Herkes ikide birde gerçeklerle yüzleşmekten bıktı usandı (mı ?).  Hiç kimse kusura bakmasın ama,  bıksanız da usansanız da, kabul etseniz de etmeseniz de doğrular acıdır ve acı vermeye de devam edeceğe benziyor.
Daha önce de,  sayısını bilemediğimiz kadar sorduğumuz birkaç basit soruyu bıkmadan usanmadan sormaya devam edeceğiz ve umutla doğru dürüst bir yanıt bekleyeceğiz . Başka çaremiz de yok zaten. Önce yerli yalakalarımız, büyük milliyetçilerimiz ve şahinlerimize,  sonra da Türkiye Cumhuriyeti’ne, onun yetkililerine, medyasına ve halkına bu basit sorular.
Kıbrıs Cumhuriyeti var mı yok mu ? 
Türkiye Cumhuriyeti ve kucağında tuttuğu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanıyor mu tanımıyor mu ?
Türkiye Cumhuriyeti bizi, biz de kendi kendimizi kandırmaya devam edecek miyiz etmeyecek miyiz ?
‘Tekrar’ olacak ama hiç  zararı yok... 
Siyasi platformlar bir yana, her platformda Kıbrıs Cumhuriyeti nerede,  Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti nerede ?  Vede Türkiye Cumhuriyeti nerede ?
Geçtiğimiz dönemlerde de çeşitli örnekler vererek bazı soruları tekrar tekrar sormuştuk.
Örneğin Güney’e Atina-Larnaka yoluyla gelip basketbol, voleybol, futbol karşılaşmaları yaparak, (Kuzey’e gezmek için de olsa geçemeden),  Kuzey’i konuk edildikleri otelin balkonunda izledikten sonra, aynı yolla geri Türkiye’ye dönenleri sormuştuk....
Tanımayan ülke Türkiye Cumhuriyeti’nin Trabzon şehrindeki olimpiyat oyunlarında , ‘tanımayan’ Başbakan ve Bakanlarının ‘tanımadıkları’ Kıbrıs Cumhuriyeti Bayrağı ile törene katılan Kıbrıs Cumhuriyeti sporcularını alkışlayıp alkışlamadıklarını sormuştuk.
Sormuştuk da her zaman olduğu gibi hiçbir yanıt alamamıştık.
     ***
Ve en son örnek..... Mersin ve Akdeniz Olimpiyatları......
Resmi açılış törenini TV’den izledim. Önce, olimpiyatlara katılan 24 ülkenin bayraklarını gördüm direklerde.  Hayret !!!!! Aralarında ‘tanınmayan’  Kıbrıs Cumhuriyeti bayrağı da vardı... Sonra alandaki  muhteşem ışıklı gösteriyi izledim... Hayrettttt !!!!! ‘Tanınmayan’ Kıbrıs Cumhuriyeti bayrağı orada da vardı... Merakla ve heyecanla bekledim. Ve sonunda beklediğim an da geldi.  Hayrettttttttttt !!!!!! Koskocaman Kıbrıs Cumhuriyeti Bayrağı  ile Kıbrıs Cumhuriyeti sporcuları giriverdiler stadyuma.  Diğer ülke temsilcileri gibi onlar da alkışlandı, Hem protokol tribünündeki büyüklerimiz, hem de tribünlerdeki izleyiciler tarafından.
Mersin’de,  toplan 24 ülkeden, yöneticileriyle birlikte 3000’den fazla konuk vardı. Bu 24 ülkeden biri de  ev sahibi ülkenin ‘tanınmadığı’ Kıbrıs Cumhuriyeti idi.  Ama ev sahibi ülkenin tanıdığı (!) Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden bir allahın kulu yoktu. (Olamazdı da.)  İşin en garip tarafı, bırakın sporcuları, sembolik olarak da olsa ‘davetli’ de yoktu KKTC’den.  Basın haberlerine göre,  ‘tanıyan’ ülke, ‘tanınan’ (!!!) ülkeden –iş ola-  resmen sadece iki kişi etmişti Mersin’e.
     ***
Türkiye Cumhuriyeti, tanıyor muydu tanımıyor muydu ?  Gerçekte ‘tanıdığı’ kimdi, ‘tanımadığı’ kimdi ? Tanımıyordu da bunlar  oluyordu, tanısaydı neler  olacaktı ?
Türkiye medyası mı ? Onların durmu çok daha cıklı. Koskoca medya hala Kıbrıs Cumhuriyeti’ne “Kıbrıs Rum Kesimi”, Kıbrıs Cumhuriyeti bayrağına “Rum bayrağı” diyerek çırpınıyor. Hem de uluslararası arenada bunun hiç de böyle olmadığını bile bile. Türk medyası böyle davranmakla kendi halkını da aldatmakta olduğunun farkında değil mi yani ?
Gerçekleri hala görmeyenlerin bu sorulara yanıtları vardır herhalde (!!!).....