Taksim Sahası’nda gerginliğin sebebi nedir?
Öyle bir papara koparıldı ki, “bu Barış Gücü gerçekten şaşırdı” noktasına gelmeme ramak kaldı!
Ya hu, neden koymuyorlar çocukları sahaya?
Resmi bir açıklama falan da görmedim...
-*-*-
Sonra BM Barış Gücü’nün Kıbrıs’taki misyonunun Facebook hesabına baktım...
Mesele bizimkilerin abarttığı gibi durmuyor...
-*-*-
Konu gayet basit aslında:
BM Barış Gücü özetle diyor ki;
“Sahaya giriş geçmişte olduğu gibidir. Hiç bir değişiklik yoktur. Geçmişte nasılsa, şu anda da sadece daha önceden iki tarafla oturulup anlaşması yapılmış geçiş noktalarından giriş yapılabilir. Anlaşması yapılmış giriş noktaları dışından giriş olmaması için tampon bölgenin statüsünü koruyoruz. Sivillerin tampon bölgeye ulaşmasını kolaylaştırmak için her iki tarafla da çalışıyoruz ve her iki tarafla çalışmakta kararlıyız.”
-*-*-
Kısacası, Barış Gücü, Taksim Sahası’na yeni giriş noktaları yaratılmasına izin vermemektedir...
Oturun, konuşun, anlaşın!
Yok hayır, “icabına bakacağız” diyor bizim şahingiller!
-*-*-
Şahingillerin tek bir hedefi var aslında: “Gerginlik yaratmak”...
Peki kimin çıkarınadır gerginlik?
Bizim çıkarımıza olmadığı açıktır!
O zaman, gerginlik çıkaranlar geri zekalı mı?
Değil; “Erdoğan’ın yalakalarıdırlar, n’apsınnnnaaaar!”
Ah EOKA B ahhhh!!!
Adam diyor ki, “Rumları da eleştir... Hiç eleştirmiyorsun...”
Bir: Çok eleştiriyorum, belli ki arkadaş takip etmiyor, trolcülük yapıyor...
-*-*-
İki: Farz edin ki hiç eleştirmedim; haksız olur muyum?
Çünkü, Rumlar mi bizi yıllardan beridir hep kandırıyor?
Kadınlarımıza “erkeğinize köle olun” diyen Rumlar mı?
Rumlar mı bizim üzerimizden siyasi ve stratejik ve ekonomik çıkar sağlamaya çalışıyor?
Kızacaksınız biliyorum da, “Rumlar mı bizi sömürüyor?”
-*-*-
Geçitkale dersem çık, Lefkonigo dersem elma ye!
Bakar mısınız?
Tam bir Martin Niemöller olayı...
İnsanlar, “bir gün sıranın, bugünkü haksızlıklar karşısında sessiz kalanlara da geleceğini” hiç bilemedi!
-*-*-
Asil bey de sanırım hiç bilemedi...
Oysa, “Önce komünistleri topladılar, sesimi çıkartmadım; çünkü komünist değildim...” diye başlayan sözler sanki Asil bey için söylenmişti...
-*-*-
Neyse!
Sevgili canlarım, beni bırakın; lütfen biraz da kendinize bakın:
Diyelim ki Rum Ortodoks Kilisesi’nin yeni Başpiskoposu Yorgos dedi ki; “... Kıbrıslı Türk kadınları, erkekleri ne zaman istese verecek; İncil öyle emrediyor...”
Erhan Arıklı ya da “siz”; “fikir özgürlüğüdür” der miydiniz?
-*-*-
Son bir soru; Anastasiadis, yakında bırakıyor...
Giderayak, “Tembel Kıbrıslı Türkler, asalaklar, beslemeler” derse; Erdoğan mı güzel olur yoksa O mu?
Geçiniiiiiiz...
Hep Rumların kabahati!
Doğrudur!
Hep o gahbe EOKA B!
Otur be oturduğun yerde!
Allah tüketsin genneri!
The Economist: Erdoğan, Yunanistan ve Kıbrıs
ile şiddetli toprak kavgaları çıkarabilir
Çok prestijli haftalık İngiliz dergisi The Economist, 21 Ocak 2023 tarihli son sayısında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan O’nun iktidarına dair bir yorum yayımladı.
Dergi kapağına da yansıyan yazıya "Türkiye diktatörlüğün eşiğinde: Erdoğan'ın İmparatorluğu üzerine özel bir rapor" başlığı verildi.
-*-*-
The Economist'in kapağını Eiko Ojala hazırladı. Ojala’nın illüstrasyonunda Türk bayrağındaki hilale Erdoğan'ın silueti yansıtıldı.
-*-*-
"Türkiye'nin topyekün bir diktatörlüğe dönüşmenin eşiğinde olduğunu" belirten The Economist, Batılı liderlere Erdoğan'ın 'anti-demokratik' hamlelerine karşı daha yüksek sesle konuşma çağrısı yaptı ve "Erdoğan’ı uçurumun kenarından çekmek için geç değil" ifadelerini kullandı.
-*-*-
The Economist’e göre, “Batılı liderer” ya da “ABD ve Avrupa Birliği”, “... sorunlu ama önemli müttefikini uzaklaştırma korkusuyla Erdoğan’ı eleştirmekten sık sık kaçındı.”
-*-*-
Yine The Economist’e göre, “... Kimse Türkiye kadar önemli bir ülkenin tamamen ‘kanun tanımayan devlet’ konumuna gelmesini istemiyor. Hepsi küskün, yalnız bırakılmış bir Türkiye liderinin büyük zararlar verebileceğini biliyor. Yunanistan ve Kıbrıs ile daha şiddetli toprak kavgaları çıkarabilir...”
-*-*-
İşte burası çok önemli!
Dikkat edin, Kıbrıs Dışişleri Bakanı Kasulidis, Bugün Kıbrıs gazetesine konuştu ve “... Kıbrıslı Türk liderliğinde barış yanlısı bir lider olursa, Türkiye’yi etkileyebilir” gibisinden bir laf etti...
Sorun, Kıbrıslı Türk liderliğinde değil...
Sorun, meselenin özüdür...
Ve bu özü en iyi özetleyen de The Economist olmuştur...
Canı çekerse, Kıbrıs’ta savaş çıkarabilir...
-*-*-
Evet belki Kasulidis bir dereceye kadar haklıdır; Tatar, Tahsin gibi kafalarla tabii ki bu iş çok daha kolay olacaktır ki o da ayrı bir rezalet!
-*-*-
Ve lütfen geldiğimiz noktaya bakar mısınız?
Bir yanda ekonomide dibe vurmuşluk; 24 saat yalan ve propagandayla “sosyal konut da yapacak, elektrik de getirecek” diye uyutulan, elektriksiz, yolsuz, çulsuz, karanlık bir toplum!
Ve her an “keyfi için” savaş çıkarması muhtemel bir “Erdoğan”...