“Avrupa'ya gitmek, görmek, oradaki farklı lezzetleri tatmak, incelemek isterim ama bir pasaport sorunum var.”
Hani hepimizin göğsünü kabartan o Kıbrıslı kız var ya...
Tanya.
KKTC Pasaportu'na sahip sadece...
“O da yok gibi" diyor.

*  *  *
“Bir ara Azerbaycan’a gitmek gündeme geldiydi, telaş yaptım. Çünkü benim pasaport sorunum var. Belki Azerbaycan için Türkiye pasaportu temin edilebilirdi ya da KKTC pasaportuna vize istemeyebilirler. Avrupa’ya nasıl gidecem? Bir sorun…”

*  *  *

Kıbrıs'ta doğdu bu kız...
90'larda...
Ne savaş gördü, ne işgal bildi.
Burada büyüdü.
Dili, kültürü, gailesi, özlemi, korkusu, sevdası hep buralı…
Bu coğrafya kaderi…

*  *  *

Babası buralı...
Kökleri burada filizlendi…
Annesi iki yaşında falan geldi adaya...
Kıbrıs Cumhuriyeti’ni yönetenlerin, bu kıza, “sen Kıbrıslı değilsin” demeye ne hakkı var?
Üstelik para karşılığı onca “sabıkalı” yurttaşlık dağıtımı yaparken!

*  *  *

Hep yazdım, çok yakınlarda yeniden tekrarladım.
Adanın kuzeyine dair "vilayetleşme" siyasetine karşı çıkmak öyle sloganla, bağırmakla, etnik milliyetçilik üzerinden köpürmekle olmuyor.
Adaya 74’ten sonra gelen ailelerin, burada doğan, yeşeren ve 18 yaşına gelen çocuklarına “Kıbrıs Cumhuriyeti yurttaşlığı” verilecek ki Kıbrıs’ı bütünleyebilelim.
İkinci, üçüncü kuşak evlatlardan söz ediyoruz.
Kıbrıslı bu insanlar…
Ayrımcılıktan vazgeçeceksiniz ki bu çocukları Kıbrıs'a bağlayalım.
Birinin elinde “dünyanın” pasaportu olacak.
Bir diğerinin olamayacak.
Haksızlık bu!

*  *  *

Tanya, dünya güzel bir kız.
Hepimizin gözlerinin içindeki gülümseye vesile oldu.
MasterChef'te yarıştı, geldi…
"Hepimiz için bir özgüven vesilesi oldun" dedim.
Teşekkürü hak ediyordu.
“Sana baktık, kimliğimizi, kültürümüzü ve kendimizi gördük” diye anlattım hislerimi…
Mahcup gözlerle baktı.
Gerçek bu!