1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. Taksim be Taksim, korkmadan söyleyin!
Serhat İncirli

Serhat İncirli

Taksim be Taksim, korkmadan söyleyin!

A+A-

Ay!
İngilizcesi ile de yazalım ki Türkçe’de birine diken veya benzer bir şey battığı zaman çıkarılan “ses” anlaşılmasın!
Moon!
Yani, Dünya’nın tek doğal uydusu...

-*-*-

Evet, Ay, Dünya’nın dörtte biri büyüklüğündedir ve tek doğal uydusudur...

-*-*-

Gökbilimi’nde “uydu”, “... bir gökcisminin çekiminde kalarak onun çevresinde dolanan ve onunla birlikte Güneş çevresinde dönen daha küçük gökcismi...” diye tanımlanır...

-*-*-

Haa bir de “yapay uydular” var ki onları da unutmamak lazım!

-*-*-

Ayrıca uluslararası ilişkilerde ya da siyaset biliminde de “uydular” bulunur!

-*-*-

Mesela gelin bu “uluslararası ilişkiler” meselesindeki “uydu devletler” konusuna bir el atalım...

-*-*-

Sevgili Cenk Mutluyakalı bir zaman yazmıştı...
Uydu devlet, kağıt üzerinde bağımsız olmakla birlikte kendinden askerî, siyasi ya da ekonomik açıdan daha güçlü bir ülkenin güdümünde olan ülkeye siyaset biliminde verilen ad”dır!

-*-*-

Eşit – egemen devlet ile uydu devlet aynı şey değildir...
Uydu devlet olmanın da bazı “dereceleri” söz konusu olabilir...
Mesela bana göre İsrail, Amerika’nın ve hatta ters okursak, Amerika da İsrail’in uydu devletleridir...

-*-*-

Gelelim KKTC’ye!
KKTC, “derecelendirme” açısından “uyduluk” durumuna bakacak olursak, “dibine kadar uydu”dur!
Daha “uydu” bir durum söz konusu olamaz!

-*-*-

Dolayısıyla ikide bir “eşitliğimizi kabul etsinler masaya oturalım, eşit ve egemen devletimizi kabul edilmezse şunu yapmayız, bunu yapmayız” gibi çıkışlar; siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler bilimi açısından “komik”tir ve geçersizdir!

-*-*-

“TC ve uydusu KKTC gerçeği” apaçıktır!
TC, nüfusuyla, nüfuzuyla KKTC uydusunun bağlı olduğu bir büyük ülkedir...

-*-*-

Dolayısıyla bir uydu için, “devlet” diye ısrarcı olmak, asla inandırıcı değildir...
Son derece de salakçadır!

-*-*-

Yabancı ülke diplomatları, temsilcileri ile biz de zaman zaman görüşüyoruz...
Kimse, Ersin Tatar’ın “eşit egemen bağımsız devlet talebine” karşı çıkmıyor...
Ama hatırlattıkları önemli bir şey var; “mevcut siyasi yapıyı incelediğimizde, Sayın Tatar’ın talebi havada kalıyor”...

-*-*-

Geçenlerde bir yabancı diplomat şunları söyledi ki haksız değildi...
Dedi ki, “... Farz edelim ki BM Güvenlik Konseyi’nin beş daimi ülkesi ve tüm BM üyesi devletler KKTC’yi tanıdı... Hatta, farz edelim ki KKTC, Güvenlik Konseyi’nin beş daimi ülkesine eklenen altıncı devlet oldu! Peki, “uydu” olmaktan kurtulacak mı?

-*-*-

Hem egemen eşit devlet talep edeceksiniz hem de açık ve sarih bir şekilde uydu olacaksınız!
Mümkün değil!
Doğaya aykırı bir durumdur bu!
Bilime aykırıdır!
Ve asla inandırıcı değildir!

-*-*-

Tatar’ın bu görüşü savunmasındaki tek sebep, çözümsüzlüktür...
Çünkü Kıbrıs sorununun çözümü demek, Ay’ın, Dünya’nın yörüngesinden kopup uzaklaşması gibi bir şeydir!
Bilmem anlatabildim mi?

-*-*-

Güvenliği, ulaşımı, eğitimi, dini, sivil savunması, merkez bankası, hatta seks pozisyonları ve hepsinden önemlisi istihbaratı Türkiye tarafından yönetilen KKTC’yi Allah’ı indirseniz, “tanıyacak” veya “kabullenecek” tek bir devlet bulamazsınız!
Bu “tek devlet” kapsamına bırakın Türki olanları, Türkiye de dahildir!

-*-*-

Açıkça ortaya çıkın, cesurca savunun; “Taksim” deyin!
Korkmayın!
Egemen eşit devlet iddiasını savunmaktan daha az rezil olursunuz!

-*-*-

Çünkü “egemen eşit devlet” diye bir iddia, hayal bile değildir!
Çıkın ve mertçe “Kıbrıs Adası’nın 1974’te ele geçirdiğimiz topraklarının Türkiye’ye bağlanması...” diye talebinizi dile getirin...

-*-*-

Ya da aklınızı başınıza toplayın ve Kıbrıs Türk toplumunun gerçekten bir devlet sahibi olması konusunda samimiyseniz, tüm Dünya’nın da kabul ettiği BM Parametreleri çerçevesindeki tek akılcıl çözüm olan federal devlete evet deyin!


Felaketi devlet sanan kahramanlar!

İşin rüşvet kısmı söylentiden ibaret olsa da; KKTC elektrik abonelerinin, bizzat Kıb – Tek aracılığı ile kazıklandığı apaçık bir gerçektir!

-*-*-

Kıb – Tek’e ihalesiz akaryakıt alımı, şaibeleri geçiyorum; sağlıksız ve pahalı bir konudur!

-*-*-

Kimsenin sorgulayamadığı, kimsenin hesap soramadığı bir “muamma şirket”; KKTC’nin en stratejik kurumuna, dilediği yerden, dilediği fiyata ve dilediği kalitede akaryaıt sağlamaktadır!

-*-*-

Yasadışı mıdır bu durum?
Kesinlikle yasadışıdır!

-*-*-

İhale Yasası’na aykırı alım yapılmaktadır!

-*-*-

Aynı yazıda üçüncü kez “şabieleri” geçiyorum; “pahalı olma olasılığını” da geride bırakıyorum; insanımızın zehirlenme olasılığı söz konusudur ve kimsenin zerre umurunda değildir!

-*-*-

Öteki yazıda “uydu devlet” meselesine değindik...
Şimdi sormak istiyorum; Pile Beyi Gazi Tahsin Malkoçoğlu ve Emekli Albay 1974 Londra Gazisi Ersin Tatar’ın dediği gibi; KKTC, gerçekten egemen ve eşit bir devletse; bu iş, nasıl bir iştir?

-*-*-

Kanser ve MS hastaları için ilacı olmayan,  200 bin nüfus için inşa edilmiş ama en az 800 bin insana hizmet vermeye çalışan yıkık hastaneleri bulunan, yeni hapishanesine mahkumların sığmadığı bir “felaket”tir KKTC!
Ve Malkoçoğlu Tahsin ile Londra Gazisi Albay Tatar bu felakete “devlet” diyor! 

395612694-887644098984001-2291511921249337527-n.jpg

Son peşkeş... Bir ara ülkemizdeki üniversitelerden biri de istemişti burasını... Lefkoşa’da, Arabahmet bölgesindeki tarihi Ermeni Kilisesi’ni canım... Şimdilerde, Türkiye’den bir “dini kuruma” vermişler! Hayırlısı olsun efendim! Hayırlı peşkeşler! Ne diyelim mi? Ganimet!

Bu yazı toplam 2059 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar