1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Tarihe tavrınız kalır
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Tarihe tavrınız kalır

A+A-

1-151.jpg

Şimdi gözler 2'nci turda partilerin hangi adaya destek vereceğine çevrildi.
Bu kararların sandık sonuçlarından bağımsız önemi var.
Çünkü mesele kişiler değil, siyaset.
Bir "tavır" ortaya koyuyorsunuz ve partinizin tarihine geçiyor.
Kuşaktan kuşağa aktarılıyor.
O öyle demiş, bu böyle, unutuluyor gün gele…
Öfkeler ya da aşklar anımsanmıyor.
Sizin tavrınız hatırlanıyor ve demokrasiye dair sonuçları…

***

Sandık sonucundan bağımsız diyorum, çünkü muhtemelen genel seçimde CTP'ye oy vermeyen çok insan, geçtiğimiz hafta sonu Tufan Erhüman'ı tercih etti.
Bunları tümünün Akıncı'ya yöneleceğini düşünmüyorum.

Ama öte yandan genel seçimde CTP'ye oy verecek pek çok seçmen de Akıncı'ya gitti.
Erhürman oylarının tümünü Akıncı’ya yazmak yanılgı olur.
Tıpkı Serdar Denktaş ya da Kudret Özersay'a yönelen oyları Tatar’a yazamayacağımız gibi…
Halkın Partisi’nden sanmıyorum ki Tatar’a oy yönelsin!
Yeniden Doğuş seçmeni geleneksel olarak “Türkiye’ye yakın” olsa da Tatar’ın tavırlarına öfkelidir…

***

Mesele 'kişisel' değil artık.
Kavga yurt kavgası…
Yoksa Mustafa Akıncı'nın – pek çok diğeri gibi - yüksek bir kibir sahibi olduğunu biliyoruz.
Kendi 'mahallesi' içinde yaşıyor sol siyaset, çoğunlukla...
Ne o mahalleden dışarıya çıkıyor kolay kolay, ne de yeni birileri girebiliyor oralara…
Köşe başları tutulmuş.
Ne ilginçtir, tarihsel olarak “biat” siyasetine karşı duran gruplar, kendilerine biat edilmediği zaman saldırganlaşıyor.
Solun en temel sorunlarından biri bu!

***

Peki yüzümüze gelen yumruğa karşı iki elimizi birleştirerek gözümüzü, sözümüzü, gülüşümüzü koruyacak duyarlılığımız yok mu?
Bu sağ ya da sol ötesi bir ‘yurtseverlik’ kavgasıdır artık.
Tatar'ın siyaseti 'ilhak' siyasetidir.
Milli masaların kuytusuna gizlenmiş, üzeri parayla örtülmüş bir ilhak.
"Egemenlik" diye diye talimat alıyor.
Çözümsüzlüğü savunuyor ve sokağa milliyetçilik salıyor.
Çok tehlikeli bir yere sürüklüyor ülkeyi...

***

O nedenle seçmene yapılacak çağrı bu tehlike üzerinden olmalıdır.
Akıncı'nın son beş senede izlediği yolculuk federal kültürü büyütmemiş, irademizi güçlendirmemiş, özgürlükleri genişletmemiştir ne yazık.
Ama hesaplamamız gereken Tatar'la varılacak limandır.
Düşünmek bile istemiyorum.

***

Cumhuriyetçi Türk Partisi'nin kararı ne olursa olsun; bu ülkede özgürlüklere, demokrasiye, irademize ve çözüme inanan herkesin çok çalışması gerekiyor.
CTP de eğer Akıncı'ya destek verecekse - ki tarihi sorumluluğu bunu gerektiriyor, bundan kaçmaz - bu sözde olmamalı, yeniden sokağa inmeli, kendi seçimiymiş gibi çalışmalıdır.

***

Mustafa Akıncı'ya düşen görev de alçak gönüllü davranarak elli yıllık bu partinin kadrolarına saygı duymasıdır. Öyle ‘köprüyü geçene kadar’ değil. Bir ziyaret, güler yüz, insan kaynakları ve deneyimine dair ortaklık, dayanışma mesajı herkese kazandırır. Tüm topluma yönelik de korkudan ve gerilimden uzak bir üsluba ihtiyaç vardır.

Federal dil her daim ve her yerde önemlidir.

***

Şimdi mesele tavırdır, duruştur, siyasettir.
Samimiyettir.

Tarihe bu kalır.

Bu yazı toplam 3405 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar