1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. TAŞLAR YAĞSIN
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

TAŞLAR YAĞSIN

A+A-


İnsansız Hava Araçları “oyuncak” gibi geliyor.
Peki, “Silahlı İnsansız Hava Araçları” ne oluyor?

***

“Silah” öldürmeye yarıyor.
İnsanı!
“E güney de anlaşma yaptı, bilmem kaç İHA aldı, bıdı bıdı...”
Güneyde ya da kuzeyde fark etmez!
Ya da dünyanın herhangi bir yerinde...
Fikret Demirağ’ın dizeleridir sanırım, tümüne, en iyi yanıt, “Bir daha savaş isteyenin taşlar yağsın başına...”

***

Utanmasalar bayram yapalım isteyecekler, savaş uçaklarına açıyoruz diye, havaalanımızı...
Sevinelim öyle mi?
Üstelik, görüyoruz işte, adanın kuzeyine dair karar alma süreçlerinde yok hükmündeyiz...
Ne etkin var, ne yetkin!
Özne olmak gibi bir talebi de yok zaten bugün için ada yarısını yönetenlerin!

***

Hükümet, ne olup bittiği Türkiye basınına düştükten sonra ortaya karışık laflar üretiyor. Toplum lideri, üzerine bayrak serilmiş masalarda köy geziyor, seçim sohbetleri yapıyor. “Savaşa Hayır” diye yeri göğü inleten bir muhalefet arıyor gözler. Memleketin kalbur üstü yığınları da 13’üncü maaş telaşında zaten...

***

En samimi sözleri hiçbir yaranma kaygısı, politik endişesi, siyasi beklentisi olmadan köydeki insan söylüyor: 
“Biz savaş anılarıyla büyüdük, çocuklarımızın da öyle olmasını istemiyoruz.”

***

Çok soru var, yönelteceğimiz...
Kime peki, kime...
Bunca kabulleniş varken...

Yine şiire sığınalım:
“Ne çok mezar saklıyor yüreklerimiz / Ne kadar ölüm/ İşte iki uzak yamaçta iki yalnız ihtiyarcık / Yüreklerini bölemedi toprağı bölen çizgi / Göğün hangi parçası birinin, hangisi öbürünün ki. / Yürekleri kaç mezar saklıyor, bunu sor / Hangisi hangisinin evinde ölüyor şimdi.”

***

Ölmektir, hep korkuyla yaşamak...
Yarını bilmeden...

 

 

Bu yazı toplam 2386 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar