1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Tapu, posta, mali müşavir!
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Tapu, posta, mali müşavir!

A+A-

“Temiz siyaset” demiştik değil mi?
Sözle pratiğin ayrıştığı yerde, buyurunuz…

***

Sövüda Besimler; Tapu ve Kadastro Dairesi’nden çıktı, Posta Dairesi’ne müdür atandı, önce…
Tapu’dan Posta’ya “ne alaka” diyeceksiniz.
Şimdi siz posta hizmetlerine örneğin senelerini vermiş birinden, nasıl motive olmasını beklersiniz?

Öyle uygun görüldü (!)

***

Yine aynı kişi tam da “seçim yasakları”ndan önce bu kez Posta Dairesi Müdürlüğü’nden alındı.
Şubat gibi…
İstanbul Başkonsolosluğu’na “Mali Müşavir” atandı bu kez!
Bir tesadüf kızı da İstanbul’a okumaya gitti.

***

Dikkatinizi çekerim…
Tapu.
Posta.
Mali Müşavir.



***

Ve dün de, çok sevdiğim bir dostum, Posta Dairesi Müdürlüğü’ne atandı.
(Sövüda hanımdan önceki posta müdürü de sonrasında Çalışma Dairesi’nde müdürlük yaptı, şimdi  Sağlık Bakanlığı’nda bakanlık müdürü.)

***

“Yeni müşavir yaratmayacaktı” ya bu sistem!
Mali müşavir yaratıyor.
Yanlış anlaşılmasın…

***

Bu yazıyı bir ‘özdeyiş’le tamamlayalım.
Arzu edilen yere gelinememiş olunmasında sorumluluğu öncelikle kendimizde, seçtiğimiz yöneticilerde aramalıyız. Toplumsal yararı esas alan değil zaman zaman kişisel menfaati, particiliği esas alan yaklaşımlar gördü bu devlet. Plansızlık, liyakati göz ardı eden yaklaşımlar, kamu kaynaklarının israf edilmesi ve dahası bugün istenilen noktaya gelememiş olmamızın başlıca nedenleridir.” 
Kudret Özersay, 14 Kasım 2019, Türk Ajansı Kıbrıs.
 

ek-001.jpg

kupur_1.jpg


 

Bir öneri: ‘Engellilerle turizmi tanıtalım.’

engelli.jpg

 

Türkiye’de “tekerlekli sandalye basketbol ligi” donduruldu.
Sebep salgın!
Yarı yurdumuz açısından sporun diğer alanlarında “uluslararası statü” sorunumuz var.
Engelli basketbolundan öyle değil.
Kıbrıs’ın kuzeyine geliyor takımlar ve maç yapıyorlar.
Çünkü burada bir takımımız var.
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin de bu alanda üyeliği yok.

***

Diyorum ki, Türkiye’de “yarım kalan” engelli basketbolunu Kıbrıs’ta oynatabiliriz.
Orada salgın riski var, burada yok.
Tüm sporculara önce “PCR Testi” yapılır.
Test sonuçları negatif olan sporcular, şu anda yeniden hizmet vermek için bekleyen otellerimize yerleştirilir.
Hem Galatasaray, Beşiktaş gibi iddialı takımların olduğu süper lig…
Hem de bu sene Kıbrıslı sporcuların lig bitmeden şampiyonluğunu ilan ettiği 1’inci lig…
Kıbrıs’ta oynanır.

***

Tüm dünyaya bundan daha iyi turizm tanıtımı mı olur?
 


 

Almanya – Fransa sınırı değil bu!


Almanya-Fransa sınırı değil seni ayıran çizgi!

İki ayrı ülke değil…

Bir avuç yer burası...

Küçücük...

Almanya ya da Fransa’nın iki mahallesi kadar...
İki semti kadar, İstanbul’un...

***

“Sağlık” işin gerekliliği mi acaba yoksa bahanesi mi?
Şimdi bir bulaşıcı hastalıklar uzmanına sorunuz ve deyiniz ki, “Mağusayı kapatsak, kimse girmese, kimse çıkmasa, oradaki insanlar için daha güvenli mi?”

“Hayır” mı diyecek?
Kapatmıyoruz!

Başbakan’ı ya da yardımcısını “eve kapatsak” kişisel sağlıkları için elbette daha güvenlidir.
Kapatmıyoruz!
İstanbul’u da kapatsalar, Berlin’i de...

Paris’i de kapatsalar Madrid’i de daha güvenli...

Kapatmıyorlar!

Kıbrıslı Rum liderliği Baf’ı niye kapatmıyor, Larnaka’yı niye?

Ne zamandan beri “sınır” muamelesi yapıyor, ortadaki çizgiye?

“Karantina” neyin nesi, yabancı bir ülke değil burası...

***

Kıbrıs’ın güneyinde 80 bine yaklaşıyor test sayısı ve birkaç vaka var artık!

Kuzeyde görünen o ki hiç yok…

Öyle “salgın tehlikesi” durumu görünmüyor.

Anastasiadis de UBP HP de “salgın”ın üzerine yatıyor sanki...
Dünya Sağlık Örgütü’nün “bölgeleri karantina altına alma”ya yönelik vaka ve test oranları nedir?

***

Güneyden hastalık gelmesi ihtimali, gemilerle ha bire gelen personelden daha mı fazla?
Peki Kıbrıslı Rum liderliğine ne diyeyim şimdi, siz, kendi yurttaşınıza, kendi yurdunda, hangi yasal zeminle “karantina” uygularsınız?
Dedim ya!

Almanya - Fransa sınırı değil burası, üstelik vaka sayısına dair de tablo ortada...

***

Bir avuç ülkede, bir salgını birlikte yönetmekten aciz ve isteksiz hallerimizdir en acısı...

Kıbrıs adasını bir “cazibe merkezi” yapmak varken, birlikte...

Yazık be bu güzelliğe...

Bu toprağa, bu insana, bu hayata...

 

barikat-001.jpg

 

 

 

Bu yazı toplam 2283 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar