Tarihsel Yolculukta Dergilerimiz ve AdresKıbrıs…
Bir asır boyunca, çok çeşitli dergiler yayınlandı bu coğrafya üzerinde…Ve fakat çoklarının yaşamı, uzun ömürlü olamadı…Kimisi üç beş, kimisi beş on, kimisi en çok kırk - elli sayı yayınlanabildi…Kırkla elli sayısına varamayanlar çok daha fazla…
Bülent Fevzioğlu
Yazınsal kültür tarihimizde ilk dergi yayını, 1920 tarihlidir…
‘‘İrşad’ adlı ilk dergimizin üzerinden bugün, yaklaşık, bir asır (97 yıl) geçmiştir…
Bir asır boyunca, çok çeşitli dergiler yayınlandı bu coğrafya üzerinde…
Ve fakat çoklarının yaşamı, uzun ömürlü olamadı…
Kimisi üç beş, kimisi beş on, kimisi en çok kırk - elli sayı yayınlanabildi…
Kırkla elli sayısına varamayanlar çok daha fazla…
Bunun içindir ki kimileri, yıllar yılı küçümsediler, alaycı yaklaştılar onca emeğe, çabaya ve yaşayamayan dergilerimize…
Ve bunun içindir işte,
- ‘‘Kıbrıs Türk edebiyatı bir dergiler mezarlığıdır’’ deyip durdular, yazıp çizdiler…
Oysa burda, ‘bir dergiler mezarlığıyız’ küçümsemesinde bulunmak yerine, ‘bir asır boyunca dergiciliğimize emek verenlere selâm olsun’ demek daha vefalı olmaz mıydı?
Basılı bir yayın organının (Gazete - dergi) hangi zor koşullarda ve nasıl bir yürek - emek ve özveri işçiliğinin alın terinde okurlarına ulaştırıldığını kaç kişi düşündü bu güne değin?
Bu zorlu yolun emek, fikir, yürek ve özveri işçileri elbette dergi ve gazetelerinin uzun soluklu olması, yıllarca ayakta ve hayatta kalması, okurlarıyla süreli buluşması için çıkarlar yola…
Fakat şartlar…
Başta ekonomik giderleri olmak üzere, sayısız sorunlarla boğuşur yayıncılar…
En önemli sorunlarından biri de, hiç kuşkusuz dağıtım ağıyla ilgilidir…
Hele bu sorun geçmiş yüzyıl içerisinde öylesine ağır bir yüktü ki o emek, fikir ve yürek işçilerinin omuzlarında…
Kuşkusuz, geçmiş yüzyıldan günümüze uzanan süreçte yazınsal arşivlerimizde yer bulan dergilerimizin tümünü isimleri ve onların emekçileri ile birlikte noksansız olarak burada anmak da kolay değildir, yazmak da…
İzninizle ben; 1920 tarihli ilk dergimiz İrşad’dan yola çıkarak 1970 yılına gelmek ve (1920 - 1970) ilk 50 yıl içerisinde gördüğümüz dergilerimizi anımsatmak isterim.
Lefkoşa’da Orundalızâde Abdülhâmit ve sonra Mehmet Nazım Bey tarafından 1 Haziran 1920 - 1 Nisan 1922 tarihleri arasında 23 sayı yayınlandığını bildiğimiz İrşad dergimizden hemen sonra, Larnaka’da, 31 Temmuz 1920 - 17 Mart 1923 tarihleri arasında ikinci dergimiz Ankebut yayınlanır…
1940’lı yılların ikinci yarısı, sonraki günlerde gelecek dergilerimizin başlangıcı olur…
40’lı yılların ilk dergisi, ilk nüshasını 1 Kasım 1944’te yayınladığı tahmin edilen Yeni Mecmua olur…
Sonra Dünya dergisi gelir, Temmuz 1945’te…
Şu bir gerçek ki; okuma alışkanlığının bile yaygın olmadığı yıllarda yayınlanan dergi ve gazeteleri arşivlemek ve geleceğe taşımak bilincinden söz etmek, çok daha zordu…
Bu nedenle geçmiş yüzyılımıza ait dergilerin tüm nüshalarına topluca uzanmak bir yana, o yıllara ait dergilerimizin ilk yayın tarihleri bile çoğunluğunda bilinmemekte, onların varlıklarından haberdar olmamız ise şu ya da bu şekilde günümüze ulaşabilmiş eksik – gedik nüshalarından ibarettir…
Bu bağlamda 1940’lı yılların dergilerini (Yeni Mecmua ve Dünya’dan sonra) yalnızca isimleri ile şöyle anabiliriz:
Ocak, Eğitim, Yeni Fikirler, İslâm Yolu, İleri, Zırıltı, İşçinin Yolu Şaşmaz, Kaynak, Rençper, Gençlik, Hür Fikir, Çardak, Kıbrıs Postası…
Adı geçen dergilerimiz içerisinde Yeni Mecmua’yı içeriğindeki zenginlik ve daha uzun süreliliği nedeniyle ayrı tutmalıyız.
Ertuğrul Aydın şöyle yazar:
‘‘29 Ekim 1944’te başlayıp 1945 yılı sonuna kadar yayını sürdüren Yeni Mecmua, Kemal Rüstem tarafından 15 günde bir Lefkoşa’da çıkarılır.
Dergi, ilk 19 sayısında ilk ve ortaokul öğrencilerine yönelik basit bir edebî yayınken 20’nci sayısından itibaren içerik değiştirerek daha çok kitaplar için yer ayırır.
Derginin 4’ncü sayısında yer alan, Namık Kemâl’in Kıbrıs’a sürgünü hakkındaki ‘Mağusa Zindanındaki İlk Gece’ (Haşmet Gürkan, 1996, s. 139) başlıklı yazı edebiyat tarihi için önemlidir’’
1952 yılında, Gençlik dergisi ile karşılaşırız…
1950-59 yılları arasında Kıbrıs Türk Lisesi Mezunlar Birliği tarafından ilk 11 sayısı yayınlanan aylık dergi, 12’nci sayısından itibaren yazar kadrosunu değiştirerek, 1958’de yeniden çıkarılır.
Yeni dönemde kadrosuna Fuat Veziroğlu, Neriman Cahit ve Salih Çelebioğlu isimlerini katan dergi, Kasım 1958’e kadar beş ay daha ara verir ve Şubat 1958’deki 18’nci sayısıyla yayın hayatı son bulur (Ertuğrul Aydın).
1955 – 1963 yılları arasında 9 dergi yayınlanır.
Bunlar;
Kıbrıs’ta Türk Sporu, Beşparmak, Çevre, Uyarı, Kıbrıs Dergisi, Hilâl, Şölen, İz ve İlke dergileridir…
Özer Hatay tarafından 1958-59 yılları arasında Halkın Sesi matbaasında basılan Kıbrıs’ta Türk Sporu, adından da anlaşıldığı üzere, dergicilik tarihimizin ilk spor dergisidir ve yalnızca 13 sayı yayınlanabilmiştir…
Kıbrıs Türk dergiciliği üzerine geniş bir araştırmada bulunan Ertuğrul Aydın, 1963 - 1974 yılları arasında yayınlanan 35 dergimizi şu isimleriyle verir:
‘‘İlke, Karga, Mücahit, Kaynak, Bucak, Öğrenci, Tuncer, Minik Kardeşi Süzgeç, Salkım, Yıldız Mecmuası, Topel, Yakın, Amcabey, Siyasi Bülten, Yıldız, Kıbrıs Türk Tabipler Birliği, Sanat Postası, Ar Magazin, Kültür, Çiftçi, Çağdaş, Hafta, Birincisi, İlköğretim Postası, Işık, İlk Sahne, Çaba, Çocuk, Teknik, Çağ, TMT, Mücahit, Kıbrıs Türk Tarih Kurumu ve Kemeraltı…’’
Yukarıda adı geçen dergilerimizin en büyük özelliği, 1960’lı yılların toplumsal çalkantıları içerisinde ve her türlü yokluğa ve yoksunluğa karşın ‘moral değer’ adına yayınlanmış kültür, sanat, mizah dergileri olmalarıdır…
Bunlardan Tuncer ve Topel dergileri o zor yıllarda verilmiş iki şehidin adına yayınlanırken, Karga ve Mücahit dergilerinin de yine 60’lı yıllar anılır ve yazılırken ele alınması gereken dergilerdendir.
Yine bu dönemin önemli dergilerinden biri olan Kaynak, Limasol’da, 1965-66 yılları arasında Doğan Hakkı Haktanır ve Bener Hakkı Hakeri tarafından 30 sayı yayınlanır…
1967’de, öğrencileri sanat ve edebiyat konularına özendirme amacını güden Çağdaş dergisi yayınlanır.
Ancak, sahipliliğini Hasan Kahvecioğlu, başyazarlığını ise Zeki Ali’nin yaptığı bu dergi de diğer dergiler gibi uzun ömürlü olmaz ve yalnızca 3 sayı yayınlanabilir…
Yrd. Doç. Dr. DAÜ – Eğitim Fakültesi, Türkçe Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Ertuğrul Aydın, Yeni Türk Edebiyatı Araştırmaları (Yıl 4, s 8) Temmuz-Aralık 2012 (S:159-172) sayısında yer alan ‘Kıbrıs Türk Dergiciliği’ başlıklı araştırma yazısında, 70’li yılların dergi yayınlarını da şu bilgilerle aktarır:
‘‘1968-70 yılları arasında yayınlanan, adı gibi haftalık olan, edebî ve aktüel konuları ön plânda tutan Hafta dergisi, Sadi Cemal Togan tarafından çıkarılır…
Yine, 1968’de Bener Hakkı Hakeri tarafından Birincisi adlı bir dergi yayınlanır…
Dergide yer alan bütün yazılar da Bener Hakkı Hakeri’ye aittir.
Dergi, adıyla paralellik gösterir gibi tek sayı sürer…
1970’de Çaba, Çocuk ve Teknik adıyla üç dergi yayın hayatına katılır.
Bunlardan Çaba, Cumhur Deliceırmak ve arkadaşlarının lise yıllarında çıkardıkları ve Genç Sanatseverler Derneği tarafından yayınlanan fikir, sanat ve edebiyat dergisidir.
Ekim 1979’den itibaren 7 sayı çıkan Çocuk dergisi ise Kıbrıs Türk Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından yayınlanır.
Aralık 1970’te çıkan Teknik ise bir başka kurum (Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği) tarafından yayın hayatına kazandırılır.’’
70’li yılların son dergisi, 1973’tarihli Kemeraltı dergisidir.
Kemeraltı, şair, araştırmacı yazar Bener Hakkı Hakeri’nin imzasını taşıyan bir dergi idi ve yine kendisi, şu bilgiyi verir:
‘‘1973-74’te Leymosun’da yayımlanan derginin ilk sayılarında kapağı Hürriyet Basımevi’nde (Leymosun’da) basılmaktaydı.
Ortadan iğneli, teksirle yayımlanan derginin sahibi ve her türlü sorumlusu B. H. Hakeri idi.
Sanat, düşünce ve aktüalite dergisi olan Kemeraltı’nda daha çok sanata yer verilmekteydi.
Haftalık olarak iki yıl kadar yayımlandı.
Dergi, adını, Leymosun’daki Kemeraltı’ndan aldıydı…’’
Dergilerimizle ilgili tarihsel yolculuğumuz 1920 tarihli İrşad dergisinden hareketle, 1973 tarihli Kemeraltı’na değin geldik…
Evet…
1920-1973 yılları arasında yayınlanan ve yukarıda adı geçen dergilerimizin yürüyüşleri uzun soluklu olamadı ve kimisi üç-beş, kimisi beş-on sayıdan sonra ne yazık ki kapanmak zorunda kaldılar…
Bunun içindir ki kimileri, yıllar yılı küçümsediler, alaycı yaklaştılar onca emeğe, çabaya ve yaşayamayan dergilerimize…
- ‘‘Kıbrıs Türk edebiyatı bir dergiler mezarlığıdır’’ deyip durdular, yazıp çizdiler…
Bütün bu anımsama ve anımsatmalardan sonra, ‘AdresKıbrıs’ dergimize geliyoruz…
Dergicilik tarihimizde muhteşem bir yolculuktur ‘AdresKıbrıs’ dergisi…
Şimdi, şu anda okunmakta olan dergi, 339 haftadır büyük bir emek ve özveri ile ulaşmakta okurlarına…
Ve bu yıl itibarıyla; yani yayınlanacak daha 8 dergisi sonrasında 7 yılı geride bırakarak, 2018’le birlikte sekizinci yaşına yürüyecektir…
Süreli bir yayın olarak, dergicilik tarihimizde ender varılan bir hedeftir bu…
Bu yazı üzerine son sözümü; ‘AdresKıbrıs’ dergisi için de aynen geçerli olduğunu düşünerek, günümüzden 72 yıl önce yazılmış bir cümleye bırakacağım…
İlk sayısını Temmuz 1945’te yayınlayan Dünya dergisinin sahibi, Hüseyin Cahit idi…
Cahit, derginin ilk sayısını sunarken, ‘Okuyucularla Bir Konuşma’ başlığı altında şu cümleyi kullanır:
‘‘Okuyucu az, kâğıt ve basım işleri pahalı…
Dergiden kazanç beklemek olası değil.
Ancak istenen tek şey, okuyuculardan ilgi ve destektir.’’