Talat Limasol'da konferans verdi
Talat, Kıbrıslı Türklerin adanın tümünde Avrupa İnsan Hakları Deklarasyonu’nun uygulanmasına hazır olduğunu kaydetti.
2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Limasol’da verdiği konferansta hedeflerinin uzlaşı kültürünü geliştirmek olduğunu vurguladı. Talat ayrıca, Kıbrıslı Türklerin adanın tümünde Avrupa İnsan Hakları Deklarasyonu’nun uygulanmasına hazır olduğunu kaydetti.
Konferans Güney Kıbrıs Teknoloji Üniversitesi, Europe Direct Limasol, Avrupa Komisyonu Kıbrıs Temsilciliği, Limasol Vatandaşlarının Çözüm, Yeniden Birleşme ve Barış İnisiyatifi işbirliğinde Limasol Belediyesi’ne ait bir etkinlik binasında yer aldı. Konferansa ABD Büyükelçisi John Koenig de katıldı.
FANATİK GRUP OLAY ÇIKARDI
2. Cumhurbaşkanı Talat’ın, Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumlar arasında karşılıklı anlayışı ve barış kültürünü teşvik etmek amacıyla katıldığı konferansta, sayıları 50’nin üzerinde olan fanatik bir grup güç kullanarak konferans salonuna girmeye çalışınca istenmeyen olaylar yaşandı. Talat’ın yaklaşık bir ay önce Baf’ta verdiği konferansta da daha küçük ölçekte protesto yer almıştı.
TALAT: “ÇÖZÜM MÜMKÜN”
2. Cumhurbaşkanı Talat konuşmasında Kıbrıs sorunundan dolayı Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumların her yönden büyük kayıplar yaşadığını, Kıbrıs sorununu çözme zamanın geldiğini ve pek çok gelişmenin eş zamanlı yaşandığı bu dönemde çözümün mümkün olduğunu kaydetti.
Kıbrıslı Rumlar arasında çözüm yanlısı düşüncelerin yaygınlaşmaya başladığını belirten Talat, “Toplumun öne gelenleri olumsuz fikirler ortaya atmamalı, işbirlikçi olmalı, bu çok önemli” dedi.
“Federasyon” veya “iki toplumlu” gibi terimlerin her iki toplum için aynı anlamı ifade etmediğini kaydeden Talat, bu nedenle tarafların birbirini daha iyi anlamasına yardımcı olmak gerektiğini kaydetti.
İki toplum arasında güveni arttırmaya yönelik alınacak önlemlerin karşılıklı anlayışı geliştirmeyi hedeflemesi gerektiğini kaydeden Talat, önlemlerin siyasi veya çözümün bir parçası olmaması gerektiğini aksi takdirde başarısız olacağını ifade etti.
“KARŞILIKLI ANLAYIŞ İÇİN”
“BM kontrolü altındaki bölgede üç dilli ortak bir üniversite veya lise, çocukları bir araya getirebilecek oyun alanları ve hayvanat bahçesi, KKTC ve Güney Kıbrıs’taki okullarda karşılıklı Türkçe ve Yunanca eğitimine başlanması, ortak televizyon programları, başarılı bir şekilde yürütülen kültürel tarihi mirasların tadilatının hızlandırılması, insan hakları ile ilgili eğitimler, dostluk spor müsabakaları, GSM iletişim sistemlerinde ve araç sigortalarında işbirliği” yapılabileceğini kaydeden Talat, “Hepsi karşılıklı anlayışı geliştirmek için” dedi.
“EĞİTİMDE UYUM VE SİYASİ HAYATTA KARŞILIKLI İLİŞKİ”
Bir çözümün kalıcı olabilmesi için iki unsurun yerine getirilmesi gerektiğini kaydeden Talat, birinin eğitimde müfredat da dahil uyum, diğerinin ise siyasi hayatta karşılıklı ilişki kurulması olduğunu ifade etti.
Çapraz oydan bahseden Talat, “Buna güzel bir örnek ise çapraz oydur. Kıbrıslı Türklerin tamamıyla izole edilmiş siyasi hayatı, Kıbrıslı Rumların tamamıyla izole edilmiş bir siyasi hayatı olmamalı. Bir ilişki olmalıdır” dedi.
ÇÖZMÜN FAYDALARI
Talat, bir antlaşma imzalanması halinde “Kıbrıslı Rum uçak ve gemilere Türkiye hava sahası ve limanlarının açılacağını, pazar payının yüzde 35 artacağını, mülkiyet sorununun çözümleneceğini, yüz binlerce Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk’ün sermayesiyle Kıbrıs’a geri döneceğini, belirsizliğin sona ereceğini ve insanların uzun vadeli projeler yapabileceğini, bir yılda Güney ve Kuzeye gelen toplam turist sayısının 2,3 milyondan 5 milyona çıkacağının hesaplandığını” anlattı.
Talat, “Bir antlaşma halinde insan hakları ihlalleri sona erecek, Türk askeri geri gidecek, bir tehdit olarak görülen Türkiye tüm Kıbrıslılar için bir güce dönüşecek. Çözüm bizim geleceğimizdir. Çözüm için çalışmalıyız, liderleri cesaretlendirmeli, birbirimize güven vermeliyiz” diye konuştu.
SORULAR
“AB müktesebatında kalıcı derogasyonlar olmadan bir antlaşmayı Kıbrıslı Türkler kabul etmeye hazır mı?” sorusuna Talat, “Evet, Avrupa’nın İnsan Hakları Deklarasyonu’nun adanın tümünde geçerli olmasını kabul etmeye hazırız” dedi.
“MARAŞ- MAĞUSA LİMANI AÇILIMI MÜZAKERELERİ TIKAR”
Güven artırıcı önlemlerin kapsamlı bir çözümün parçası olmaması gerektiğini, “Kapalı Maraş ve Gazimağusa Limanı” konusunda açılımın üzerinde durulmasının çözüm sürecini sonlandırabileceğini kaydeden Talat, benzer bir yaklaşımla, 1992’de eski Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Gali’nin Maraş ve Ercan Havalimanı önerisi yaptığını ancak üç yıl süren görüşmelerden bir netice alamadıklarını anlattı.
“MİSYONUM”
Talat, “Kıbrıs sorununa çözüm bulmak için birbirimizi iyi anlamalıyız, bir de yanlış bilgilerin önüne geçmeliyiz… Çözüm, Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum tarafları arasındaki anlaşmazlığı çözmektir, ortak bir anlayış getirmektir, bu benim mücadelem, benim misyonumdur” dedi.
“BİRBİRİMİZİ ANLADIĞIMIZ ZAMAN GÜVENMEYE BAŞLAYACAĞIZ”
Bina dışında yaşanan olaylara işaret eden bir katılımcı böyle olayların halen vuku bulduğu bir dönemde güvenin nasıl tesis edilebileceğini sorusuna karşılık Talat, “Birbirimizi anladığımız zaman ancak birbirimize güvenmeye başlayacağız” dedi.
Türkiye ile ilgili bir soruya karşılık Talat, 2002’de Türkiye’nin Kıbrıs görüşünün farklı olduğunu ancak 2003 sonu 2004 başı Türkiye’nin Kıbrıs konusundaki politikasında büyük bir değişimin görüldüğünü kaydetti.
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun Kıbrıs sorunun çözümü konusunda sorumluluk omuzladığını, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ne gönderdiği mektupta müzakerelere kaldığı yerden devam edeceğini belirttiğini ifade eden Talat, Kıbrıs Türk halkının büyük bir kısmının çözüm yanlısı olduğunu kaydetti.
“KIBRISLI TÜRKLER ÇÖZÜM OLMADAN KRİZİN SONUNUN GELMEYECEĞİNE İNANIYOR”
Kıbrıs’ın kuzeyinde ekonomik krizin kısa bir periyodun dışında her zaman zorluklar içerisinde olduğunu ifade eden Talat, “Kıbrıslı Türkler bir çözüm istiyor çünkü çözüm olmadan ekonomik krizin sonu gelmeyeceğine inanıyor” dedi.
REKTÖR PAPAELIOU
Kıbrıs Teknoloji Üniversitesi Rektörü Elpida Keravnou Papaeliou konuşmasında “mevcut durumun siyasi, ekonomik, kültürel ve insani açıdan çok kötü sonuçlar doğurduğunu” söyledi.
Adanın yeniden birleştirilebilmesi için karşılıklı anlayışı, saygıyı geliştirmenin ve iki toplumu bölen sorunların aşılması gerektiğini kaydeden Papaeliou, “Gelin öncelikle çocuklarımızın geleceğini düşünelim” dedi. Papaeliou, Talat’ın son yıllarda siyasetteki en önemli aktörlerden biri olduğunu kaydetti.
LİMASOL BELEDİYE BAŞKANI
Limasol Belediye Başkanı Andreas Christou, Talat’ın eski Rum Lider Hristofyas’la zorlu konular üzerinde vardığı mutabakatların Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumların yararına olduğunu, Cumhurbaşkanı Eroğlu ve Kıbrıs Rum Lider Anatasiades tarafından da üzerinde mutabakata varılmış sayılması gerektiğini söyledi.
Herkesin Kıbrıs sorununun çözümsüz kalmasında sorumluluk alması gerektiğini kaydeden Christou “Şimdi, önümüze sıkıca yakalamamız gereken bir çözüm fırsatı var. Eğer bir antlaşmaya varılırsa geçmişin birikmiş sorunlarını içerecek ve ağır tavizler gerektirecek ancak bunun başka çaresi yoktur” dedi.
“Adanın ve insanlarımızın yeniden birleşmesi, yeni jenerasyona ümit vermek, Kıbrıs’ı işbirliği, barış, gelişim, adası yapmak için şimdi çözüm istiyoruz” diyen Christou, Limasol’un çatışma dönemlerinde bölünme çizgisi olmayan bir şehir olduğunu kaydetti.
AVRUPA KOMİSYONU TEMSİLCİSİ
Avrupa Komisyonunun Kıbrıs Temsilciliği Başkanı Georgios Markopouliotis ise, AB’nin 11 Şubat’ta yapılan ortak açıklamanın adil ve kalıcı bir çözüm için güvenilir bir zemin oluşturduğu, AB’ye üye ülkelerin Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğünün çok uzun sürdüğü ve müzakerelerdeki ivmenin devam etmesi gerektiği görüşünde olduğunu kaydetti.
Markopouliotis, “Çözüm sürecinde çözümlenemeyen sorunlarla ilgili mümkün olduğu kadar kazan kazan durumlar yaratmamız lazım. Bunun için ise işbirliği ve ortak anlayışı teşvik edecek ortam yaratmamız lazım” dedi.
Avrupa Komisyonu Başkanı Barroso’nun Kıbrıs sorunun çözüm sürecini desteklemede kararlı olduğunu kaydeden Markopouliotis, Avrupa Komisyonu’nun müzakerelere temsilci atamasının da bunun göstergesi olduğunu kaydetti.
AB’nin güven artırıcı önlemler konusunda tarafların anlaşmasına destek olmaya hazır olduğunu kaydeden Markopouliotis, “AB güveni artıracak ve sürece hız verecek, bir dizi güven artırıcı önlemler üzerinde ortaya konan çalışmalara destek veriyor” dedi.
Çözümün adanın tümüne yarayacağını kaydeden Markopouliotis, mevcut durumun kabul edilemez olduğunu, birleşik bir Kıbrıs’ın ise AB’nin de yararına olduğunu kaydetti.