaş, sanığın bu suçları işlemediğini iddia ederek, İddia Makamı'nın sanık Rasiha Serdaroğlu aleyhine getirilen suçları kanıtlayamadığını dolayısıyla sanık aleyhine getirilen davaların tümünden beraatını talep etti.

Taraflar hazır bulundu

Sanıklar Mehmet Ali Tunçbilek, Verda Özkent Tunçbilek, Ayşegül İşbilen, Taner Okburan, Fahri Karagözlü ve Rasiha Serdaroğlu dün yeniden Girne Ağır Ceza Mahkemesi’ne çıkarıldı.

Başkan Fatma Şenol, üye yargıç Murat Soytaç ve üye Yargıç Seran Bensen huzurundaki davada, Başsavcılık adına İddia Makamı’nda Kıdemli Savcı Erdinç Akyener, sanıklar ve sanıkların avukatları mahkemede hazır bulundu.


Seroydaş: “Uzmanlar ‘canlı doğum’ bulgusu yapmadı

Geçen duruşma sanık Rasiha Serdaroğlu ile ilgili iddialarını ortaya koyup, tanıkları dinleten Avukat Tahir Seroydaş dün mahkemeye son kez beyanda bulundu.

Seroydaş, 34 haftalık bebekle ilgili gerek iddia makamının gerekse savunma makamının mahkemeye dinlettiği adli tıp uzmanlarının, bu bebeğin göbeğinde iğne izi olmadığını söylediklerini, uzmanların bebeğin ‘canlı doğduğuna' dair herhangi bir bulgusu olmadığını da vurgulayarak, Rasiha Serdaroğlu’nun bu ameliyatta yer almadığını ileri sürdü.

Seroydaş, ilk olarak İddia Makamı tarafından davayla ilgili yapılan dosyadaki tadilat değişikliklerine değinerek, 34 haftalık bebeğe iğne yapılmak suretiyle yasaya aykırı olarak adam öldürme davası getirildiğini belirtti.

Daha sonra davada tanık olarak dinlenen hemşire Z.N.'nin ifadelerine değinen Seroydaş, bu tanığın PI aşamasında sanıklar Fahri Karagözlü, Ayşegül İşbilen ve Taner Okburan'ın 34 haftalık bebeğin ameliyatına girdiğini söylediğini ancak Rasiha Serdaroğlu'ndan bahsetmediğini anımsattı. Bu tanığın, istintak aşamasında mahkemede şahadet verirken Rasiha Serdaroğlu'nu bebeğin ameliyatına girdiğini söylediğini hatırlatan Avukat Seroydaş,  bu tanığın Serdaroğlu'nu ameliyata girdiğini daha önceki 3 ifadesinde söylemediğine dikkat çekti. Cinayet iddiasının sadece bu tanığın ifadesine dayandığını, tehir edici bir şahadet olmadığını sadece çevre şahadeti bulunduğunu aktaran Seroydaş, tanık Z.N.'nin istintakı sırasında sanık Rasiha Serdaroğlu ile ilgili söylediklerini daha önce söylemediği için  birçok kez mahkemeden özür dilediğini de hatırlattı.

“Tanık Z.N’nin şahadeti itibar edici değil”

Bu tanığın, Serdaroğlu ile ilgili en son şahadetinde beyan verdiğini bunu da polisin baskısı ve korkusu altında yaptığını iddia eden Seroydaş, bu tanığın şahadet verirken tedirgin, korku altında ve devamlı özür dileyen bir tanık olduğunu dolayısıyla bu tanığın beyanlarının kabul edilemez ve dikkate alınamayacak şekilde olduğunu savundu. 
Daha sonra Tahir Seroydaş, 34 haftalık bebekle ilgili gerek iddia makamının gerekse savunma makamının mahkemeye dinlettiği adli tıp uzmanlarının, bu bebeğin göbeğinde iğne izi olmadığını söylediklerini, uzmanların bebeğin ‘canlı doğduğuna' dair herhangi bir bulgusu olmadığını da vurguladı. Seroydaş, uzmanların şahadeti ışığında tanık Z.N.'nin şahadetine itibar edilmemesi ve tüm sanıkların beraat ettirilmesi gerektiğini öne sürdü. 
 


“5 numaralı fetüs ameliyatına girdiğine dair başka şahadet yok”

Avukat Seroydaş, daha sonra 5 numaralı fetüs ile ilgili olgulara değinerek, bu fetüsün annesinin mahkemeye gelerek verdiği şahadetinin içerdiğine vurgu yaptı. Bu tanığın ameliyatına giren anestezistin 'gözlüksüz' olduğunu söylediğini ancak kendisinin soruları üzerine anestezistin gözlük taktığını söylediğine işaret etti. Seroydaş, bu tanık dışında ise müvekkili Serdaroğlu'nu 5 numaralı  fetüsün ameliyatına girdiğini söyleyen başka bir şahadet de olmadığını savunarak, sanık Rasiha Serdaroğlu'nun 5 numaralı fetüs ile ilgili aleyhine getirilen davalardan mahkum edilmemesi gerektiğini aktardı. 

“Davaların tümü tam mesuliyet getirmiyor”

Seroydaş, 2 numaralı fetüsün annesi olan ve mahkemede düşman tanık olarak ilan edilen M.A.'nın bebeğini aldırdığına dair, savcılık tarafından dava açıldığını ancak 5 numaralı fetüsün annesi M.D.'ye bu yönde neden suç getirilmediğini sordu. Tanık M.D'nin Türkiye'den geldiğinde havaalanından tahkikat memuru Namık Baz ve sekreter Cemaliye Ölmez tarafından alınmasına dikkat çekerek, bunun sorgulanması gereken bir husus olduğunu kaydetti. 
Ardından sanık Serdaroğlu'nun ifadesinden bir kesit okuyan Avukat, sanığın M.A'nın ameliyatına girdiğini kabul ettiğini ama Rasiha Serdaroğlu'nun M.A'yı uyuttuğuna dair bir tanık şahadeti olmadığını söyledi. 

Avukat Seroydaş, birçok olguyu ve bulguya değinerek, davaların tümünün tam mesuliyet getirmediğini ileri sürerek, iddia makamının bunu yerine getiremediğini iddia etti. 

“Ameliyat defteri şüphe içeriyor”

Seroydaş, Ada Hospital'e ait ameliyat defterlerine de değinerek, tahkikat memurunun da bu defterlerin güvenilmez olduğunu söyledi. Hastanenin ilk açıldığı zamanlarda narkoz uzmanı olarak görülen Rasiha Serdaroğlu'nun bu defterlerde kendisinin katılmadığı birçok ameliyata adının yazıldığını vurgulayan Seroydaş, sanığın aleyhine görülen bu defterlere işlenen ameliyat tarihlerinde Rasiha Serdaroğlu'nun  yurt dışında olduğunun belli olduğunu ve bu defterlerin şüphe içerdiğine vurgu yaptı.  Mahkemede iddia makamının tanığı olarak dinlenen doktor R.K'nin ifadesinde de Rasiha Serdaroğlu'nun 6 ay hastaneye gitmediğini söylediğine dikkat çekti. 

İlaç ve ekip meselesi

Rasiha Serdaroğlu'ndan ilaç isteme olayına da değinen Avukat Seroydaş, "ekip meselesine dikkat çekmek isterim, bir de ilaç meselesi vardır. Fahri bey, Salih beyi, Salih bey Rasiha Hanımı aradı. Rasiha Hanım bir ekibin üyesi ise Fahri Bey, Rasiha Hanımı araması gerekirdi. Fahri Bey ialcı Salih Bey’den istemesi bile kendisinin ekibin bir üyesi olmadığını göstermektedir. Eğer ekibin bir parçası olsaydı Rasiha Hanım o gün ameliyatında olurdu veya direk ilacı ondan isterdi. Şüpheli işlemlerin de Rasiha Hanımın Ada HospitaL’e gitmediği dönemde gerçekleşmesi de ekibin bir üyesi olmadığının bir göstergesidir. Ayrıca Rasiha Hanım’ın, Fahri Bey’in ekibinde olması kendisinin Ada Hospital’de çalıştığı dönemde ve aynı zamanda Tunççevik, Meryem Alison, Girne Özel Hastanesi’nde çalışması bakımından mümkün değildir. Fahri bey ile bazı ameliyatlara girmesi onun İddia Makamının iddia ettiği manada sonlandırma ameliyatlarına girdiğini kanıtlamaz. Bu ithamlar çok şüphe içermektedir. Fahri Bey ve Taner Bey ameliyatlara Rasiha Hanım ile girerlerdi yönündeki ifadeler suç ortağının aleyhine olamaz. Suç ortağının verdiği diğer suç ortaklarının ifadesi dikkate alınamaz" dedi.
 


 “Anestezist O.A neden anlı olarak meseleye katılmadığı anlaşılacaktır”

Ada Hospital'de anestezist olan ve mahkemede tanık olarak dinlenen O.A.'nın şahadetine de değinen Avukat Seroydaş, O.A'nın şahadetinde kaçamak cevaplar verip kenara çekildiğinin görüldüğünü savundu. Avukat, “Namık Baz’ın ifadesine göre O.A. adına Fahri Karagözlü tarafından yazılan 400 TL’lik çek ve çek defteri 1 Mart 2016 tarihinde Verda Tunçbilek’in arabasındaki çanta içerisinden alındı. Öte yandan Mehmet Ali Tunçbilek’in mahkemeye celb ettiği A.D ve Mehmet Ali Tunçbilek’in eniştesi, çantayı Mart ayı sonları veya Nisan ayı başlarında polis tarafından teslim edilen araçtan alarak polise teslim ettiklerini söylüyorlar. Mahkeme bu tanıkların söyledikleri hususunda bulgu yapması halinde çek defterini ve dolayısıyla 400 TL’lik çekin de O.A yurt dışındayken emare olarak alındığı bir gerçek olarak karşımıza çıkacak ve bu noktada tahkikat memurunun O.A’yı neden zanlı olarak meseleye katmadığı anlaşılacaktır. Ne ilginçtir ki O.A sanıkların teminata bağlandığı tarihten sonra KKTC’ye dönüş yapmıştır” dedi.

Tanık C.Ö'nün de şahadetine değinen Avukat, O.A'nın Fahri Karagözlü ile hiç anlaşmadıklarını söylediğini, 30 Kasım 2015'de Fahri Karagözlü ile O.A'nın birlikte acil bir ameliyata girdiklerini ve bir günde iki ameliyata girdiklerinin tanık ifadesinde olduğunu savundu. Seroydaş, A.D. ile C.Ö.'nün PI duruşmalarında şahadet verdikten sonra teminatlarının kaldırıldığını bunun dikkate alınması gerektiğini söyleyen Avukat, tanık R.K'nin diğer bir kadın anestezistin hastanede sürekli görüldüğünü dolayısıyla burada bir tahkikat eksikliği olduğunu ileri sürdü. 
 

“34 haftalık bebek vakasının ‘tarihi’ ile ilgili ifadeler şüpheli”

Avukat Seroydaş, en önemli hususlardan birinin ise 34 haftalık bebek vakasının hangi tarihte olduğunu belirterek, ortaya çıkan şahadette olayın ne zaman gerçekleştiğinin önem arz ettiğini aktardı. Rasiha Serdaroğlu'nun suçlu bulunabilmesi için önce tarihin ispat edilmesi ve mahkemenin buna bulgu yapmak zorunda olduğunu anlattı. Tanık A.D'nin bu vakanın ilk önce 25 Ocak 2016'fa daha sonra ise 15 Aralık 2015'de olduğunu söylediğini aktaran Seroydaş, esas tanık Z.N'in ise önce 5 Ocak 2016'da dediğini ama istintak da 15 Aralık 2015 olabileceğini söylediğini kaydetti. Tanık A.G'nin ise vakanın önce Ocak ayı ortalarında istintak da 25 ila 27 Ocak aralığında olduğunu belirten Seroydaş, başka bir tanığın ise önce 2015 Aralık'ta daha sonra ise Aralık sonu Ocak başında vakanın olduğunu söylediğini anımsattı. Davada fetüslerin gömüldüğü yerlerle ilgili mevcut olan fotoğrafların tarihine bakıldığında ise 15 Aralık olarak görüldüğünü aktaran Seroydaş, adli tıp uzmanı Elif Kara'nın otopsi yapıldıktan 1 ay geriye gidilebileceğini, uzman Coşkun Yorulmaz'ın ise topraktan çıktığı tarih itibariyle 15 gün öncesi olduğunu söylediğini hatırlattı. 
Seroydaş, tanıkların söylediği tarihlerin başka uzmanların söylediği tarihlerin başka olduğunu vurgulayarak, bunun çok ciddi bir şüphe doğurmakta olduğunu iddia etti. 

“Tüm sanıklar beraat ettirilmeli”

Avukat Seroydaş, 34 haftalık bebek vakasının tarihi belirlenirse nasıl bir yol çizileceğini soran Seroydaş, kanaatince 34 haftalık bebekle ilgili tüm sanıkların beraat ettirilmesi gerektiğini söyledi. Seroydaş, tüm ortaya koyduğu hususlar doğrultusunda, İddia Makamı'nın sanık Rasiha Serdaroğlu aleyhine atılmaya çalışan suçları kanıtlayamadığı, sanığın bu suçları işlemediğini iddia ederek, tahkikat eksikliği olduğunu dolayısıyla sanığın aleyhine getirilen davalardan beraatını talep etti.

Bu haber toplam 3484 defa okunmuştur
İlgili Haberler