Tam Zamanı
Seçim var Seçim.... Sadece ‘Cumhurbaşkanı Seçimi’ deyip geçmeyin sakın. Seçmen ‘Cumhurbaşkanı’nı seçerken, siyasi partiler de ‘adamlarını’ seçecek.
Şimdi tam zamanı...
İş mi istiyorsunuz ? Terfi mi istiyorsunuz ? Tam zamanı...
İhale mi istiyorsunuz ?.... Tam zamanı....
Hem yazıyorum hem de üzülüyorum. Kaç ‘Seçim’ yaşadım bu ülkede ? Hesaplamaya çalıştım, başaramadım. Ama tümünde tanık oldum bunlara. Tümünde yaşadım kapıların çalındığını, sözler verildiğini, vaadlerin sağanak yağmur gibi döküldüğünü.
Hem yazıyorum hem de üzülüyorum, biz neden böyleyiz ? Biz neden ve nasıl böyle olduk ? Hep böyle miydik ? Yoksa sonradan mı böyle olduk ? Cevap veremiyorum bu sorulara...
Ve başladı
Ve tam da tahmin ettiğim gibi, anketler yayımlanmaya başladı. Hepsinin demeyelim, haksızlık olur. Ama bazılarının stratejisi şu: ‘Bana parayı döken BİRİNCİ...Falanca İKİNCİ....; ‘Filancanın hiç şansı yok... Falanca sürpriz yapabilir...’...
Bir anket de ben yayımlasam mı acaba ?
Benim çevremde de çok konuşuluyor bu seçimde kimlerin daha şanslı olabileceği, kimlerin son tura kalabileceği falan... Bir saydım, birkaç yüz kişi ile geçti bu sohbetler. Sayıu her geçen gün de yükseliyor. Hem de beleşe.... Benim çevremle sohbetlerim de ‘anket’ olmaz mı yani ?
Daha neler olacak acaba ?
“Yağmurdur, doluduri, soğuktur, fırtınadır, seldir...” derken, geçtiğimiz haftanın ilginç ve heyecan yaratan olaylarından biri oldu, gecenin bir saatinde gökyüzündeki hareket. Parıl parıl parlayan birşey uçuştu kafamızın üzerinde. Farkedenler şaşkın şaşkın izlediler olup biteni. Anında yorumlar da yapıldı. Kimisi “Füzeeee.....” dedi, kimisi “Göktaşı”.... Neyse ki Füze değildi. ‘Göktaşı’ diyenler haklı çıktı.
Sanıldığından da önemliydi olay aslında. NASA da açıklama yaptı. Göktaşı olduğunu doğruladı. Bizim gördüğümüz, yapılan açıklamaya göre, Kıbrıs ile Lübnan arasında bir yerlere, denize düşüvermiş. Yani, kafamıza da düşebilirdi. Ama Allahtan denize düştü. Bu arada, aynı açıklama göre, bir tane de değillermiş üstelik.
Hani yaşlılardan hep yaşlılarımızdan duyduğumuz gibi, başımıza taş yağabilirdi yani. Yine ucuz kurtulduk.
Rezilliğin daniskası
Bir düşünün... Yıllar yıllar önce, birileri size “İşte eşinizin, Şehit babanızın kabri burada” demiş. Siz de güvenmişsiniz, inanmışsınız. Yıllarca gidip mezara çiçekler koymuşsunuz, granit mezartaşının önünde dualar okumuşsunuz. Yıllar yıllar sonra ise, o sürekli ziyaret ettiğiniz mezarda yatanın, eşiniz veya babanız olmadığını öğrenmişsiniz. Ne yapardınız ? Ne düşünürdünüz ? Kime kızardınız ? Yıllarca enayi yerine konmanızın sorumlularını aramaz mıydınız ? Feryat etmez miydiniz ?
***
Şehit Ecvet Yusuf Hoca’nın ailesi perişan, şoklar içinde.
Gerçek ortaya çıkınca, ailesi dahil herkes bir açıklama bekledi yertkililerden. Ama tıs yok. Hatta ve hatta, bu garip ve anlaşılmaz duruma ilk tepkiyi göstermesi beklenen, ‘Şehit ve Malul Gaziler Derneği’nden bile tepki gecikmeli geldi...
Şehit Ecvet Yusuf ve ailesinin yaşadıkları bir trajedi aslında. Ve bir soru takılıyor kafalara... Daha kimler var acaba benzeri şekilde aldatılmış olan ?
Sokak Ağzı
“Daha iki küsur ay var ama ben şimdiden bıktım seçim sohbetlerinden. İşin kötüsü bitmeyecek de uzun süre. Ondan sonrası da var daha. Etrafıma bakıyorum, yalnız da değilim böyle düşünen.” (Gülderen Çamlıcalı-Lefkoşa)
***
“Yani bizim Kürekçi bu seçimde aday olmayacak ? Çok üzülürüm vallahi. Ben isterim o da aday olsun da Ers’e rakip olsun” (M.K.- Lefkoşa)
***
“Kuzey Kıbrısın nüfusu kaçtır bir bilen var mı ? Yabancı misafirlerimiz soruyor, cevap veremiyor mahcup oluyoruz. Bir bilen varsa açıklasa da öğrensek biz da.” (Cevdet K.-Girne)
***
“Depolarımız tarihi geçmiş ilaçlarla doluymuş. Bu da sorun mu şimdi ? Etrafımız da tarihi geçmiş politikacılarla dolu.” (Kemal Çelik)
***
“Hellimi bile paylaşamadıg, poltikaya oyuncag ettig da beklersiniz adayı paylaşabilelım ?” (Apo C.)
***
“Biz bir tanesini gördük ama aslında 120 tane göktaşı geçmiş başımızın üstünden. Biri bile düşmedi kafamıza. Allahın sevdiği kullarıyız galiba.” (Müesser Cesur-Girne)
***
“Seyrüsefer ruhsatları için eylemler var da diğer zamlar için neden yok ? En önemlisi ve tek seyrüsefer ruhsatları zammı mıydı ?” (Kemal Teknar-Mağusa)
Anlayana
“Bir şekilde doğar, fakat binbir şekilde ölürüz.” (Yugoslav Atasözü)