1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. Tarihi gün…
Tarihi gün…

Tarihi gün…

Anayasa Mahkemesi’nin Din İşleri Başkanlığı’na ilişkin kararının ardından Kıbrıs’ın kuzeyindeki yargıyı hedef gösteren Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamaları, hukukçular tarafından kitlesel bir eylemle protesto edildi. 

A+A-

Devrim DEMİR

Anayasa Mahkemesi’nin Din İşleri Başkanlığı ve hafızlık eğitimine ilişkin kararının ardından yargıyı hedef gösteren Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklaması hukukçular tarafından kitlesel bir eylemle protesto edildi. 

Kıbrıs Türk Barolar Birliği ve mahalli baro üyesi yüzlerce avukat Lefkoşa’daki tarihi mahkeme binası önünde toplandı, eylemde basın açıklaması okundu.

Eyleme Kıbrıs Türk Barolar Birliği Konseyi, Lefkoşa Mahalli Barosu, Güzelyurt Mahalli Barosu, Girne Mahalli Barosu ve Mağusa Mahalli Barosu, destek verdi.

Barolar Birliği, “yargı bağımsızlığının demokrasinin güvencesi” olduğuna vurgu yaparak, “avukatların toplumun tüm kesimleriyle birlikte, yargının işleyişine dönük tüm saldırılara karşı hukuk devletinin temeli sayılan yargı bağımsızlığını her koşulda savunmaya devam edeceklerini” vurguladı. 

Eylem için Mahkemeler önüne kortejle gelen avukatlar, ellerinde çerçevelenmiş Atatürk fotoğrafı taşıdı. 

“Yargı bağımsızlığına sahip çıkıyoruz” pankartı açılan eylemine, Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik ile bazı yargıçlar Mahkemeler binası balkonundan selamlayarak destek verdi. Mahkeme binasından basın açıklamasını dinleyen Şefik ve Yüksek Mahkeme Yargıçları alkışlarla eyleme destek verdi.  Eyleme ayrıca 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, bazı milletvekilleri, sendikalar, kurum kuruluş ve vatandaşlar da katılarak destek belirtti.

Kıbrıs Türk Barolar Birliği Konseyi, Lefkoşa Mahalli Barosu, Güzelyurt Mahalli Barosu, Girne Mahalli Barosu ve Mağusa Mahalli Barosu’nun imzaladığı açıklamayı Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı okudu.

 

 “Açıklamalar, yargı organımıza yönelik ağır bir saldırıya dönüşmüştür”

Kıbrıs Türk Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı Anayasa Mahkemesi tarafından verilen kararın ardından, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere birçok yetkilinin, kararın içeriğini bilmeden açıklama yaptığına vurgu yaptı.

Esendağlı, “Ya da kasten çarpıtarak yaptığı açıklamalar, yargı organımıza yönelik ağır bir saldırıya dönüşmüştür” diyerek, kararın açıklanmasından sonra, yalan haberlere dayanılarak verilen kışkırtıcı demeçlerin, toplum içinde hınç ve linci körüklemeye yönelik olduğunun altını çizdi.

Mahkemenin  kararının, Kıbrıs Türk Toplumunu var eden en temel değerleri saldırı altına almak için mazeret olarak kullanıldığına işaret eden Esendağlı, “Bu noktada hukukun üstünlüğünü ve hakikate dayalı adaleti savunabilmek için başta hukuk uygulayıcılarının ve toplumun her kesiminin gereken tepkiyi göstermesi çok önemlidir” dedi.

yy-066.jpg

“Yargı bağımsızlığı, sadece mahkemelerin değil; siyaset ve demokrasinin de güvence altına alınması için elzemdir. Toplum içindeki farklılıklara eşit mesafede durup, tüm kesimlerin hak ve özgürlüklerini koruyacak olan yargı organıdır” şeklinde konuşan Esendağlı,  kuvvetler ayrılığı ilkesine göre farklı görev ve yetkileri olan yasama, yürütme ve yargı organlarının birbirinin üstünde egemenlik kurması ve baskı uygulamasının hukukun üstünlüğüne dayanan sistemi ortadan kaldıracağını vurgu yaptı.

baro-eylem-2-001.jpg

Kararlar tartışılabilir, eleştirilebilir ama egemenliği elinde bulunduranlar tarafından tehdit edici şekilde linç malzemesi haline getirilemezler”

 “Kısacası hukuk devleti ile yargı bağımsızlığı arasında oldukça sıkı bir bağ vardır. Gerek idari yargı gerekse anayasa yargısı, devleti idare eden siyasilerin keyfi, hakkaniyete aykırı ve eşitliği ortadan kaldırıcı uygulamalarının önüne geçecek hayati birer araçtır” diyen Esendağlı,  yargılama süreçlerinin bağımsız bir şekilde yürütülmemesi halinde, varılacak kararların siyasi iktidarın tekeline kalacağına dikkati çekti.

“Bu durum adalete değil ideolojilere hizmet eder. Böylece yönetimde olan siyasi görüşün egemenliğine muhalif olan kesimlerin hak ve özgürlükleri hukuka aykırı bir şekilde sınırlandırılır ve insan hakları yok sayılır” şeklinde konuşan Esendağlı, şunları söyledi: “Tarihsel süreç, bunun acı ve yakın örnekleri ile doludur. Halbuki yargının görevi, hukuki eşitliğin sağlanması ve iktidarın keyfi uygulama yapmasının engellenmesidir. Bu noktada mahkemelerin, hiçbir kişi veya kesimin veya siyasi otoritenin etkisi altında kalmadan karar verebilmesi gerekir. Anayasamızın 136. maddesinde yargıçların, bağımsız ve hukuka uygun karar verirken hiçbir kesim tarafından kendilerine talimat verilemeyeceği, genelge gönderilemeyeceği, tavsiye ve telkinde bulunulamayacağı belirtilmiştir. Kararlar tartışılabilir, eleştirilebilir ama egemenliği elinde bulunduranlar tarafından tehdit edici şekilde linç malzemesi haline getirilemezler”

 

“KKTC yetkililerinin açıklama yapmaması kabul edilebilir değildir”

Mahkeme kararının ardından başka bir ülkenin siyasi liderliğinin, KKTC Yüksek Mahkemesi’ne, tehdit ve hakaret dolu bir jargon kullanmasını,  hedef göstermesini bir kırılma noktası olarak gördüklerini kaydeden Kıbrıs Türk Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı şöyle devam etti: “KKTC’deki yetkililer, yargının bağımsızlığına yönelik tek bir açıklama dahi yapmadılar. Bu, kabul edilebilir değildir. Bu gelecek nesillere izah edilebilecek bir şey değildir. Biz Kıbrıs Türk Barolar Birliği adı altında örgütlü bulunan avukatlar olarak toplumun tüm kesimleriyle birlikte, yargının işleyişine dönük tüm saldırılara karşı hukuk devletinin temeli sayılan yargı bağımsızlığını her koşulda savunmaya devam edeceğimizi bildiririz. Eylem kararının açıklandığı andan itibaren sahip çıkan, destek beyan eden, bunun adeta toplumsal bir harekete dönüşmesini sağlayan ve bugün bizzat buraya gelen herkese sonsuz teşekkür ederiz.”

n2-040.jpg

baro-eylem-7.jpg

Erdoğan ne demişti?

Anayasa Mahkemesi’nin Din İşleri Başkanlığı’nın “hafızlık belgesi vermek gibi yetkilerini Anayasa'ya aykırı bulmasının ardından Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan karara sert tepki göstermişti.

 Erdoğan "KKTC Anayasa Mahkemesi Başkanı süratle bu yanlışından dönmelidir, yoksa bizim atacağımız adımlar da farklı olacaktır" diyerek açıkça Kuzey Kıbrıs mahkemelerini hedef göstermişti.

Erdoğan "Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın laikliği bilmesi gerekiyor. Türkiye'de din eğitimi konusunda sorunlar çözülmüştür. Kuzey Kıbrıs bir Fransa değildir" şeklinde konuşmuştu.

nn-082.jpg
Eylemi Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Şefik de selamladı


Avukatlar YENİDÜZEN’e konuştu…

“Bizim yanlıştan dönmemizi bekliyor, biz de yanlıştan dönmesini bekliyoruz”

 

Ongun Talat: “Yargıya müdahale edilmesine asla izin vermeyeceğiz”

Avukat Ongun Talat, Kuzey Kıbrıs’ta “kabul edilemez müdahalelerle karşı karşıya kalındığını” söyledi. Yargının bağımsızlığı, toplumun demokratik işleyişi bakımından vazgeçilmez olduğunu söyleyen Talat şunları söyledi: “Bu toplumun demokratik işleyişi bakımından hukuk devleti ilkeleri ile yönetilmesi bakımından vazgeçilmez oldu ve bu anlamda buna sahip çıkmak toplumun görevidir. Bugün sesimizi buradan duyurmak ve yargıya müdahale edilmesine asla izin vermeyeceğimizi bir kez daha belirtmek için toplandık. Bundan sonrada uzun soluklu bir mücadele edileceğine benziyor.”

 

Boysan Boyra:Hukuk sistemimiz dâhil her şeyi Türkiye ile uyumlu hale getirmeye çalışıyor”

Tanınmış avukatlardan Boysan Boyra, son yaşanan olay ve açıklamaların ciddi sıkıntıya neden olduğunu söyledi. Türkiye Cumhurbaşkanı’nı yargı bağımsızlığı konusunda düşünmeye davet ettiğini ifade eden Boysan Boyra, “Son yaşadığımız olaylar ciddi bir sıkıntı vesilesi olmuştur. Bizi yargı bağımsızlığı olmadığı konusunda, düşünmeye davet etti Sayın Erdoğan ayrıca hukuk sistemimizi her şeyi ile Türkiye ile uyumlu hale getirmemiz gerektiğini söyledi. Fransa olmadığımız da söylediğine göre, demek ki neyiz bu toplumun kafasında çok ciddi şüpheler uyandıran, bir konu oldu. Bizim yanlıştan dönmemizi bekliyor biz de kendisinin yanlıştan dönmesini bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

 

Emine Çolak: “Olanlara sessiz kalmamak bugün en güçlü ispattır”

Avukat Emine Çolak, “olanlara sessiz kalınmaması gerektiğini” söyledi. Yapılan açıklamalar sonrası, halk ve baronun genel tepkisinin ne kadar güçlü olduğunun bir kez daha ispatlandığını ifade eden Çolak, “Bugün burada olmak, ne kadar güçlü olduğumuzu gösterdi. Bu durumun sindirilmemesi gerektiğini ortaya koydu. Mutluyum ve guruluyum” dedi.

 

Mustafa İlgen: “Dış müdahaleleri şiddetle kınıyoruz”

Avukat Mustafa İlgen, son günlerde yargı bağımsızlığına, özelde ise Kıbrıs Türk halkının tüm kurum ve kuruluşlarına, karakterine, özüne, değer yargılarına ve kimliğine artarak bir saldırının olduğunu kaydetti. İlgen, yapılan eylemde yargı bağımsızlığı ve yargının kararlarının telkin ve talimatlarla değiştirilmesi bunun talep edilmesine karşı çıkmak olduğunu kaydederek, “Biz avukatlarda zaman zaman yargı kararlarını, eleştirdiğimiz noktalar olmakta ancak hiçbir zaman yargının bağımsızlığı tehdit eder noktaya taşınmadı bu gibi dış müdahaleleri şiddetle kınıyoruz. Bunun arkasında da durmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

 

Seda Okgül: “Adalet, yargı bağımsız erklerdir böyle kalmalı”

Yargının toplumun iradesini ortaya çıkaran demokratik bir sistem olduğunu söyleyen Avukat Seda Okgül, İrade çok önemlidir yargı bir toplumun iradesini, ortaya çıkaran demokratik bir sistemdir. Bugün karşımıza çıkan mesele toplumun iradesini tahakküm altına alma görüntüsüdür adalet, yasama, yürütme, yargı bağımsız erklerdir bu böyle kalmalıdır” şeklinde konuştu. 

 

Özgü Özyiğit: “Hükümetin açıklama yapmaması düşündürücü ve üzücü”

Hükümet kanadının Erdoğan’ın yargıyı hedef göstermesi sonrasında hiçbir açıklama yapmadığını kaydeden Avukat Özgü Özyiğit, “Beni tek üzen nokta hükümette olan hiç kimse bir tane açıklama yapmadı. Bence o koltukları daha fazla işgal etmesinler çünkü açıklama yapması gereken hükümettir” dedi.  

 

Ayşe Öztabay: “Yargının bağımsızlığı hususunda mücadelemiz hiç bitmeyecek”

Erdoğan’ın açıklamalarını “yargı bağımsızlığına müdahale edecek ciddi açıklamalar” olduğunu kaydeden Avukat Ayşe Öztabay, buna itiraz olduğunu, bunun da avukatlardan geldiğini kaydetti. Çok ciddi bir tepki verdiklerini ifade eden Öztabay şunları söyledi:  “Yargı bağımsızlığına müdahale edecek ciddi açıklamalar oldu. Buna ilk başta itiraz meslektaşlarımızdan geldi. Çok ciddi bir tepkiydi. Yüksek Mahkeme Başkan ve yargıçlarımızın da yargı emekçilerinden aldığı bir güç var, biz gereken tepkiyi verdik. Bundan sonra yapılacak olan açıklamalarda çok dikkatli olunmalı. Yargı bizim olmazsa olmazımızdır devrilemez kalemizdir. Bu hususta kesinlikle müsamaha göstermeyeceğiz. Hem sosyal devlet anlayışı ve demokrasi gereği yargının bağımsızlığı hususunda mücadelemiz hiç bitmeyecek.”

 

Yağmur Seroydaş: “Yabancı bir devlet başkanının açıklaması kabul edilir değildir”

Avukat Yağmur Seroydaş, yargı bağımsızlığını korumak için bir araya geldiklerini söyledi. “Yargı bağımsızlığının çok elzem, demokrasi ve insan hakları temeline oturan bir husus olduğunun” altını çizen Seroydaş, “Yargımızın kararlarının bilimsel eleştiri dışında yapısını değiştirmeye yönelik sadece verdiği kararlardan dolayı sözler sarf edilmesi hele yabancı bir devlet başkanı tarafından yapılması bizim açımız tarafından kabul edilebilir bir şey değildir. Tamamen vilayet olarak görme üründür, bundan bağımsız olarak yargı bağımsızlığına böyle bir müdahalenin yapılması endişe ve kaygı vericidir” diye konuştu.  

 

Ürün Solyalı: “Gerekli mücadeleyi her ortamda vermeye hazırız”

Yargının bağımsızlığı ve hassasiyetine “tehdit ve direktif verir derecede konuşulmasının ciddi bir rahatsızlık ortaya koyduğunu” kaydeden Avukat Ürün Solyalı, yanlış bilgilere dayanarak yargının bağımsızlığına ilişkin açıklamalar yapıldığını kaydetti.

Solyalı, Erdoğan tarafından yapılan açıklamaların yargı ve avukatları rahatsız ettiğini kaydederek, “Bu sadece yargıya yapılan bir saldırı olarak değerlendirilmiyor tarafımızdan, bunun kurumlarımıza ve ilkelerimize yapılan bir saldırı olarak anlaşılması çok önemli. Artık yeni bir mücadele dönemi başladı. Türkiye yetkililerinin buraya bakış açısı samimiyetle dile vuruldu. Bundan ciddi anlamda rahatsız olduk bunun doğru zemine oturması için elbet gerekli mücadeleyi her ortamda vermeye hazırız” sözlerini kullandı.

 

Mevlidiye Atagül: “Bu kalabalık Sayın Erdoğan’a cevaptır”

Türkiye’den yapılan açıklamalar ile yargıya müdahale edildiğini ve bunun toplumda ciddi bir rahatsızlık oluşturduğunu kaydeden Avukat Mevlidiye Atagül, “Bugün tüm avukatların toplanmasının sebebi yargıya müdahale edilmesinin göstergesidir. Bugün edilen müdahalede Kıbrıs halkının yargı mekanizmasının ayakta kalacağına ve büyük bir topluluk şeklinde cevap vereceğinin göstergesidir. Sayın Erdoğan bugün yanlıştan dönmemizi bekliyor ancak biz toplu olarak, kendisine verdiğimiz cevap kendisinin yanlıştan dönmesidir.” şeklinde konuştu.  

Fotoğraflar: Burçin Aybars  / TAK / Sosyal medya

Bu haber toplam 10286 defa okunmuştur
İlgili Haberler