1. YAZARLAR

  2. Sami Özuslu

  3. TASARRUF HA!
Sami Özuslu

Sami Özuslu

TASARRUF HA!

A+A-

Anlı-şanlı TC-KKTC Mali programının yenisinde de, eskilerinde de en fazla ‘tasarruf’ vurgusu yapılır.

Gelen-giden hükümetle programlarına ‘tasarruf yapacağız’ diye yazar, ‘kamu açıkları’nı kapatmayı vaat ederler.
Buna en fazla sarılan da sol partiler olur. “Kendi yağımızla kendi ciğerimizi kavuralım”, “kendi kendimize yetelim”, “hiç olmazsa cari harcamalarımızı kendimiz karşılayabilelim” derler.
Bu yüzden de solun asıl hedefinden saparlar!

Dar ve sabit gelirlilerin yaşam düzeyini ve alım gücünü yukarıya çekmeyi, yardıma muhtaç kesimlere devletin sıcak elini uzatmayı, sağlık ve eğitime gerekli kaynağı ayırmayı geri plana iterler.
Eğri oturup doğru konuşmak gerekirse, sol bu hatayı her hükümet döneminde yapıyor!

***

Hükümete gelen partilerin başka türlü davranma şansı var mıdır?

Bence pek yoktur.
Zira ipler büyük ölçüde Ankara’nın bürokratlarındadır. Onlardır mali protokollerin, ekonomik programların asıl mimarları…

Kaynağın, yani paranın musluğu -adı değişse de işlevi değişmeyen- TC Yardım Heyeti’ndeki memurların elindedir ve bu yüzden zaten bir parti ağzıyla kuş tutsa bile seçim manifestosuna, parti programına, koalisyon protokolüne yazdığı hedeflere doğru yol alamaz.
Velev ki TC Yardım Heyeti’ndeki beyefendiler ikna olsun, tatmin olsun, mutlu olsun…

***

Tabii sol hükümetler ‘tasarruf’ diye diye, KKTC ekonomisini kurtarma sevdasıyla yanıp tutuşurken, sağ hükümetler her daim göreve gelir gelmez varsa eğer tasarruf edilen birkaç kuruş, göbek atarken keyiften etrafa para savuran çakırkeyif kabadayılar gibi etraflarını nemalandırırlar.
Mevkiler varsa, itinayla doldurulur. Orman Dairesi’ne öğretmen, DPÖ’ye alakasız müdür… İtinayla!..
‘Mamma yasaları’ lazımsa, bir yolu bulunur, çıkarılır. Sayıştay Başkanı ve iki üyesinin cebine mesela birer okka daha ekstra para konulur. ‘Tahsisten hak sahibi’dirler ya, ‘tahsisatları’ halledilir.
Bir günlüğüne ‘müdür’ yapılarak mesela, bir kamu görevlisinin şimdiki aylığı, emekli maaşı, emeklilik ikramiyesi ‘çağ atlatılır’!

Ya da İstanbul’da ‘çocuğun mezuniyet töreni’ne 6 kişilik kafileyle gidilir, devletin cebinden bol para harcanır.
‘Tasarruf’ mu yapmıştı bir önceki solcu hükümet?
“Bravo” diyen var mı bunda dolayı o partiye, o bakanlara?

***

‘Tasarruf’ ha!..
Bu düzende ‘tasarruf’ yalanın ta kendisidir.
Kamudaki harcamaları kısmak, varsa kara delikler bulup kapatmak, suiistimali, yolsuzluğu, vergi kaçakçılığını önlemek elbette gereklidir ve zaten her hükümetin, her bakanın görevleri arasındadır.
Ama sol bakımından fark şurada olmalıdır: Tasarruf yaparken, gelir düzeyi düşük kesimlerin cebine dadanmazsınız. Yardıma muhtaç kesimlere desteği azaltmazsınız. Asgari ücreti sefalet ücreti olmaktan çıkarırsınız. Sosyal adaleti sağlamaya dönük adımlar atarsınız. Eğitim ve sağlığa para harcamaktan korkmazsınız.

Yoksa ‘tasarruf’u araç değil amaç edinir, en geniş kitleleri kucaklayacak işler yapmazsanız, sistem sizi bitirir.
Muhalefete düşünce de, sağ partilerin kamu imkanlarını ‘devlet malı deniz’ mantığıyla gollifa gibi dağıttığını tribünden izler, en çok bir ‘yuh’ çekersiniz. O da pek duyulmaz zaten!..

Sol partiler ekonomi politikalarını gözden geçirmediği, gücü eline aldığında TC Yardım Heyeti’ni aşıp kendi politikalarını uygulamaya yönelmediği sürece ‘tutarsız’ olmaya mahkumdur.
Buyurun, tasarruf ettiklerinizi nasıl harcıyor Özgürgün-Denktaş ikilisi, izleyin!..
Keşke zamanında ‘laf dinleme’ gibi bir huyumuz olsa!!!

Bu yazı toplam 1809 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar