‘Taşın altına konacak eller’
Binlerce yurttaş sokaklara çıktı yine…
“Müdahale Değil İrade” dedi,
“Biat Değil Özgürlük” dedi.
Dedi ama Ulusal Birlik Partisi bu sloganların tersi hareket etmeye devam ediyor…
Müdahaleyi kanıksamış, Saray’a müdahaleyle çıktıktan sonra kendi başkanının da Biat ederek atanmasını bekliyor.
Onlar için sorun değil bu durum!
UBP’nin tabanı için bunu demek istemiyorum aslında…
Mutlaka bazı isyanlar var ki Sucuoğlu da bu tepkileri yanına alarak bir aday oluyor bir çekiliyor pozisyonunda şimdilik…
Bu hafta UBP kurultayının olup olmayacağı belli değil.
7 Aralık’a kadar kurultayın olacağı söyleniyor ama tarihini saptamak için de Ankara’dan gelecek emir bekleniyor.
Yani Ankara, yani AKP, Yani Erdoğan 7 Aralık’a kadar emirlerini verecekse
UBP yöneticileri de oradan gelecek emirlere göre yürüyecekleri yolu! öğrenecekler.
Oradan ses gelmeyince bir bilinmezlik UBP için devam ediyor.
Belki bir gece yine sabaha karşı Saray’a gelecek telefonla ‘yürünecek yolları’ belli olur.
***
Bu arada Ersan Saner aldığı hükümeti kurma görevini de tamamlayamıyor çünkü bir ortak bulamadı.
Olumlu yanıt alacağını umduğu HP’den de ‘olumsuz’ yanıt alınca Saner ortada kaldı.
HP’nin olumsuz yanıt vermekte kendine göre bazı nedenleri var tabii ama o nedenlerin en başında batmış bir ekonomi ve sorunlu bir UBP yanında en azından yalnız yer almak istemiyorlar.
Olası hükümette de yaşanacak beceriksizlikler ve usulsüzlüklere bir ortak daha arıyorlar.
Müdahaleye açık ve biat edilerek yaşanacak sürece CTP’yi de ortak etmeye çalışıyorlar ki “bakın onlar da vardı” diyebilsinler.
Onun için de “taşın altına CTP de elini koymalıdır” diyorlar.
HP Milletvekili Jale Refik Rogers dillendiriyor bu temenniyi…
Bir bilim kadını olarak Rogers’a saygım var ancak siyasete gelindiği zaman bilimi, gerçekleri ve doğruları arka cepheye atarak günahlara ortak aramak duyulan saygının törpülenmesine neden olur.
Rogers tabii ki siyasette yeni bir isim… O yüzden de bazı şeyleri dillendirmek daha kolay gelebilir. Zaten partisinin de kemikleşmiş bir tabanı bulunmadığı için daha rahat hissedebilir kendini, o yüzden de zora düşüldüğünde “hepimiz elimizi taşın altına koymalıyız” demek de kolay olabiliyor.
Ancak CTP’nin köklü siyaset bilinci ve deneyimiyle ve tabii ki vizyonuyla kolayca söylenen bu lafların ardında yatan nedenleri mutlaka hesaplaması gerekir. Özellikle pandeminin başından beri CTP çeşitli defalar işbirliği, katkı çağrısı yaparken, ellerin taşın altına konulmasını isterken dikkate alınmadığı gerçeği de ortada…
Şimdi öyle bir süreç yaşanıyor ki, (müdahale, biat etmek, boyun eğmek, emir almak, bir yerlere başka bir yerlerden atanmak) “elini taşın altına koymak” aldatmacasıyla bu süreçte yer almak hep parti tabanı, hem de toplumun tümü için kabul edilebilecek, onaylanabilecek bir hareket olmaz.
Dün CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman’ın “Kimsenin bizden bütün bu yaşananlar ‘yaşanmamış gibi’ davranmamızı isteme gibi bir lüksü olmadığını hatırlatmak isteriz” ifadesini de buraya eklemekte yarar var.
***
“Müdahale Değil İrade” diye yollara dökülen toplumun talebi atanmışlarla hükümet kurmak olmasa gerek.
“Biat Değil Özgürlük” diyenlerin “taşın altına konacak elden” anladıkları o taşın altına girecek bütün ellerin özgür eller olmasıdır diye düşünüyorum.