AKEL üyesi Avrupa Parlamentosu (AP) üyesi Takis Hacıyeorgiyu enteresan bir yazı yazdı. Kıbrıs Türk basınına da Türkçe versiyonu e-mail yoluyla gönderilen yazıda Hacıyeorgiyu AP’deki gözlemlerinden yola çıkarak Kıbrıs Rum siyasi eliti arasında devam eden bir tartışma çerçevesinde görüşlerini ortaya koyuyor, kimi konulara cevap veriyor, öneriler yapıyor.
Önce Takis Hacıyeorgiyu’nun yazdıklarından çıkan bazı önemli notları özetleyelim:

• Kıbrıs sorunu giderek AP dahil olmak üzere Avrupa Birliği içerisinde ‘önemsiz’ bir konu haline geliyor. AP’nin Dış İlişkiler Komitesi’nde dahi Kıbrıs sorunu konuşulan konular listesine bile giremez hale geliyor.
• AB ‘genişleme’ konusunda frene basmış durumda... Bizzat AB Komisyonu Başkanı Juncker “AB’nin önümüzdeki 5 yıl boyunca genişlemeyeceğini” açıkladı. Bu durumda Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Türkiye’nin üyelik müzakereleriyle ilgili başlıklarda koyduğu ‘veto’ anlamsızlaşıyor. En azından 5 yıl bu ‘veto’ pek bir işe yaramayacak. Başlıkların tamamını bloke etmeyi önerenlerin de, başlıkların tümünü serbest bırakmanın yararlı olacağını savunanların da görüşleri sağlam zemine oturmuyor.
• Doğu Akdeniz’deki hidrokarbonun ne zaman çıkacağı bile henüz belli değil. Bu yüzden petolden medet ummak ve bunun çözüm konusunda Türkiye’ye dönük bir baskı unsuru olmasını beklemek gerçekçi bir düşünce değil...
• Kıbrıs’ta ‘dramatik bir olay’ yaşanmazsa çözümsüzlük ve de TAKSİM kalıcılaşacak.
• Kıbrıs’ta çözümsüzlüğün sonlandırılabilmesi için Türkiye yöneticileri ile temas için bugüne kadar yeterince çaba sarf edilmedi. Oysa bunun yolları vardır ve bugün için en önemli görev budur. AP bu iş için bulunmaz bir fırsattır.
• Kıbrıs Cumhuriyeti olarak Türkiye ile temas etmenin yolunu bulamazsak eğer, Kıbrıs sorunu siyasi demeçlere ve köşe yazılarına konu olmaktan başka bir yol katedemeyecektir.

Hacıyeorgiyu’nun biraz da yorum katarak özetlediğim görüşleri böyle...

**

Yazının içindeki kimi bilgi ve gözlemlerin doğruluğu ayrıca sınanabilir.
Ancak AKEL’e mensup Avrupalı parlamenter Takis Hacıyeorgiyu’nun ‘çözüm’ konusunda nasıl bir girişim yapılması gerektiğiyle ilgili önerisi çok açık, çok net:
“Kıbrıs Cumhuriyeti ne yapıp edip Ankara ile doğrudan konuşmalı, onları ikna etmeli!..”
“Aksi halde bu Kıbrıs sorunu dramatik bir olay yaşanmazsa çözümlenemeyecek” diyor Hacıyeorgiyu...
‘Dramatik’ lafının yanlış anlaşılmasını önlemek için ‘savaş’tan söz etmediğini belirme ihtiyacı da hissediyor, ancak ‘dramatik olay’ derken neyi kastettiğini söylemiyor.
‘Dramatik’ sayılabilecek bir önermesi olmadığını anlıyoruz Takis Hacıyeorgiyu’nun...
Eğer AKEL’in görüşü de buysa, yani “Kıbrıslı Rumlar çözümü Ankara ile bulmalıdır” diyorsa, mesele büyük demektir.
Yoksa sadece Takis’in görüşüyse bu, birşey değil!..