Tarihi Lefkoşa Tophane Mahallesi (2)
Tarihi Lefkoşa Tophane Mahallesi (2)
Tuncer Bağışkan
8. KIBRIS MÜZESİ
Baf Kapısı’nın güneyinde yer almakta olup Kıbrıs’ın en eski ikinci arkeoloji müzesidir. Kıbrıs’taki kaçak kazılar ile eski eser kaçakçılığını önlemek amacıyla Kıbrıs’ta ilk müze kurumu 1882 yılında kurulmuş, 1891 yılında ise Lefkoşa Viktorya Sokağı’ndaki 7 numaralı evde ilk müze açılmıştı. Depo niteliği taşıyan bu müzede ilkin yabancı kazılardan devletin payına düşen 6000 civarında eski eser sergilenmekteydi. Ancak zamanla çoğalan eski eserler binaya sığmadığından merkezi bir müzenin yapılması gerekmekteydi. Böylece Baf Kapısı yanında yapılacak olan yeni müzenin Neo-Klasik stildeki tasarımı Atina Arkeoloji Cemiyeti mimarı N. Balanos tarafından yapılır. 1908 yılında Kraliçe Viktoria’nın anısına temelleri atılan yeni müze inşaatının gözetim ve denetimi, daha sonraları müzenin müdürü görevine getirilecek olan George H. Everett Jeffery tarafından gerçekleştirilir. Ekim 1907 tarihinde başlatılan inşaatının ilk kanadı Mayıs 1909 tarihinde tamamlanarak ziyarete açılır. Müzenin genişletilmesini amaçlayan ikinci ek inşaat 1912 yılında, üçüncü ek inşaat 1914 – 1916 yılları arasında, dördüncü ek inşaat 1917 – 1918 yılları arasında, beşinci ek inşaat 1818 – 1919 yılları arasında, altıncı ek inşaat 1924 yılında ve depo ile ofis bölümlerinin yapımı ise 1961 yılında gerçekleştirilir. Böylece müze bugünkü şeklini almış olur.
9. NEOCLEUS YÜKSEK TİCARET OKULU VE CİVARINDAKİ ARKEOLOJİK KALINTILAR
1950 yılında Kıbrıs Rum toplumunun ileri gelen saygın öğretmenlerinden olan Kyriakos Neocleus ile eşi Elsi, Rum toplumu içinde eksikliği hissedilen ve klasik eğitime ek olarak ticaret dersleri de öngören özel bir Lise açmaya karar verirler. Böylece eskiden bir kulüp olarak kullanılan Evangelides ailesinin Millet Bahçesi’nin kuzey kapısı karşısındaki İngiliz sömürge dönemine ait eski konağını kiralarlar. Şimdilerde tamamen yıkılmış olan bu konağın eğitim vermeye uygun olmadığının Eğitim Müdürlüğü tarafından bildirilmesi üzerine binada acilen değişikliler ile ek odalar yapılması gerekir. Bu nedenle bu konak, ayni aileye ait yanındaki ikizi olan konaktan daha değişik bir görünüm kazanmış olur. Öğrenci sayısının artmasıyla daha sonraki 3 yıl içerisinde okula başka odalar da eklenir. Bu arada Yunanistan Eğitim Bakanlığı bu okulu, Yunanistan’daki okulların muadili olarak kabul eder. Ancak Kyriakos Neocleus’un Lefkoşa’daki Cikko Medoş’u bölgesinde kendi okul binasını inşa ettirmesi üzerine bu okul 1960 yılında boşaltılarak yeni binaya taşınır. Bir yıl sonar ise yeni okul binası devlet tarafından satın alınır. Bu gün bile yeni okul binasının üzerinde “Enkomi Cimlasyumu – Kyriakos Neocleus” yazılıdır. Arkadaşım Gaston’un babası olan Kyriakos Neocleous’u 2003 yılında tanıdıktan sonra onun gençliğimde on parmak daktilo yazmasını öğrenirken rehber olarak kullandığım ucu spiralli mavi ciltli kalın kitabın yazarı olduğunu da öğrenmiş oldum.
Neocleus Yüksek Ticaret Okulunun batısındaki Merkezi Planlama ve İnşaat Dairesi binasının temel kazıları sırasında çok büyük bir yapıya ait olduğu anlaşılan kalın duvarlı ve kalın sütunlu temel kalıntılarına rastlanmıştır. Lüzinyan döneminde temel kalıntılarına ait binalar surlar içinde idi. Ancak Venedik döneminde yıkılan bu binaların taşları Venedik surlarında inşaat malzemesi olarak kullanılırken, bu binalara ait kalıntılar yeni inşa edilen Venedik surlarının dışında kalmıştır. Kazılar sırasında alt katlarda Ortaçağa ait Scrafitto tekniğinde kap parçalarına, üst katlarda ise Osmanlı dönemine ait pipa kalıntılarına rastlanmıştır. Gerçekleştirilen arkeolojik kazılar hakkında yayın yapılmamış olmasına karşın bunların Lüzinyan dönemine ait Dominic kapısına, ya da Dominic sarayına ait kalıntılar olmaları olası görülmektedir.
10. TOPHANE MESCİDİ
Favierou ile Granikou Sokaklarının birleştiği köşede bulunan tek mekânlı Tophane Mescidi, varlığı bilinen en eski mescitler arasında yer almaktadır. İlkin 1642 yılında inşa edilmiş ve Kıbrıs muhassılı Mehmet Emin Efendi zamanında tamir edilmişti. Bilinen ve hatırlanan en eski imamı Gassel Mehmet Emin Efendi gösterilmektedir. İlk yapıldığında cephesinde Bolu kiremitleriyle örtülü saçaklı bir veranda vardı. Ancak mescit kullanılmayacak derecede harap olduğundan 19.7.1926 tarihinde yıkılmış ve eski mescide ait malzemeler de kullanılarak yerine £123-130’ya mal olan şimdiki mescit yapılmıştır. Bu mescit 14 Kasım 1926 Pazar günü düzenlenen törenle ibadete açılmıştır.
11. AHIRVAN (AHİ REVAN – VAH VELİ DEDE) DEDE TÜRBESİ
Bir zamanlar Millet Bahçesinin oluşturulduğu Kanlıdere’nin kenarındaki Tabakhane’nin (Debbağhane’nin) kuzeydoğu girişinde bulunan mescit, türbe ve bir mezardan oluşan bir ziyaret yeriydi. Kurulu olduğu alanın ilkin Lala Mustafa Paşa Vakfı’na ait olduğu Evkaf İdaresi tarafından iddia edilmiş olmasına karşın, daha sonraları Debbağ Derviş Efendi Vakfı’na ait olduğu ortaya çıkmıştır. Buradaki mezar Kıbrıslı Türklerin yanı sıra, Kıbrıslı Rumlar tarafından da kutsal sayılırdı. Kıbrıslı Türkler türbenin Lefkoşa’daki tabakların (Debbağların) piri "Ahi Revan Dede’ye" ("Ahırvan Dede" – “Vah Veli Dede”) ait olduğuna inanırlarken, Kıbrıslı Rumlar da Ayios Dimitrios adındaki Hıristiyan azize ait olduğuna inanırlardı. Türkler türbeyi ziyaret edip mezara yeşil bez örterlerken, Rumlar ise üzerinde kırmızı kurdeleden haç bulunan beyaz renkli bir kumaş örterlerdi. Türbenin kapısı yeşil renkli, penceresi ise demir parmaklıklıydı. Kapıdan başlayarak aşağıya doğru inen merdivenlerle, duvar içinde mezarın bulunduğu odaya girilirdi. O zamanlar burada ne bir imam, ne de vakfın mütevellisi vardı. Bu nedenle bakım ve tamiri bölgenin tabakları tarafından yapılırdı. 1892 yılında bakımsızlıktan tehlikeli duruma geldiğinden yıktırılması için faaliyete geçilmiştir. 1898 yılında tamir edilip yeniden ibadete açılması için Baş kadı tarafından Evkaf’a başvuruda bulunulduğu Evkaf arşiv belgelerinde kayıtlıdır. 1950’li yılların ilk yarısında tamamen yıkılarak ortadan kaldırılmıştır.
Hastalanan veya sıtmaya yakalanan çocuklarla yetişkinlerin türbeyi ziyaret etmeleri halinde sağlıklarına kavuşacaklarına inanılırdı. Hastaların sağlıklarına kavuşmaları için türbeyi ziyaret eden Türk ve Rumlar çeşitli uygulamalar içine girerlerdi. Sıtmaya karşı türbeye mum yakılır, pencerenin demir parmaklığına ise çaput bağlanırdı. Pencere demirine çaput bağlanması halinde sıtmanın da "bağlanmış" olacağı varsayılırdı. Ayrıca dua okunarak pamuk ipliğine düğümler atıldıktan sonra "Sıtma geçsin gelip çözeceğim seni" denilerek türbenin pencere demirine bağlanırdı. Sıtma geçince, pencerenin demirine bağlanan pamuk ipliğinin düğümleri Fatiha ile Yasin duaları okunarak çözülürdü. Sıtmaya yakalanan çocukların türbeye götürülmeleri ve elbiselerinden kesilen bir parça çaputun önce bileklerine, sonra da pencere demirine bağlanması adettendi. Çaputun önce bileğe bağlanması halinde sıtmanın çaputa geçeceği, daha sonra bilekten çözülüp pencere demirine bağlanması halinde ise çaputa geçen sıtmanın demirde bağlı kalacağı varsayılırdı. Ayrıca çocukların hasta olmaları şeytanlar tarafından değiştirildiklerine yorumlandığından, hastalanan çocukların da türbenin kapısına bırakılmaları adettendi. Daha sonra bu çocuklar oraya giden başka bir kadın tarafından alınarak annelerine para karşılığında satılırlardı. Böyle yapılması halinde, çocukların şeytanlar tarafından değiştirilmeyeceklerine, bu nedenle de sağlıklı kalacaklarına inanılırdı.
12. ESKİ İNGİLİZ OKULU, WOLSELY BARRACK VE LEFKOŞA KAZA MAHKEMESİ
Lidra Palace barikatının gerisinde bulunan şimdiki Lefkoşa Kaza Mahkemesi ile Yüksek Mahkeme binaları ilkin 1907 – 1909 yılları arasında İngiliz Okulu olarak İngiltere’deki görkemli halk okulları gibi Neo-Tudor stilde yapılmıştır. İki katlı olan binanın planları İngiltere’den getirilip George H. Everett Jeffery tarafından yeniden tasarlanmış ve İngiliz Sömürge Yönetimi adına Rev. F. D. Newham tarafından inşa edilmiştir. Önceleri merkez binasının cephesindeki avlunun çevresine düzenli bir şekilde iki kanat ve cephesine ise bir bekçi evi yapılması tasarlanmıştı. Ancak iki yan kanat yapılmış olmasına karşı bekçi evi yapılmamıştır. Merkezi binanın cephesine daire şekilde yapılan saat yerine herhangi bir saat konmadığı, ya da konan saatin kaybolduğu tahmin edilmektedir. Merkez binanın cephesinde halen İngiliz okulunun aslan kabartmalı amblemi bulunmaktadır. 1931 ayaklanması sırasında bu binalar Savaş Dairesi’ne devredilmiş ve o tarihten sonra da “Wolsely Barrack” adıyla bilinmeye başlanmıştır. (Şimdiki yeni İngiliz Okulu ise Vali Konağı’nın yanına yapılmak üzere temelleri 13 Nisan 1938 tarihinde atılmış, açılışı ise 17 Nisan 1939 tarihinde yapılmıştır) Buradaki binalar Wolsely Barrack olarak kullanılırken ihtiyaca yetmediğinden 1931 – 1938 yılları arasında merkezi binanın çevresine Kamu İşleri Dairesi (PWD) mimarları ile mimar Joseph Gaffiero’nun tasarımlarıyla diğer İngiliz Sömürge dönemi binaları yapılmıştır. Şimdilerde Lefkoşa Kaza Mahkemesi ile Yüksek Mahkeme olarak kullanılan buradaki çoğu binalar 1938 yılında tamamlananlardır. Ancak bu binalar verilen hizmetlere zamanla yetersiz kaldığından bunlara asıllarına uymayan eklentiler de yapılmıştır.
13. HAMAM KALINTILARI
Megalou Alexandrou ile Aledxiou Komninou sokaklarının kesiştiği noktada bulunan hamam kalıntıları Lefkoşa Kanalizasyon Kurulu’nun Ofislerinin yapılması için 2005 yılında gerçekleştirilen temel kazıları sırasında açığa çıkmıştı. Kalıntılar açığa çıktıktan sonra burada Kıbrıs Cumhuriyeti Antikalar Dairesi adına başkanlığını Dr. Giorgos Georgiou’nun, kazı asistanlığını Efthymia Alphas ile Elias Christofi’nin yaptığı arkeolojik bir kazı gerçekleştirilmiştir. Kazılar sırasında hamamın Hipokaust (alttan ısıtma) sistemi, bazı temel kalıntıları, kullanılmış su ile temiz su kuyuları ve diğer kalıntılar ortaya çıkmıştır. İlk belirlemelerde bu kalıntıların bir Osmanlı hamamına ait olduğu söylenmiş olmasına karşın, hamamın klasik Osmanlı tipinde olmaması ve burada Venedik sikkelerinden oluşan bir definenin bulunması nedeniyle ortaçağa ait olduğu belirlemesinde bulunulmuştur. Kazılar sırasına bulunan 83 adet Venedik sikkesinin 4 tanesinin Dük Markantonio Trevisano (M.S 1535-1554), 1 tanesinin Dük Fransesco Venerio (M.S 1554 – 1556), 25 tanesinin Dük Laurenzo Prioli (M.S 1556 – 1559) ve 50 tanesinin Dük Hieronimo Prioli (M.S 1559 – 1567) tarafından darp edilmiş olduğu belirlenmiştir. Böylece bu definenin M.S 1567 – 1570 yılları arasında bulundukları yere saklanmış olabileceği varsayımında bulunulmuştur. Bu dönemde hamamın yıkılmasına neden olabilecek önemli bir olayın vuku bulmuş olabileceği varsayımı üzerinde de durulmuştur. Bilindiği üzere Venedik surlarının inşaatına başlama tarihi 1567 olup, sur inşaatına taş temini için kent evleri ile tarihi kiliselerin yanı sıra, hamamın da o sırada yıkılmış olabileceği tahmin edilmiştir. Şu anda hamam kalıntıları Lefkoşa Kanalizasyon Kurulu binanın altındaki otoparkın gerisinde özel olarak yapılan ayrı bir bölümde korunmakta olup ziyarete açık bulundurulmaktadır.
14. ORTAÇAĞ CASTELLİOTİSSA KİLİSESİ
Baf kapısındaki Polis binasının karşısındaki bu kilise Lüzinyan dönemine tarihlenen ikinci saraya, ya da Santa Clara Kadınlar Manastırına ait olduğu tahmin edilmektedir. M.S XI. yüzyılda adanın başkentinin Lefkoşa olmasına karar verildiğinde kilisesinin bulunduğu yerde bir Bizans kalesi vardı. İngiltere kralı Aslan Yürekli Richard adayı Templer Şövalyeleri’ne kiraladıktan sonra bu kale bir üst olarak kullanıldığından “Templer Kalesi” adıyla bilinir olmuştur. Ancak Şövalyeler halktan aşırı vergi aldıklarından ayaklanan halk 4.Nisan.1192 tarihinde kaleyi kuşatırlar. Şövalyeler düştükleri zor durumdan kurtulabilmek için atlarıyla kaleden çıkış yapıp Lefkoşa sokaklarında birçok kişiyi kılıçtan geçirirler. Bu kale günümüze gelmemiş olmakla birlikte, Kral naibi Alice’nin bakır mühründe resmedildiğinden şekli hakkında bilgi edinilmektedir.
Osmanlı döneminde Castelliotissa Kilisesi Baf Kapısındaki askeri kışlanın mühimmat deposu olarak kullanılmıştır. Zamanla çeşitli değişikliklerle kullanımına devam edilir. Fransız tarihçi Rene de Mas Latrie, XIX. Yüzyılda un değirmeni olarak kullanıldığını yazar. 1920 yılı civarında petrol deposu olarak kullanılır. 1935 yılında restore edilen kilse 1960 yılında bir Ortaçağ müzesine dönüştürülür. Ancak rutubet nedeniyle dağıtılarak başka bir yere taşındıktan sonra burası Antikalar Dairesi tarafından depo olarak kullanılmaya başlanır. 1992 yılından beridir Eğitim ve Kültür Bakanlığı denetiminde çeşitli kültür-sanat etkinliklerine ev sahipliği yapmaktadır.
15. OSMANLI BANKASI
Kıbrıs’ta ilk kurulan ve yaygın olarak “Osmanlı Bankası” adıyla bilinen “Bank-ı Osmanî-i Şahane” hakkındaki bilgilerimiz büyük oranda Lorans Tanatar Baruh ile Alexander Apostolides’in Nisan 2015 tarihli “Toplumsal Tarih Dergisi”nde yayınlanan araştırma yazılarına dayanmaktadır. Bankanın Lefkoşa merkez binası şu anda Baf Sokağındaki askeri bölgede bulunmaktadır. İlkin bir ticari banka olarak kurulan, sonraları ise Kıbrıs Hükümetinin bir devlet bankasına dönüşen Osmanlı Bankası’nın ilk şubesi Mayıs 1864 tarihinde Kıbrıs’ın en önemli liman kenti olan Larnaka’da açılmıştı. Bankanın açılışında genel müdür Yardımcısı Edward Gilbertson ile Halilton Lang’ın büyük katkıları olmuştur. Bunu 1878 – 1879 yılları arasında Lefkoşa ile Limasol ofislerinin açılışı izler. Banka Osmanlıya ait olmasına karşın 1878 – 1914 yılları arasında İngiliz Sömürge Yönetiminin denetiminde kalır. 1899 yılında Lefkoşa, bir sene sonra da Limasol şubeleri müşteri kabul etmeye başlar. Nihayet 1906 yılında Mağusa’ya, 1921 yılında ise Baf ile Trodos’a da birer şube açılır. 1907 yılından sonraki yıllarda bankanın merkezi Lefkoşa’ya taşınır. Bankanın Lefkoşa’da faaliyet göstereceği bir binanın yapımı için ilkin Evkaf İdaresiyle anlaşmaya varılır. Kira miktarı ise daha önce ödenenden 36 sterlin daha fazla, yani 84 sterlin olacaktı. Amblemi zeytin ağacı olan bu banka 1963 hadiselerine kadar varlığını Lefkoşa’daki Baf Sokağı’nda sürdürür. Ancak çatışmaların başlaması üzerine sınır bölgesinde kalan bina kapatılarak Lefkoşa’nın güneyine taşınır. Eski bina 1974 yılında Kuzey Kıbrıs sınırları dahilindeki askeri bölgede kalır. Bu banka ilkin 1969 yılında Grindlays Bankasına devredilirken,1983 yılında tüm şubeleri Laiki Bank ile birleşen Kıbrıs Bankası tarafından devralınır. SON