
Tarihin tozlu sayfalarından yiyecekler
Fransa, gastronomi dünyasında iz bırakan tariflerle adını duyurmuş bir ülke olarak, mutfak tarihine damgasını vurmuştur. Her bir yemeği, bir sanat eserine dönüşen yemekler arasındaki zarafetiyle öne çıkar.
Fransa, gastronomi dünyasında iz bırakan tariflerle adını duyurmuş bir ülke olarak, mutfak tarihine damgasını vurmuştur. Her bir yemeği, bir sanat eserine dönüşen yemekler arasındaki zarafetiyle öne çıkar. Bugün sizlere, Fransa'nın mutfak kültürünün en gözde lezzetlerinden iki tanesini tanıtacağım: Beef Wellington ve Ekler. Beef Wellington, kökeni konusunda tartışmalar olsa da, mutfak dünyasında hak ettiği saygıyı kazanmış bir başyapıttır. Hem şık sofraların hem de özel günlerin vazgeçilmezi haline gelen bu zarif yemek, Fransız mutfağının inceliklerinden esinlenerek İngiliz mutfağında kendine yer bulmuş ve zamanla uluslararası bir ün kazanmıştır. Öte yandan, Ekler, Fransız tatlılarının zirve noktalarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Şık bir çikolata kaplaması ve içindeki krema ile damaklarda unutulmaz bir iz bırakıyor. Bu yazımızda, Fransa’nın mutfak mirasını keşfederken, bu iki başyapıtın hem tarihsel kökenlerine hem de mutfaklarımızda nasıl hayat bulduklarına değineceğiz. Haydi gelin, birlikte bu eşsiz lezzetlere yolculuk yapalım.
Beef Wellington
Beef Wellington, lezzet dünyasında iz bırakan yemeklerden biri olup kökeni kesin olarak bilinmese de birkaç farklı teori bulunmaktadır. Popüler inanışa göre, Beef Wellington ismini 1. Wellington Dükü Arthur Wellesley’den almıştır. Wellesley, 1815 yılında Napolyon’u Waterloo Savaşı’nda mağlup ederek büyük bir zafer kazanmış ve İngiltere’nin en saygın figürlerinden biri haline gelmiştir. İddiaya göre, bu yemeğin ona ithafen adlandırıldığı düşünülmektedir, ancak tarihi belgelerde Dük’ün Beef Wellington ile doğrudan bir bağlantısı olduğuna dair kesin bir kanıt bulunmamaktadır. Bir başka teori ise Beef Wellington’ın aslında Fransız kökenli olduğu yönündedir. Yemek, Fransız mutfağında “Filet de Bœuf en Croûte” (Hamur İçinde Dana Fileto) adıyla bilinen klasik bir tarife oldukça benzemektedir. Napolyon Savaşları sonrasında İngiliz mutfağına adapte edilmiş olabileceği ve bu sebeple İngilizlere mal edildiği düşünülmektedir. Her ne kadar kökeni tartışılsa da, Beef Wellington’ın gerçek popülaritesi 20. yüzyılın ortalarında artmıştır. 1965 yılında ünlü şef Julia Child, televizyon programında bu yemeği tanıtmış ve geniş kitlelere duyurmuştur. Kısa sürede ABD ve İngiltere’de lüks restoranların menülerine giren Beef Wellington, özel günlerin vazgeçilmez yemeklerinden biri olmuştur. Günümüzde ise Gordon Ramsay, bu klasiği modern yorumlarıyla yeniden canlandıran isimlerden biri olarak öne çıkmaktadır. Ünlü şefin restoranlarında en çok tercih edilen yemeklerden biri olan Beef Wellington, artık hem şık sofralarda hem de ev mutfaklarında kendine yer bulmaktadır. İster İngiliz ister Fransız kökenli olsun, bu yemek, gastronomi tarihindeki yerini sağlamlaştırmış bir şaheser olarak sofralarımızı süslemeye devam edecek (The Cambridge World History of Food, 2000; Larousse Gastronomique, 2009; Ramsay, 2010).
Malzemelerim
- 1 kg dana bonfile
- 250 gr mantar
- 1 adet küçük soğan
- 2 diş sarımsak
- 2 yemek kaşığı tereyağı
- 1 yemek kaşığı hardal
- 8 dilim pastırma
- 500 gr milföy hamuru
- 1 adet yumurta (üzeri için)
- Tuz ve karabiber
- 2 yemek kaşığı zeytinyağı
Nasıl Yapıyorum?
- Dana bonfileyi tuz ve karabiber ile tatlandırıyorum. Bir tavaya zeytinyağı ekleyip, etin dışını yüksek ateşte her tarafı mühürlenecek şekilde yaklaşık 2-3 dakika kızartıyorum. Ateşten aldıktan sonra etin üzerine hardal sürüp dinlenmeye bırakıyorum.
- Mantarları, soğanı ve sarımsağı çok ince doğruyor veya mutfak robotunda çekiyorum. Tereyağı eklenmiş bir tavada karışımı suyunu tamamen çekene kadar, yaklaşık 10-15 dakika kavuruyorum. Soğuması için bir kenara alıyorum.
- Streç film üzerine pastırma dilimlerini hafif üst üste gelecek şekilde yerleştiriyorum. Üzerine hazırladığım mantar karışımını eşit şekilde yayıyorum. Bonfileyi en üste koyup streç film yardımıyla sıkıca sarıyor ve buzdolabında 30 dakika dinlendiriyorum.
- Milföy hamurunu un serpilmiş tezgaha alıp ince açıyorum. Dinlenmiş bonfileyi milföy hamurunun ortasına yerleştiriyorum. Kenarlarını sıkıca kapatıp dikiş yerini alta getiriyorum.
- Üzerine yumurta sarısı sürüp hafif bıçak darbesiyle çizikler atıyorum. Tekrar 15 dakika buzdolabında bekletiyorum.
- Fırını 200°C’ye önceden ısıtıyorum. Hamur altın rengi olana kadar yaklaşık 35-40 dakika pişiriyorum. Fırından çıktıktan sonra 10 dakika dinlendirip dilimleyerek servis ediyorum.
EKLER
Ekler, Fransız mutfağının klasiklerinden olup, "choux" hamurundan yapılan bir tatlıdır. Adını Fransızca "éclair" kelimesinden alır ve "parlak" anlamına gelir, bu da genellikle şekerli veya çikolatalı kaplama ile süslenen tatlının özelliğidir. Tarihi 19. yüzyılın başlarına, Fransız şef Marie-Antoine Carême'e kadar uzanır, ancak modern ekler formu ve adı, şef Sylvain Claudius Boucher tarafından 19. yüzyılın sonlarında kullanılmıştır. Ekler, su, tereyağı, un ve yumurtanın birleşiminden yapılan "choux" hamuru ile hazırlanır, ardından vanilyalı krem şanti veya pastacı kreması ile doldurulur ve genellikle parlak bir şekerli veya çikolatalı kaplama ile süslenir. Zamanla, Paris kafelerinden dünya çapında sevilen bir tatlı haline gelmiştir.
Malzemelerim
- 100 gram tereyağı(7 yemek kaşığı)
- 1 tatlı kaşığı toz şeker
- 1/4 çay kaşığı tuz
- 1 su bardağı su
- 1 paket vanilya
- 4 adet yumurta
- 1 su bardağı (2 yemek kaşığı fazla)un
Krema dolgusu için
- 3 su bardağı süt
- 1 adet yumurta sarısı
- 3 silme yemek kaşığı un
- 2 silme yemek kaşığı buğday nişastası
- 6yemek kaşığı toz şeker
- 1 yemek kaşığı tereyağı
- 1 paket vanilya
- 1 paket krem şanti
Çikolata sosu için
- 200 gram çikolata (bitter veya sütlü)
Nasıl Yapıyorum?
İlk olarak kremayı yapıp soğumaya bırakıyorum. Kremayı bir gece önceden de hazırlayabilirim, o şekilde de harika olur. Tereyağı, krem şanti ve vanilya hariç tüm malzemeleri derin bir tencereye alıyorum. Sürekli karıştırarak kıvam alıp kaynamaya başlayınca tereyağını ve vanilyayı da ekliyorum. Güzelce karıştırarak ocaktan alıyorum ve ara ara karıştırıp soğumasını sağlıyorum. Soğuyan kremaya toz krem şantiyi ekleyip mikserle çırpıyorum. Üzerini streçleyip buzdolabına kaldırıyorum. Ekler hamuru için su ve tereyağını tencereye alıyorum. Bir çimdik tuz ve şekeri de ekliyorum. Tereyağı eriyip su kaynamaya başlayınca tencerenin altını kısıp unu ekliyorum. Sürekli karıştırarak pürüzsüz bir kıvam almasını sağlıyorum. Tencereye yapışmayan bir hamur olunca altını kapatıp soğumaya bırakıyorum. Soğuyan hamura yumurtaları teker teker ekleyip mikserle karıştırıyorum. Hamuru sıkma torbasına alıyorum ve yağlı kağıt serili fırın tepsisine belli aralıklarla istediğim büyüklükte hamuru sıkıyorum. Önceden ısıtılmış 180 derecelik fansız ayar fırında 40-45 dakika pişiriyorum. Pişen ekleri hemen fırından almıyorum, yarım saat kadar fırın içinde bekletiyorum. Çikolatayı benmari usulü eritirken, soğuduktan sonra bıçakla ekleri ikiye bölüyorum. İçerisine kremayı sıkıyor ve üzerini kapatıyorum. Eklerin üst kısmını eriyen çikolataya batırıp antep fıstığıyla süsleyip servis yapıyorum.