Tanrılar dünyası I
Tanrılar dünyası I
Ulaş Gökçe
Pek çok dilde olduğu gibi Türkçede de “Tanrı birdir” ifadesi kullanılır. Bu ifadeyle şu ima edilir: “Farklı dinlere mensup olsak da hepimiz bir tanrıya inanıyoruz.” Bu bir uzlaşı teklifi, barış mesajıdır. Ama aslında her dinde tanrı çok farklıdır. Hıristiyan ile Müslüman ‘Tanrı’dan farklı şeyler anlarlar. Her dinde Tanrı farklı özelliklere, farklı görevlere, farklı boyutlara, alanlara sahiptir. Bu nedenle aslında tanrı sadece bir değildir. Tanrılar o kadar farklıdır ki tek bir tanıma bile sahip değildirler.
Bu yazımızla birlikte iki hafta boyunca çeşitli kültürlerdeki tanrılardan bahsedeceğiz.
NEDEN TANRILAR VAR?
İnsan, bilmediği bir dünyaya doğar. Tecrübe ve öğrenilen bilgiyle dünyayı tanır. Dünyayı tanıdıkça insan kendine şu soruyu sormaya başlar: “Ben bu dünyada niçin varım?” Bu soruya cevabı bilim veremez. Çünkü bilim doğal olaylar arasındaki nedenselliği açıklamakla görevlidir. Bu nedenle varoluşla ilgili sorular, genellikle, onun ilgi alanı dışındadır. Ama insan yine de neden bu dünyada olduğunu sürekli merak eder. İnsan dünyayı tanıdıkça ölümlü olduğunu keşfeder. Bu insan hayatındaki temel kırılma noktalarından biridir ve “Bu dünyada niçin varım?” sorusu güçlendirici bir unsurdur. Bilimin cevap vermediği tüm bu sorulara cevabı tanrı inancı verir. Tanrı doğaüstü, neden-sonuç ilişkisi dışındaki tüm soruların cevabıdır.
Tanrıların tek bir tanımı yok ama çoğunluğunun ortak bir özelliği var: Mutlakıyet. Mutlak iyiliğin, kötülüğün, gücün, erdemin en üstüdür tanrılar… Saltık diye de adlandırılan Mutlak, göreceli varlığın tersidir, tüm var olanların başlangıcı ve özüdür. İnsan kendi yerini bu mutlakıyet ölçüsünde görür. Mutlak bir deniz feneridir onun için. Ama en önemlisi mutlak tanrı insana sadece bu dünyada neden var olduğunu, ölümün ne anlama geldiğini anlatmaz. Tanrı ayrıca bir başka doğaüstü alan olan, insanın tüm yaşamını ve algısını değiştirecek bir başka konuyu müjdeler: Ölümden sonra yaşam.
Tanrıya inanç dünyası ispat talep etmeyen, duyguların hâkim olduğu, tapınma, bazen korku, bazen umut, bazen de mutluluk alanıdır.
ÇOKTANRILI DÜNYA
Merkezlerinde tapınma öğesi, fetiş, yani esasen tanrı bulunan tüm dinler dünyayı bütünlüklü olarak algılama, anlama ve izah etme çabasıdır. Bugün yaygın olan tanrılardan (Musevilerin Tanrısı, Allah, Teslis) önce pek çok tanrının aynı anda, bir tür hiyerarşi içinde var olduğu inanç sistemleri mevcuttu. Bu tür inanç sistemleri halen mevcut.
Eski Mısır’da bölgesel tanrılar vardı. Bu inanç sisteminde bir tanrı merkezde yer alırdı ama diğer başka tanrılara da inanılırdı. Merkezdeki tanrı zaman zaman, bölge bölge değişebilirdi. Eski Yunan’da ve Roma’da yüzlerce tanrı görev dağılımına tabiydiler. Kimi mutluluktan, kimi bereketten, kimi de yağmurdan sorumluydu. Yunan’da Zeus’un kurduğu bu dişi ve eril tanrılar dünyasında akrabalık ilişkileri, küsmeler, kavgalar, iktidar mücadeleleri de vardı. Bu tanrılardan biri de Kıbrıslı Afrodit’ti. 4. nesil tanrıçalardan ve 12 Olimposlu’dan olan Afrodit aşk, evlilik, sonsuz baharla anılıyordu.
Eski Mısır’da bazen tanrılar bir vücutta birleşiyorlardı. Örneğin göklerin tanrısı Amon, güneş tanrısı Ra ile bir süre sonra birleşerek Amon-Ra oldu. Çeşitli tanrılar zaman zaman, farklı inanç sistemlerinin oluşmasıyla, siyasi nedenlerle farklı isimler alıyorlar, bazen bir, bazen de birkaç tanrıya dönüşüyorlardı. Hıristiyanların tanrısı İsa’da, Müslümanların tanrısı Allah’ta, Musevilerin tanrısı Yahve’de çok sayıda kültürde var olmuş tanrıların özelliklerini bulmak mümkün. İsa Tanrı’da hem Sami halkların, hem de Eski Mısır’ın ölümü yenilmesine dair inançlar açıkça görülebiliyor.
İBRAHİMİ DİNLERİN TANRILARI
Musevilerin ismi saklı tanrısı
Tek tanrılı dinlerin en eskilerinden Musevilikte tanrının özel ismi YHWH telaffuz edilmez. Bunun yerinde daha çok “Tanrımız” kullanılır. Ancak YHWH’nin bir açılımı, tartışmalı da olsa, elbette vardır: Yahve (Yehova/Tetragrammaton). Yahve’nin farklı özellikler taşıyan bir tanrı olarak Musevilikten önce, ahir millet Yahudilerin ve diğer Sami halkların inancında vardı. Bu tanrı bazı dönemlerde evliydi, bazı dönemlerinde ise denizlerin tanrısıydı. Musevilikte Yahve, Yahudilerin tanrısıdır. İnanca göre Yahudileri Mısır’daki kölelikten kurtaran, onlara İsrail’i bahşeden bu tanrıdır. Bu nedenle Musevilik sadece Yahudilerin dinidir. Her Yahudi Musevi değildir ancak Museviler Yahudi’dir. Musevilerin tanrısı, Hıristiyanların üçlemeyle (teslis) vücut bulan tanrılarının tüm özelliklerini taşır. Yani bu tanrı tüm varlıkların yaratıcısıdır.
Hıristiyanların Üçlü Tanrısı
Hıristiyanlıkta tanrı üç varlığın bütünüdür: Oğul Tanrı İsa, Baba Tanrı ve Kutsal Ruh Tanrısı. Kutsal Ruh Tanrı ve Oğul Tanrı İsa, Baba Tanrı’nın birer suretidir. Oğul Tanrı dünyaya insanlara doğru yolu göstermek ve bu yolda ölmek için gelmiştir. Kutsal Ruh Tanrı ise insanlara ulaşmak, Baba Tanrı’nın iradesini yerine getirmek için vardır. Baba Tanrı ise İslam ve Musevilikteki Tanrı’ya yakın bir anlam taşır. Çünkü İsa veya Kutsal Ruh gibi doğmamıştır, evveldir ve ahirdir, yaratılmamıştır ama evreni, insanı ve tüm varlıkları yaratmıştır.
Bilindiği gibi Hıristiyanlık, Yahudi inancının devamıdır. Bu nedenle Hıristiyanların kitabına “Kitabı Mukaddes” denir ve bu kitap iki kısımdan oluşur: Yahudilerin kitaplarından Tevrat ve İsa’yı anlatan İncil. İncil’e göre Baba Tanrı dünyaya oğlunu Mesih, kurtarıcı olarak göndermiştir ve bu oğul Tanrı insanların günahları için öldürülmüştür. Mesih’in dünyaya geleceğine dair ifadeler ise Tevrat’ta yer alır. Bu nedenle İncil Tevrat olmadan anlamlı değildir. Bu inançta Tanrı İsa iki temel kimlikle yer alıyor: Öğretmen yani öğretiyi yayan, anlatan ve ölümü yenen. İnanca göre İsa Tanrı öldürüldükten 3 gün sonra dirilmişti. Bir tanrı olarak İsa’nın, yaşarken mucizeler yaratsa da bir insan gibi yaşaması ve öldürülmesi onu tanrılar arasında farklı bir yere koyuyor. Bugün Hıristiyanlar Kutsal Ruh Tanrı ve Baba Tanrı’dan çok İsa Tanrı’ya tapınıyorlar. Hıristiyanlıkta üçleme herhangi bir tabuya tabi değil. Buna göre İsa Tanrı’dan başlayarak Baba Tanrı ve Kutsal Ruh Tanrı ayrı ayı resmedilebilir, görsel her türlü şekilde kullanılabilir ve fiziksel tarifi yapılabilir. Üçlemenin çeşitli şekilde yansıtılması geleneği resim gibi sanatlar bu tür tapınmaların olduğu kültürlerde gelişmesine imkân tanımıştı.
İslam Tanrısı Allah
Musevilik ve üç suretine rağmen tek bir vücuda sahip tanrısı olduğu için Hıristiyanlık monoteist, yani tektanrıcı dinlerdir. Aynı şekilde İslam da tek tanrılı bir dindir. İslam’ın temel beyanı, elbette tanrısı Allah içindir. Buna şehadet denir: Allah’tan başka tanrı, ilah yoktur. İslam tanrısı Allah, dünyanın, tüm âlemlerini, tüm canlıların yaratıcısıdır, tekdir, doğmamıştır ve elbette mutlaktır. Allah sadece yaşamın değil, yaşam sonrasının da tanrısıdır. İslam tanrısı Allah’ın öğretisi, inanca göre, elçisi Muhammet tarafından yayılmıştır. Muhammet İslam’da tanrı değildir ancak oldukça önemli bir yere sahip bir tapınma öğesidir. Müslümanların tanrısı Musevilikte olduğu gibi bazı tabulara tabidir. Örneğin resmedilemez, fiziki tarifi yapılamaz.