Tanya Kilitkayalı: “Hedeflerim arasında Kıbrıs mutfağını tanıtmak var”
Türkiye’de yayınlanan MasterChef programında Kıbrıslı Türkleri gururlandıran Tanya Kilitkayalı, MasterChef macerasını, geleceğine dair hedeflerini, ülkeye, Kıbrıs kültürü ve Kıbrıs yemeklerine dair düşüncelerini ilk kez YENİDÜZEN ile paylaştı.
Yemek yapmaktaki yeteneğinin yanı sıra, sempatik tavırları ile Türkiye’de yayınlanan MasterChef programında Kıbrıslı Türkleri gururlandıran Tanya Kilitkayalı, MasterChef macerasını, geleceğine dair hedeflerini, ülkeye, Kıbrıs kültürü ve Kıbrıs yemeklerine dair düşüncelerini ilk kez YENİDÜZEN ile paylaştı.
Fehime ALASYA
Türkiye televizyonlarından TV 8 ekranlarında yayınlanan ve sosyal medyada çok konuşulan yarışma MasterChef Türkiye'nin unutulmaz ismi 26 yaşındaki Kıbrıslı Türk Tanya Kilitkayalı, üçlü elemelere kadar ilerlemiş, Kıbrıs şivesi ve sempatik tavırlarıyla herkesin gönlünü kazanmıştı.
Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Turizm Fakültesi, Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü mezunu olan Kilitkayalı, şimdilerde mezun olduğu üniversitede yarı zamanlı öğretim görevlisi olarak görev yapıyor.
Kilitkayalı, aynı zamanda ailesi ile Kilitkaya köyünde Garavolli isimli işletmede Kıbrıs’a özgü lezzetler sunuyor.
Kıbrıslı Türklerin ve aslında, programın izlendiği pek çok ülkede milyonların sevgili olan Tanya, adaya dönüşünde ilk röportajını YENİDÜZEN’e verdi, hislerini anlattı.
Yarışmaya katılma fikrinin nasıl doğduğundan, mutfağa, yemek yapımına olan merak ve aşkına, yarışmada yaşadıklarına kadar pek çok bilgiyi okuyucular için paylaştı.
Tanya Kilitkayalı, merak edilen birçok soruyu YENİDÜZEN okuyucuları için cevapladı…
“Arkadaşlarımın gazı ile bir anlık cesaret”
“Ben bu programı zaten hep takip ediyordum. Bir gün izlerken arkadaşlarım, ‘sen zaten yaparsın, seni ne zaman göreceğiz’ diye sormaya başlayınca aklıma soktular, başvurdum.”
- YENİDÜZEN: Yarışmaya başvurmak nasıl aklına geldi?
- Tanya Kilitkayalı: “Ben bu programı zaten hep takip ediyordum. Bir gün izlerken arkadaşlarım, ‘sen zaten yaparsın, seni ne zaman göreceğiz’ diye sormaya başlayınca aklıma soktular. Başvurdum, onay aldım, ardından aylar geçti ve geri dönüş yaptılar. Yani arkadaşlarımın gazı ile bir an cesaretlendim ve katıldım yoksa kendim başvurmayacaktım.”
“Mutfağı çocukluğumda annemle kek yaparken sevmeye başladım”
- YENİDÜZEN: Pişirme merakın nasıl başladı? Bu alana nasıl girdin?
- Tanya Kilitkayalı: “Zaten ailemin yıllardır restoranı var. Ondan önce de annemle sürekli mutfağa giriyor ona yardım ediyordum. Ben de klasik bir şekilde mutfağı çocukluğumda annemle kek yaparken sevmeye başladım. Hani olur ya her çocuğun sevdiği ve büyük zevkle yaptığı bir şeydir bu anne ile mutfakta uğraşmak, benim de öyle başladı. Kekti, kurabiyeydi derken bu ilgi böyle başladı. Bunun yanında lise son sınıf öğrencisiyken aşçılık üzerine bir film izlemiştim ve bu beni çok etkilemişti. Akabinde bu bölümde okumaya karar verdim. Hayallerim ve mutfağa olan aşkım bu sayede daha da arttı.”
“Unutamayacağım harika bir süreçti”
“5 ay gibi bir zaman Türkiye’de kaldım. Orada yaşadığım deneyimler, kurduğum arkadaşlıklar, televizyondaki aile ortamı… Tüm bunları anlatırken bile çok ama çok özlüyorum.”
- YENİDÜZEN: Yarışma nasıl geçti? Ne kadar zaman orada kaldın, araya Pandemi girdi, neler yaşadın?
- Tanya Kilitkayalı: “Bu yarışma benim için çok yorucu ama gerçekten unutamayacağım harika bir süreçti. 5 ay gibi bir zaman Türkiye’de kaldım. Orada yaşadığım deneyimler, kurduğum arkadaşlıklar, televizyondaki aile ortamı… Tüm bunları anlatırken bile çok ama çok özlüyorum. Orada, TV8’de tam bir aile ortamı vardı, bize çok güzel sahip çıktılar. Birbirimize çok alıştık.”
“Bu benim özüm ve orada özümden çıkmadım, çıkamadım”
“Ben giderken ‘hiç değişmeyim özüm gibi kalayım’ veya ‘televizyon karşısına çıkacam, biraz daha dikkatli olayım’ diye bir düşüncem olmadı. Bu benim özüm ve orada özümden çıkmadım, çıkamadım.
- YENİDÜZEN: Şiveni hiç değiştirmedin, yarışma boyunca da zaman zaman bununla gündeme geldin. Zorlandığın oldu mu? Bu yönde nasıl tepkiler aldın?
- Tanya Kilitkayalı: “Bu beş aylık sürede şivemi hiç bozmadım. Ben giderken ‘hiç değişmeyim özüm gibi kalayım’ veya ‘televizyon karşısına çıkacam, biraz daha dikkatli olayım’ diye bir düşüncem olmadı. Bu benim özüm ve orada özümden çıkmadım, çıkamadım. Ben konuşurken şivemi düzeltmeye çalışsam daha komik duruma düşecektim. Bırakın konuşmayı, yazarken bile resmi bir yazı olmadıkça konuştuğum şekliyle yazıyorum. Dışarıdan tepki aldım. Beni çok destekleyenler, takdir edenler de oldu. Kimisi şivemi çok abartarak konuştuğumu söyledi. Türkiye’den de tepki almıştım. Çoğunluk şivemi çok sevse de tepki gösterenler de olmuştu. Tüm bunları sosyal medyadaki yorumlardan takip edebiliyorduk.”
“… O an eleneceğimi anlamıştım”
- YENİDÜZEN: Yarışmadan elenmeni nasıl değerlendiriyorsun?
- Tanya Kilitkayalı: “Potaya gitme kısmında hak aramak çok doğru mu bilemiyorum. Yarışma ortamında potaya gitmek rakibi olduğunuz bir kişiden beklenen durum olmalı aslında ama ben çok duygusal birisiyim. Bu konu benim için çok zordu. Orası bir yarışma ortamı, oradakilere yarışmacı gözüyle bakmak gerekiyordu. Ben bunu duygusallığım ile çok başaramadım sanırım. Yarışmada elendiğim nedenlerden biri de saksının kırılması oldu. Ben tart hamuru ile tatlı yapmayı çok seviyorum ve yabancı olduğum bir durum değil, çok da iyi başladım. Saksının çatlağını gördüm, devirdim ve altının çıkmadığını gördüm. Arkama döndüm ve diğerlerinin çok iyi olduğunu gördüm, o an eleneceğimi anlamıştım. O an moralim bitmişti. Her zamanki gibi duygusallaştım, gözyaşlarımı tutamadım, yere çöküp ağlamaya başladım. Mehmet şef yanıma gelip ‘ne yapıyorsun, belki de adam gelirken yemeğini düşürecek, belki de tadı çok kötü olmuştur nereden biliyorsun dedi. Ben pes etmedim, tabii ki o tabağı bitirecektim ama inancımı da yitirmiştim, oturup bir mucize olmasını bekleyemezdim. Sinirlenmiştim, dolabın kapağını hızlı vurdum, kekin parçası düştü, tadı iyi oldu denmişti ama elenmekten kurtulamadım. 12. sırada değil de 6. sıralara kadar götürürüm diye düşünüyordum. Çok üzülmüştüm.”
“Biz yumurta haşlar, çakıstes ve gabira ile yeriz”
“Şefim bana ‘menemen sizde böyle mi yapılır?’ diye sordu. Ben de dedim ki; ‘biz kahvaltıda çok sık menemen yapmayız, biz yumurta haşlar, çakıstes ve gabira ile yeriz dedim.”
- YENİDÜZEN: Kıbrıs mutfağının yarışmaya etkisi oldu mu sence? Bu bağlamda zorlandığın noktalar oldu mu?
- Tanya Kilitkayalı: “İlk girdiğimde elemelerde pirohu yapmıştım, bu çok fazla ses getirmişti. Giderken de Kıbrıs mutfağını tanıtmak, duyurmak isterdim doğrusu ama pirohudan çok ileri gidemedim. Ülkemize ait şeyler yapmak çok zordu çünkü bize verilen konseptlerin dışına çıkamazdık. Bana sürekli bir şeftali kebabı, bir molehiya yapsaydın da görselerdi diyenler oldu. Ben de çok isterdim ama olmazdı. Malzeme ve kavram veriliyordu, siz kafanıza göre bir şeyler yapamıyorsunuz, konsept dışı kalıyorsunuz. Bunların dışında mutfakta zorluk yaşadım çünkü baharatları, bazı dengeler bizden farklıydı, mutfak kültürümüz biraz farklıydı. Örneğin kahvaltılık yapacaktık, menemen yaparken sıkıntı yaşadım, şefim bana ‘menemen sizde böyle mi yapılır?’ diye sordu. Ben de dedim ki; ‘biz kahvaltıda çok sık menemen yapmayız, biz yumurta haşlar, çakıstes ve gabira ile yeriz dedim. O lezzeti tutturmak benim için çok zordu.”
“Hem modern hem kültürel tarzda bir şeyler yapabilirim”
- YENİDÜZEN: Kıbrıs’ta hedeflerin neler?
- Tanya Kilitkayalı: “Hedeflerim arasında Kıbrıs mutfağını tanıtmak var. Mutfağımız çok güzel, çok güzel ürünlerimiz var. Bu konuda yapılmamış bazı şeyler denemek istiyorum. İnternet alanında blok açıp farklı bir çalışma ile bunu yapma hedefindeyim. Hem modern hem kültürel tarzda bir şeyler yapabilirim. Bunlar hala benim temel hedeflerim arasında…
Köyde 11 yıldır işletmesini yaptığımız bir aile restoranı var, annem ile babam ile çalışıyoruz, hâlâ annem ile oradayım ama buraya tam zamanlı şimdi vakit ayıramıyorum. Pandemi olmasaydı Türkiye’de kalmaya orada çeşitli deneyimler edinmeye devam edecektim. Yurt dışı deneyimleriyle farklı tatlar, farklı projeler görmek istiyorum. Bunu ilerleyen dönemde gerçekleştirebilirim.”
“Tüm dövmelerimin bir anlamı var”
- YENİDÜZEN: Dövmelerin çok konuşulmuştu…
- Tanya Kilitkayalı: “Evet dövmelerim de konuşulmuştu. Dövme yaptırmayı çok seviyorum ama benim için anlamı olan ve yaşamımda çok ciddi bir öneme sahip konularla ilgili bunu yapmayı seviyorum. Bu nedenle tüm dövmelerimi de mutfak aletleri üzerine yapmıştım.”
“Bu ilgi beni çok mutlu ediyor”
- YENİDÜZEN: Yabancı ortamlarda nasıl karşılanıyorsun? Nasıl tepki alıyorsun?
- Tanya Kilitkayalı: “Yemeğe veya kalabalık ortama çıktığım zaman yanıma gelip fotoğraf çektiriyorlar, çok güzel ilgi görüyorum ve buna çok şaşırıyorum. Çünkü biz böyle değildik diye biliyordum… Çok ilgi görüyorum, benimle çok fotoğraf çekmek isteyen oluyor. Bu ilgi beni çok mutlu ediyor.”