1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. “Taşkın alanına pandemi hastanesi”
“Taşkın alanına pandemi hastanesi”

“Taşkın alanına pandemi hastanesi”

Aylardır beklenen Pandemi Hastanesi için seçilen yer ve projenin yapılış süreci, uzmanlarca ağır eleştirildi.

A+A-

YENİDÜZEN

Aylardır beklenen Pandemi Hastanesi için seçilen yer ve projenin yapılış süreci, uzmanlarca ağır eleştirildi.

İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Gürkan Yağcıoğlu, dere ağzı ve kanalizasyon hattı üzerine pandemi hastane yapılması için yer tesliminin hangi devlet kurumu tarafından yapıldığı açıklanması gerektiğini vurguladı.

Başkan Yağcıoğlu yaptığı açıklamada, pandemi hastahanesinin, KTMMOB ve İnşaat Mühendisleri Odası tarafından yapılan tüm uyarılara rağmen yüksek sel/taşkın riskine sahip bir bölgeye (dere ağzı) ve LTB Kanalizasyon hattı üzerine inşa edilmeye başlanmasını esefle izlediklerini belirtti.

Açıklamada, belirlenen mevkide 2010 yılından bu yana fiilen sel basınları yaşandığına da dikkat çekildi.

 

“Yüksek sel/taşkın riskine sahip bir bölge”

İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Gürkan Yağcıoğlu’nun açıklaması şöyle:

“Malumunuz olduğu gibi 2020 yılı tüm dünya ülkeleri ile eş zamanlı olarak ülkemizde de COVID19 virüsü ile mücadele etmekle sürmektedir.

Ortaya çıkan virüs nedeni ile ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkelerden kat ve kat güçlü ülkelerin sağlık ve ekonomi sistemlerinin altüst olduğu görülmektedir. Tüm ülkeler pandemi tehdidi ile mücadelede tedbirler almaya, alınan tedbirleri değiştirmeye ve neticesinde birçok dolaylı sorunlar yaşamaya başlamışlardır.

Virüsün ortaya çıkışı itibari ile ülkemizde eksikliği apaçık ortaya çıkan pandemi hastanesi toplumun tüm kesimleri gibi bizleri de tedirgin etmektedir. Ancak son günlerde basından takip ettiğimiz ve yerinde de çalışmalarına başlanan pandemi hastanesinin, KTMMOB ve İnşaat Mühendisleri Odası tarafından yapılan tüm uyarılara rağmen yüksek sel/taşkın riskine sahip bir bölgeye (dere ağzı) ve LTB Kanalizasyon hattı üzerine inşa edilmeye başlanmasını esefle izlemekteyiz. Oda üyelerimiz olan değerli akademisyenler tarafından daha önceden Lefkoşa ilçemiz ile ilgili yapılan taşkın riski çalışmalarında bahse konu bölgenin yüksek taşkın riskine sahip olduğu ortaya koyulmuş ve bu çalışmalar ilgili tüm devlet kurumları ile de (Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Komitesi, Sivil Savunma Teşkilatı) KTMMOB ve İMO’nun bulunduğu toplantılarda paylaşılmıştır. Bunun yanında belirtilen mevkide 2010 yılından günümüze kadar birçok sel baskınlarının fiilen yaşanmış olması da bu raporları haklı çıkarmaktadır.

Çok yakın tarihte taşkınlar yaşanan ve can mal güvenliğini tehdit eden bu bölgenin hastane yapılması amacıyla hangi devlet kurumu tarafından yer tesliminin yapıldığı kamuoyuna açıklanmalıdır. Aksi takdirde devlet projelerinde yaşanacak olumsuz sonuçlar karşısında “PROJELERİN FENNİ SORUMLUSU KİMDİR ?” sorularımıza bir yenisini daha ekleyerek hastane gibi önemli bir toplumsal yapının zarar görmesi durumunda “VİCDANİ SORUMLULARI KİMDİR ?” diye de sorgulamak gerekecektir.

Pandemi hastanesinin belirlenen bölgede yapılması ve tüm dünya sağlık otoritelerinin de belirttiği üzere kış aylarında salgının artması neticesinde yüzlerce vatandaşımız bahse konu hastaneyi kullanacaktır.

Bilimsel çalışmalar ve yaşanmış tecrübeler neticesinde önümüzdeki kış ayında olası taşkının gerçekleşmesi neticesinde hastaneye yerleştirilecek insanlarla, bu dönemde değerleri bir o kadar daha ortaya çıkan sağlık çalışanlarının ve sel sonrası kurtarma çalışmalarında bulunacak ekiplerin hem hayati hem de bulaşma tehlikesi ile karşı karşıya kalmalarına sebebiyet verilecektir.

Tüm bu bilgiler ışığında söz konusu pandemi hastanesinin bilerek ve isteyerek bu alana yapılması can ve mal kaybının yaşanmasına ve salgının daha da yayılmasına davetiye çıkarmak demektir. Bu vesile ile bu yanlıştan dönülmesini ve bir an önce ülkemiz kurum kuruluşları ile istişare içerisinde pandemi hastanesinin afet riski düşük bir alanda yapımına başlanmasını arzu ediyor, bu bağlamda tüm yetkilileri / ilgilileri keyfi ve bilimden uzak davranışlardan vazgeçip ciddiyet ve sağduyu ile göreve davet ediyoruz”.


2010 yılında yaşanan Lefkoşa taşkınının haritası… Yrd. Doç. Dr. Hasan Zaifoğlu'nun doktora tez çalışması kapsamında hazırlanan harita, taşkının yeniden yaşanmaması için Sivil Savunma Teşkilatı'nın önerisiyle Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Komitesine sunulmuştu.

 (KTMMOB-İMO tarafından açıklanan ve ODTÜ öğretim görevlileri tarafından hazırlanan taşkın haritası) [Bertuğ Akıntuğ'un paylaşımı]


Biyologlar Derneği Yönetim Kurulu adına Sarpten:

"Dere yatağına pandemi hastanesi olur mu?"

Biyologlar Derneği Yönetim Kurulu adına açıklama yapan Hasan Sarpten de Pandemi hastanesinin yapılacağı yerin Gönyeli barajından gelen dere yatağının taşkın alanı içerisinde kaldığına işaret etti.

Sarpten’in açıklaması şöyle:

2020 yılının başından beri tüm dünyanın en önemli sorunu haline dönüşen koranavirüs ya da kovid-19 pandemisi ülkemiz için de en ciddi bir sorun oluşturmaya devam ediyor. a özelliğini sürdürüyor. Mart ayında görülen ilk vakanın ardından hükümetin aldığı hızlı ve etkili önlemler ve toplumun genelinin özveriyle uyduğu yaklaşık 100 günlük sıkı kapanma sürecinin sonunda yine hükümet edenlerin ifadesiyle dünyaya örnek olacak şekilde virüsü yenen ilk ülke olduğumuz iddia edilmişti. Oysa, bunun gerçek olmadığını şu günlerde toplum olarak tecrübe etmekteyiz. Aslında, hükümet tarafından doğru başlatılan pandemiyle mücadele süreci sağlık yerine ekonomik kaygıların ön plana alınmasıyla bertaraf edilmiştir. Bunun sonucunda ise hızlı bir açılım ve 1 Temmuz itibarıyla da sınır kapılarının karantinasız olarak açılmasıyla covid-19 yeniden halkımızın korkulu rüyası haline dönüşmüştür. Elbette ki, toplum olarak ilelebet kapalı kalmak mümkün değildi ve 2. dalgaya hazır olduğumuz ölçüde kademeli bir açılım olması gerekendi. Ne var ki, Eylül ayına geldiğimiz bir dönemde hükümetin gerekli hiçbir hazırlığı yapmadığı, sağlık sistemini iyileştiremediği ve pandemi hastanesi sorunu bile çözemediği tartışılmaz bir gerçekliktir. Öyle ki, sürekli farklı şekillerde tartışılan hastane konusunda bile ne yaptığını bilmeyen hükümetin pandemi sürecini yönetmesi beklenemez. Önce Mağusa Devlet Hastanesi pandemi hastanesi olacaktı, sonra Lefkoşa'da mevcut hastanenin içinde olacak denildi. Bir ara Girne’ye de yapabilir ya da Güzelyurt’taki yarım hastane de tamamlanabilir denildi. Daha sonra, bir özel hastanenin satın alınıp pandemi hastanesi yapılacağı söylendi. Tüm bu laf kalabalığı içinde 6 ay boyunca hiçbir adım atilmadı. Sonra bir sabah, resmi hiçbir proje onayı olmadan her açıdan yasa dışı sayılabilecek bir hastane yapımı için dozerlerin esasen dere yatağı olan bir bölgede çalışmaya başladığını öğrendik. Pandemi hastanesinin yapılacağı yer Gönyeli barajından gelen dere yatağının taşkın alanı içerisinde kalmaktadır. Zaten mevcut hastanenin bir bölümü de taşkın alanındadır ve sel sularının geçmesi için hastane içerisine bir kanal yapılmıştır. Ancak, yakın geçmişte yaşandığı üzere Gönyeli Göleti’nin taşması durumunda bu kanal yetersiz kalmaktadır. Eğer pandemi hastanesi buraya yapılırsa son yıllarda ülkemizdeki yağış rejimleriniz düzensizleştiği düşünülürse birkaç ay sonra pandemi hastanesinin sular altında kalması kaçınılmazdır. Bunun yanında, Lefkosa Belediyesinin açıkladığı üzere kanalizasyon hatlarının bu bölgeden geçmesi ve KTMMOB'un açıkladığı üzere projelendirme ve ihale süreçleri, şu anda yapan müteahhitin yetkisi, kısacası bu süreçte yapılanların tümü̈ yasa dışıdır. Tüm bunlar "pandemi hastanesi" meselesinin hükümetin kovid-19 yönetim sürecine paralel olarak halen daha iş bilmez bir şekilde ve kaotik bir anlayışla sürmekte olduğunu açıkça görmekteyiz”.


Şehir Plancıları Odası Başkanı Merter Refikoğlu:

Uzun bir gecikmenin ardından pandemi hastanesinin yapılmasının sevindirici olduğunu ifade eden Şehir Plancıları Odası Başkanı Merter Refikoğlu, kaygıları artırıcı birçok konu olduğuna da işaret etti. İnşaatın dere yatağına yapılmasının planlanmasının yanı sıra, projenin Türkiye’den hazır gelmesi kabul edilemez olduğuna işaret eden Refikoğlu, üzerinde herhangi bir KKTC vatandaşı mühendis, ya da mimarın imzasının olmamasının, her şeyden önce yasalarımıza aykırı olduğuna vurgu yaptı.

Refifoğlu’nun açıklaması şöyle:

“İşin aciliyeti açısından bazı işlemlerin hızlı yapılmaya çalışılması normal karşılanabilir ancak
olayın iç yüzüne bakıldığı zaman bizleri kaygılandıran birçok konu
vardır;
•       İnşaat yapılması düşünülen alan dere yatağı üzerindedir. Bu konuda
hiçbir mühendislik çözümü yapmadan, her yağan yağmurda büyük zarar gören
bölgeye bir de böyle bir inşaat başlamak yanlıştır. Eğer mevcut bölgede
bir inşaat yapılması düşünülürse burayla ve çevresiyle ilgili geniş
çaplı bir çalışma yapılmak zorundadır.
•       Projenin Türkiye’den hazır gelmesi kabul edilemez bir durumken, proje
üzerinde herhangi bir KKTC vatandaşı mühendis ya da mimarın imzasının
olmaması, her şeyden önce yasalarımıza aykırıdır. KKTC hükümetinin
yapmaya çalıştığı bu kaçak inşaat, ülkedeki kaçak inşaat sayısını
artıracaktır.
•       Yine bir projenin uygulanabilmesi için KKTC vatandaşı mühendis ve
mimarların Şehir Planlama Dairesi’nden planlama onayı, KTMMOB vize
bürolarından vize, ilgili dairelerden Çevre Etki Değerlendirme raporu,
yerin yapısı, su vb. çalışmalar yapıldıktan sonra da ilgili belediyeden
inşaat ruhsatı alınması gerekmektedir. Bu işin hızlı olması gerektiğinin
farkındayız. Hızlı bir şekilde saydığımız bu işlemlerin bu dosyaya
öncelik verilerek yapılması mümkündür. Ancak yukarda sayılan hiçbir
önlem alınmadan başlayan inşaat felakete davetiye çıkaracaktır.
•       İnşaat başlayan bölge Ülkemizin devlet hastanesi otoparkı üzerindedir.
Mevcut hastanenin otoparkı yetersizken, bunun da üzerine otoparksız
pandemi hastanesinin yapılması, otopark sorununu daha da büyütecektir.
Mevcut hastane ve yapılacak ek binalar için otoparkın da düşünülmesi bir
zorunluluktur. Bodrumda otopark ya da direk üstü projeler ile çözümler
düşünülmelidir.
•       Yapılacak olan yeni ek hastane binası ile bölgenin trafik yoğunluğu
ile ilgili bir çalışma da yapılmadığını düşünmekteyiz. Yapılacak olan
pandemi hastanesi ile mevcut yollar ve giriş çıkışlar yetersiz
kalacaktır. Bu da hem bölgeye ekstra trafik yükü getirecek, hem de
hastaneye acil ulaşmaya çalışan vatandaş ve ambulanslar için ek külfet
yaratacaktır.
Tüm kamuoyuna saygılarımızla bildiririz”.
 


Yerbilim Mühendisleri Odası: “Sel taşkın riski barındırıyor”

Yerbilim Mühendisleri Odası, Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi bölgesinde inşasına başlanan pandemi hastanesinin yerinin eski akarsu dolgu şekilleri üzerinde olduğunu belirtti.

Oda tarafından yapılan yazılı açıklamada, ”Sağlık Bakanlığı’nın Pandemi Hastanesi inşaa etmeyi planladığı alanın eski akarsu dolgu çökelleri üzerinde yer aldığını ve bunu yaptırdığı zemin etüt çalışmaları ile de bildiğini” savundu.

Bahse konu sekilerin kumlu killi sedimanlar olup, suya doygun olan kesimlerinin, balçık karakter özelliği gösterdiği kaydedilen açıklamada, “Sağlık Bakanlığı, Haziran 2020 tarihinde meslektaşlarımıza hazırlatmış olduğu zemin etüt raporları neticesinde bu alanın akarsu dolgu sekisi olduğu ve sel taşkın riski barındırdığı bilgisine rapor vasıtasıyla ulaşmıştır. Bakanlık bu alanın jeolojik geçmişi ve taşıdığı riskleri bilerek inşaat faaliyetini sürdürmektedir” denildi.

 

foto01-042.jpg
Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri, Başbakan Ersin Tatar ve Sağlık Bakanı Ali Pilli inşaat alanında.

Bu haber toplam 3448 defa okunmuştur
Etiketler :
İlgili Haberler