Tarımsal Kooperatifçiliğe teşvik için adım atılıyor
Şahali, “Hedefimiz 2019 itibarıyla kooperatifçiliği tarımsal destek programında daha görünür hale getirmektir."
Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Erkut Şahali, tarımsal üretimde maliyetlerin düşürülmesi ve ürünlere daha iyi fiyat bulunabilmesi için kooperatifçiliğin geliştirilmesi gerektiğini, bu amaçla üreticilerin kooperatiflere katılmasını teşvik için ise 2019’dan itibaren desteklerin kooperatifler aracılığıyla dağıtılmaya başlanacağını söyledi.
Ülkedeki tarımsal kooperatif başkanları, kooperatiflerin üretimde maliyetlerin aşağıya çekilmesi, üreticilerin mağdur duruma düşmemesi ve ürünlerin pazarlanması konusunda hayati rol oynayacağına inandığını, ancak üreticilerin kooperatiflere katılımını sağlamak için devlet tarafından atılması gereken adımlar olduğunu söyledi.
Bakan Şahali yaptığı açıklamada, kooperatifçiliğin getirebileceği faydaları üreticilere tekrardan iyice anlatmak gerektiğini, kooperatiflere üyeliği teşvik için üretici desteklerinin kooperatifler üzerinden dağıtılması için çalıştıklarını, buna faiz destekli kredi ile hibelerin de dahil edilebileceğini kaydetti.
Şahali, “Hedefimiz 2019 itibarıyla kooperatifçiliği tarımsal destek programında daha görünür hale getirmektir. Bugün tarımsal destek programında tek bir unsur bulunuyor. Arıcılık Kooperatifi aracılığıyla pazarlanan bal için kilo başına 1 TL destek sağlanmaktadır. Bu ve benzer uygulamalar 2019 destek programı içerisinde yer alabilir. 2020 yılı itibarıyla devletin tarımsal faaliyet destek programında kooperatifçiliğin belirleyici olmasını hedefliyoruz. 2019’te mevcudu geliştirmek 2020’de yeni bir düzene geçmek için çalışıyoruz” dedi.
Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Erkut Şahali, üreticilerin en büyük şikâyetinin girdilerin yüksekliği, ürün fiyatlandırma ve pazarlanması olduğunu; üreticilerin ürünleri için ödeneceği birim fiyatı, ürünün toptancılar tarafından pazarlandıktan sonra öğrendiğini, bunun da “sürdürülebilir bir yapı olmadığını” söyledi.
“FİNANSAL HİZMET SUNAN BİR YAPIDAN ÇIKMALI”
1974 yılına kadar kooperatifçiliğin üretimin bel kemiği olduğunu, ancak 1974 sonrası gelişen yeni düzende korkunç bir siyasileşme yaşandığını ve çok gerileme yaşandığını ifade eden Şahali, “kooperatiflerin sadece finansal hizmet sunan bir yapıdan çıkması, üretim ve pazarlama aşamasında üreticiye fayda sağlayacak bir yapıya dönüşmesi gerektiğini, kooperatifçilikte girdi maliyetlerinin toplu alımlarla aşağıya indirilebileceğini” vurguladı.
Erkut Şahali, “Esas olarak girdilerin aşağıya çekilmesi ve ürünlerin pazarlanması aşamasında üreticilerin birbirleriyle rekabet ederek ürünlerinin fiyatını aşağıya çekecek uğraşlardan kaçınması bakımından da kooperatiflere ihtiyaç var” dedi.
“POZİTİF AYRIMCILIK DÜNYANIN HER YERİNDE VAR”
İhracatta kooperatiflere ayrıcalık tanınması konusunda ise Şahali, kooperatifçiliğin dünyanın her yerinde pozitif ayrımcılığa tabi tutulduğunu, bunun da yasalarda yapılacak düzenlemelerle mümkün olabileceğini ifade etti.
“GIDA DENETİMLERİNDE ARAÇ OLABİLİRLER”
Gıda denetimlerinin devlet eliyle eksiksiz yapılmasının da mümkün olmadığını belirten Şahali, kooperatiflerin devlet ve üreticiler arasında hem gıda denetim hem de verim arttırma noktalarında önemli bir araç olabileceğini vurguladı.
Güzelyurt bölgesinde suyun idaresinin Sulama Birliklerine bırakılmasının bugün itibarıyla mevzuata aykırı olduğunu kaydeden Şahali, suyun kontörüne ek olarak üretici menfaatlerini geliştirme hedefi taşıyan kooperatiflere suyun kontrolünün devredilmesi için yasal düzenleme yapılabileceğine işaret etti.
“BANKACILIK DEĞİL TARIMSAL KOOPERATİFÇİLİK”
Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Ercilasun, üretici kooperatiflerinin özerk olması gerektiğini vurguladı.
Ercilasun, pek çok ülkede üretici kooperatiflerinin çok geliştiğini, Finlandiya’da et ürünlerinin yüzde 74’ü, süt ürünlerinin de yüzde 96’sı; Hollanda’da yüzde 93’ünün kooperatifler tarafından üretilip pazarlamasının yapıldığını belirtti. Ercilasun, ülkede kooperatifçiliğin kredi veren kurumlar olduğunu, model alınması gereken kooperatifçiliğin ise “tarımsal üretimi destekleyen” modeller olduğunu ifade etti. Ercilasun, ülkeye gelen bazı Hollanda süt ürünlerinin Hollanda’daki kooperatiflerin ürünün olduğunu, burada üreticilerin ortak pazarlama yaptığının görüldüğünü söyledi. Ercilasun, İtalya’daki kooperatiflerin çok katı kurallarla yönetildiğini, kurallara uyulmadığı takdirde ihraç cezaları dahi verildiğini ifade etti.
MUKAYYİTLİĞİN KURULMASI VE GERİYE GİDİŞ
Kıbrıs’ta 1960’lı yıllarında kooperatiflerin İngiltere, Almanya ve Arap ülkelerine sebze, meyve ve kuzu ihracatı yapmaya başladığını, 1980 yıllara kadar da harnup, sebze ve canlı hayvan ihracatı yaptığını anlatan Ercilasun, Kooperatif Şirketler Mukayyitliğinin kurulmasıyla kooperatiflerin özerkliğinin de kalktığını kooperatifçiliğin geriye gittiğini anlattı.
Tarımsal kooperatifçiliğin başarıyla yapıldığı İtalya, Hollanda ve Finlandiya gibi ülkelerde bazen 2-3 kasabadan üreticiler tarafından, bazen bir bazen de daha çok tarımsal ürün için kurulduğunu anlatan Ercilasun, emek ve sermaye birleştirme, düşük vergi, ortak araç kullanımı, ürün işleme, ihracat, pazarlama, planlama ve araştırma geliştirme alanlarında çalışmalar yapıldığını bildirdi.
İtalya’da en çok ihraç edilen tarım ürünlerinin kivi, üzüm ve şeftali olduğunu belirten Ercilasun, İtalya’da hangi üreticinin ne kadar ekeceğine bağlı oldukları kooperatiflerin karar verdiğini ifade etti.
“DEVLET YÖNLENDİRİCİ OLMALI”
Ercilasun, ülkede de Hükümetlerin üreticileri tarımsal kooperatiflere yönlendirici planlar geliştirmesi gerektiğini, desteklerin, düşük faizli kredilerin bu kooperatifler üzerinden yapılması gerektiğini kaydetti.
Ercilasun ayrıca kooperatifçiliğin ayakta kalabilmesi, kooperatifin gelir, gider ve yatırımlarının tüm üyeler tarafından görülebileceği bir bilgi sistemi oluşturulması gerektiğini söyledi.
ENGİNAR İTHALATINDA YAŞANAN SIKINTILAR
Enginar Üreticileri Kooperatifi Başkanı Mehmet Gazi ise, enginar üreticilerini kooperatif çatısı altında toplamayı başaramadıklarını, bugün enginar ürünün 9 farklı aracı tarafından ihracat edildiğini, bundan dolayı da bazı üreticilerin zarar gördüğünü anlattı.
Enginar ihracatının 12-13 milyon adet dolaylarında olduğunu, enginar üretim ve ihracat sektörünün iyi yönetildiği takdirde iyi kazancı olabilecek bir sektör olduğunu ancak gelinen noktada sektörün cadı kazanına benzediğini belirten Gazi, yapacak başka bir işimiz yok o nedenle üretime devam ediyoruz.
İhracatın tek çatı altında yapılmamasından dolayı üreticilerin büyük bir kesiminin mağdur olduğunu belirten ve geçmiş yıldan örnek veren Gazi, üreticilerin, aracılarla enginarın tanesi için 80 kuruşa anlaştığını, ürün ihraç edildikten sonra, üreticiye 70 kuruştan ödeme için zorlama yapıldığını, bu duruma üreticinin de razı olmaktan başka çaresi kalmadığını anlattı.
Gazi, üreticileri kooperatif çatısı altında toplamak için üreticiye dönüm başına desteklerin, ihracat primlerinin, mazot desteklerinin, düşük faizli kredilerin kooperatif aracılığıyla verilmesi gerektiğini kaydetti.
“AYRICALIK TANINMALI”
Enginar ihracat hakkının da sadece kooperatiflere verilmesinin önemli olduğunu ancak serbest piyasa politikası gerekçesiyle bunun yetkililer tarafından reddedildiğini anlatan Gazi, “eğer serbest piyasa üreticinin zararına oluyorsa, bu konuda adım atılması gerekiyor” dedi
Kooperatif olarak ambar inşa ettiklerini, ancak birliktelik sağlanamadığından ambara paketleme makinesinin kurulamadığını belirten Gazi, kooperatif çatısı altında yapılan ihracattan kooperatife kalan gelirin üretici adına yeniden yatırma dönüştürüldüğünün altını çizdi.
GAYRETKÖY SULAMA, ÜRETİM, PAZARLAMA KOOPERATİFİ
Gayretköy Sulama, Üretim, Pazarlama Kooperatifi Başkanı İsa Avunç, kooperatifin başta narenciyede maliyetleri düşürmek ve birlikte pazarlamak amacıyla kurulduğunu ancak sulama suyunda yaşanan sıkıntıdan dolayı herhangi bir çalışma yapılamadığını ifade etti
Kooperatife üye üreticilerin 500 dönüm bahçesi bulunduğunu, bahçelerin sulanması amacıyla bölgedeki beş kuyunun kooperatife devredilmesini istediklerini kaydeden Avunç, ancak su kuyularının devredilmesinin yasak olmasından dolayı ilk ve temel adımlarını atamadıklarını anlattı.
Avunç, kooperatifçilik faaliyetlerinin geliştirilebilmesi için su kuyularının devredilmesini engelleyen yasal düzenleme konusunda adım atılması çağrısında bulundu.
“KOOPERATİFLERE KATILIM TEŞVİK EDİLMELİ”
Yeşilyurt Sulama Birliği Başkanı Ahmet Yeşilada, narenciye ürününün pazarlanması, gübre ve diğer girdilerin alımında tasarruf edilmesi, bakım maliyetlerinin düşürülmesi maksadıyla kooperatif kurulmaya çalıştıklarını ancak üreticilerin kooperatifin ayakta kalabilmesinde duyduğu endişeden dolayı kurulamadığını belirtti.
Üreticilerin münferit hareket etmelerinden dolayı tüccarların üreticilere farklı farklı fiyatlar teklif ettiğini kaydeden Yeşilada, üreticileri tarımsal üretim kooperatiflerine üye olmalarına ikna edebilmek için üreticilerin kooperatiflerin sağlayacağı avantajlar konusunda bilgilendirilmesi gerektiğini, tarım alanında dünyanın kooperatifleşmeye yöneldiğini kaydetti.
Yeşilada ayrıca üreticiyi kooperatiflere üye yapmak için desteklerin kooperatif üyelerine ayrıcalıkla yapılabileceğini söyledi.
SERACILIKTA DA BENZER SORUNLAR
Gazimağusa Seracılar, Üretim ve Pazarlama Kooperatifi Ltd. Başkanı Hasan Deniz, 1975 sonrası kooperatifçilikte yaşanan gerileme neticesine kooperatifçiliğe yönelik güvensizlik geliştiğini, sonrasında kooperatifçiliğe gereken devlet desteğinin verilememesi ve halkın faydaları konusunda bilgilendirmediğinden gelişemediğini kaydetti.
Örtü altı yetiştiriciliğinin yüzde 60-70’inin Maraş’ta yapıldığını belirten Deniz, kooperatifin çok yüksek olan girdi maliyetlerinin düşürülmesi, pazar konusunda söz sahibi olabilmesi amacıyla kurulduğunu kaydetti. Deniz, “Yaş sebze ve meyve fiyatı 5-10 toptancının elinde kaldı” dedi.
Örtü altı ürün yetiştiricilerini kooperatif altında toplayamadıklarını belirten Deniz, kooperatife üyeliği teşvik için, destek ve düşük faizli krediler için kooperatif üyeliğinin şart olarak talep edilmesi gerektiğini, bu önlemin kredi alımlardaki suiistimalleri de engelleyeceğini ifade etti.
ARICILIK KOOPERATİFİ ÖRNEĞİ
Kuzey Kıbrıs Arıcılık Kooperatifi Kırata Kasapoğlu, kooperatifin, üreticinin elinde kalan balı tek çatı altında toplayıp, paketlemek ve otellere pazarlayabilmek amacıyla kurulduğunu söyledi.
Otellerin talep ettiği boyutta paketleme yapabilecek makinenin değerinin 500 bin TL olduğunu, bu makinenin küçük işletmeler tarafından satın alınmasının mümkün olmadığını ancak kooperatif olarak almayı başardıklarını kaydeden Kasapoğlu, bugün piyasadaki yerli balın fiyatının da Kooperatifin öngörüleri doğrultusunda belirlendiğini ifade etti.
“YAPI DEĞİŞMELİ, ÖZERKLİK KAZANDIRILMALI”
Bugün kooperatiflerin kredi veren kurumlar olduğunu bunun değişmesi gerektiğini kaydeden Kasapoğlu, kooperatiflerin Kooperatif Şirketler Mukayyitliği ’ne bağlı olduğunu bu nedenle karar alma ve uygulamaya koymanın sıkıntılı olduğunu, tarımsal kooperatifçiliği yerleştirmek için yapılması gerekenin yasal düzenlemeye gidilerek kooperatiflere özerklik kazandırılması olduğunun altını çizdi.