2’inci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Kıbrıslı Türklerin çıkarının BM parametrelerine sıkı sıkıya sarılmaktan ve federasyona sahip çıkmaktan geçmekte olduğunu söyledi.

Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun ülkeye ziyareti sonrasında yapılan açıklamalarla ilgili kişisel medya hesabından paylaşımda bulunan Talat, Çavuşoğlu’nun ziyareti sonrasında yapılan açıklamaların, Çavuşoğlu’nun ziyaretinin önemini ve uluslararası yankılarını kat kat aşmış olduğunu dile getirdi.

Yapılan açıklamaların aynı zamanda gündemlerinde bulunan konuların yeterli düzeyde tartışılmadığını gösterdiğini söyleyen Talat, “konular yeterince tartışılsaydı ziyaret sonrasında, ima yollu göndermelere gerek kalmazdı, dışarı çıkıldığında görüş birliği ifade edilir ve konu kapanırdı” dedi.

Yapılan açıklamaları dikkate alarak, geçmişte ifade ettiği önemli bir hususu da dikkat çeken Talat, “Birleşmiş Milletler parametreleri olarak nitelediğimiz temel ilkeler; iki toplumlu, iki kesimli, toplumların siyasi eşitliğine ve karar alma süreçlerindeki etkin katılımlarına dayalı, federal çözüm; başta Kıbrıslı Türkler için en önemli koruyucu limandır, zırhtır… Federal çözümde iki kurucu devlet ve bunların idari sınırları vardır ve bu devletler eşit statüde olacaklardır. Kıbrıslı Türklerin, federal bünyede dünya tarafından tanınan yönetimleri, mahkemeleri, hükümeti, meclisi, polisi ve kurumları olacaktır. Uluslararası spor, kültürel faaliyetler hayal olmaktan, havaalanları ve deniz limanları yasaklı olmaktan çıkacaktır. Ve daha sayabileceğimiz birçok güvence doğrudan federasyonun daha tanımından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle Kıbrıslı Türklerin çıkarı BM parametrelerine sıkı sıkıya sarılmaktan ve federasyona sahip çıkmaktan geçmektedir…” dedi.

Talat, sayısız BM Güvenlik Konseyi kararı ortada dururken, başka çözümler peşine düşmenin yeniden bir hayal kırıklığı yaşatacağını ve belki de iş işten geçmiş olacağını vurguladı.

Talat, “Rum tarafının olumsuz yaklaşımlarını, Anastasiades’in siyasi eşitliğimize ve karar alma süreçlerindeki etkin katılımımıza karşı çıkmasını bahane ederek başka yollara sapacağımıza, dünyayı ayağa kaldırarak BM parametreleri dışına çıkan Rum tarafını çerçeveye girmeye zorlamak çok daha akılcı ve başarılması daha kolay bir hedef olacaktır. Bilmeliyiz ki BM parametreleri dışındaki hedefler halen imkansızdır…” şeklinde konuştu.